MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütü elebaşının yakalanışının yıldönümünü bahane ederek yapılan gösterilerde Hükümetin tutumunu eleştirerek, ''Konuya başından beri duyarsız olan AKP zihniyeti, yaklaşan seçimin getirdiği oy kaygısı ile daha da silikleşmiş ve Türkiye'nin bazı yörelerinde alanı bölücülere terk etmiştir'' dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Bahçeli, hayatını kaybeden Azerbaycanlı şair ve fikir adamı Bahtiyar Vahabzade'ye Allah'tan rahmet, Türk milleti ve Azerbaycanlı kardeşlerine başsağılığı diledi.
Bahçeli, AK Parti'nin bölücülük algısında, yalnızca terör eylemleri ile şehit haberlerinin yer aldığını, özellikle son zamanlarda artan ve sokaklara taşan bölücü tahriklerin Hükümet tarafından sessizce seyredildiğini öne sürdü.
Son günlerde bazı illerde yapılan gösterilere değinen Bahçeli, şöyle devam etti:
''İmralı'daki hücresi iktidar tarafından misafirhaneye çevrilmeye çalışılan bölücü başının ele geçmesinin sözde yıldönümünde, yine sahneye çıkan mihraklar pek çok şehirde gösteriler yapmışlar ve güvenlik kuvvetleriyle çatışmışlardır. Konuya başından beri duyarsız olan AKP zihniyeti, yaklaşan seçimin getirdiği oy kaygısı ile daha da silikleşmiş ve Türkiye'nin bazı yörelerinde alanı bölücülere terk etmiştir. Gelişmeler, yaklaşan ilkbaharla birlikte yıllardır oynanan oyunun tekrarlanmaya çalışıldığının;, bu yıl seçim ortamı ile de birleştirilerek yeni bir terör ve baskı sürecinin başlatılacağının işaretini vermektedir. Buna paralel olarak, hükümetin Barzani ile kucaklaşma projesinin giderek Türkiye'den de destek ve zemin bulacağı anlaşılmaktadır. Bir ay sonra, 'Kürt konferansı' adıyla birleşik bir coğrafyanın tartışılacağı ve adına sözde kongre denen başka bir toplantının da burada yapılacak olması dikkat çekici ve kaygı uyandırıcıdır. Küresel bir projenin sivil toplum acentesi gibi faaliyet gösterenlerin çıktıkları bu yolda, kendi ifadeleri ile 'Kürt siyasi grupları' olarak tanımladıkları tarafların Erbil'de düzenleyecekleri konferansı alkışlamaları önümüzde yeni bir sürecin açıldığını göstermektedir.''
Bahçeli, ''Okyanus ötesinden güdümlü toplantıda geçen yıllarda ana dilde eğitim hakkı, Türkiye'de varsaydıkları asimilasyonun reddedilmesi, af kanunun ve şartlarının olgunlaştırılması tekliflerinin dile getirildiğini hatırlatarak, ''Yeni toplantıda bunlara ilave olarak bu yıl, Asuriler, Süryaniler, Keldaniler ve Ermenilere etnik vurgu yaparken, etno-milliyetçiliğin reddedilmesinin derin çelişkisi, Irak'taki aşiret devleti ile ilişkilerin geliştirilmeyi ve karşılıklı diplomatik temsilciliklerin açılması, her türlü şiddetin terk edilmesi gibi söylemler, Barzani ile ortak lisan geliştirenlerin niyetleri hakkında hepimize fikir vermiştir'' dedi.
Devlet Bahçeli, bir gün bile kendisi olamayanların ve ne olduklarını bir türlü ilan edemeyenlerin; her bir araya geldiklerinde ''hepimiz'' diye başlayarak toptancı bir anlayışla sürekli başkaları olduklarını ilan etmelerinin, tam bir sözde aydın başıbozukluğu ve kokuşması olarak tarihe geçeceğini söyledi.
'Kaos ortamı, seçimin önemini artırdı'
Konuşmasında 29 Martta yapılacak seçimlere de değinen Bahçeli, siyasi partilerin aday listelerinin, bu akşam itibariyle seçim kurullarına verilmesiyle, seçim kampanyalarının hız kazanacağını anlattı.
Önümüzdeki haftalarda milletvekillerinin, mahallinde seçim çalışmalarına destek olmaları amacıyla TBMM'nin çalışmalarına ara vermesinin söz konusu olacağını dile getiren Bahçeli, partisinin bu seçime bütün seçim bölgelerinde katıldığını hatırlattı.
Partisinin adaylarını belirleyip seçim hazırlıklarını tamamladığını ifade eden Bahçeli, ''Yoksulluk ve yokluğun giderek büyüdüğü, işsizliğin ve iflasların hız kesmeden arttığı, Türkiye'nin dış politikada hızla itibar kaybettiği, bölücülüğün meydanlara ve sokaklara taştığı, inanç istismarının, iktidarla ana muhalefet arasında elden ele taşındığı, hükümet eliyle ayrışma tohumlarının atılmaya başlandığı, toplumun giderek baskı altına alındığı ve korku salındığı, yandaşların yolsuzluklarının birer birer ortaya çıkmaya başladığı, işbirlikçi medya ve menfaat şebekelerinin yalanlara sığındığı bir kargaşa ve kaos ortamı yaklaşan seçimin önemini daha da artırmıştır'' diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye'de, hükümetin aciz ve teslimiyetçi olduğunu, temel değerlerin yıprandığını ve hırpalandığını, siyaset kurumunun tıkanıp etkisizleştiğini, hukukun yaralandığını ve etkisizleştiğini öne sürdü.
'Kirli ilişkiler ağı çözülmeye başladı'
Devlet Bahçeli, bu durumun, 58, 59 ve 60. Cumhuriyet hükümetlerinin sorumluluğunu üstlenen iktidarın, aldatma, göz boyama, istismar ve çatışma üzerine şekillendirdiği bulanık siyasetinin bir sonucu olduğunu ileri sürerek, ''Fakir fukara edebiyatı yaparak, tüyü bitmemiş yetimden söz ederek, Allah'tan korkan ve kuldan utanan bir iktidar vaat ederek işbaşına gelen hükümetin ve yandaşlarının karıştıkları yolsuzluklar ve kirli ilişkiler ağı birer birer çözülmeye başlamıştır'' dedi.
29 Mart 2009'da yapılacak seçimlerin, yalnızca yerel yöneticilerin bir seçimi olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
''Bu aynı zamanda milletimizin, AKP iktidarının 6 yıl 3 aydır kendisine reva gördüğü zilleti mutlaka sorgulayacağı, ana muhalefetin çatışmacı siyasetine 'dur' diyeceği bir imtihan alanı olarak yorumlanmalıdır. Bu itibarla, yıllardır, şahsi ikbal peşinde koşarak milletin alın terlerini ve tertemiz hislerini sömürenlerin, önce cephelere ayırıp sonra sinsi oyunlarla oluşturdukları kutuplara seçmen toplayanların, yaşatılan ağır yoksulluğu örtmek için, vicdan istismarı ile göz boyayanların, yandaşların ve işbirlikçilerin sınır tanımayan yükselişinden, buna karşılık helal kazancın ve göz nurunun tükenişinden sorumlu olanların, Türkiye'nin kardeşliğine el ve dil uzatanların gerçek kimlikleri mutlaka topluma anlatılmalı ve milletimizin uyanışı sağlanmalıdır. Bunlar yapılabildiği takdirde, milletimizin önündeki perdeler birer birer kalkacaktır. Böylesi bir uyanıklığın oluşması durumunda ise; hiçbir bahane ve istismar bu uyanışın önüne geçemeyecek ve AKP iktidarı gerçekler karşısında sorgulanacaktır. Açlığın, adaletsizliğin, ahlaksızlığın ve asayişsizliğin; yokluğun, yolsuzluğun, yoksulluğun ve yozlaşmanın gerçek failleri birer birer ortaya çıkacaktır. Yaşanan üslup kirliliği ve seviye kaybının sahipleri görülerek, milli ve manevi değerlerin nasıl aşağılandığı, kimlerce hakarete uğratıldığı daha iyi anlaşılacaktır. Ve onlara ulaşabildiğiniz ölçüde, milletimiz, kara propagandanın tesirinden kurtulacak, vicdanının sesini dinleyerek yapılanların hesabını sandık başında mutlaka soracaktır.''
'Milletle kucaklaşın'
MHP'li milletvekillerinden milletle kucaklaşmalarını isteyen Bahçeli, ''Maksatları, geçmişleri ve zihniyetleri çok iyi bilinen ve Milliyetçi Hareketin olmadığı bir siyaset mühendisliğine soyunan iki kutuplu şer cephesi karşımızda saflarını sıklaştırmıştır. Seçimlere gidilen süreçte siyasi partiler çok ciddi bir siyasi ahlak ve samimiyet sınavından geçmekte, Türk milleti yaşanan gelişmeleri ibretle izlemektedir. Türk siyasetinin gerginlikten beslenen kronik istismar tacirleri bir kez daha aynı anlayışla sahneye çıkmış, gerginlik ve çatışma terazisinin iki kefesinde yerlerini almıştır'' diye konuştu.
Bahçeli, iktidar ve ana muhalefet arasında, manevi değerlere sahip çıkma yarışı ve din istismarcılığı tartışması başlamasının, sadece siyasi kara mizah örneği olarak değil, aynı zamanda siyasi zafiyet ve omurgasızlık örneği olarak da uzun süre hafızalardan silinmeyeceğini öne sürdü.
''Birbirlerini Türk milletini korkutma aracı olarak kullanan, korkuları yarıştırarak 'kötünün iyisi' imajıyla siyasette yol almaya çalışan bu iki kutup, Türk milletinin iradesini parsellemeye ve bu yöntemle köhne siyasi yapılarını ayakta tutmaya çalışmaktadır'' diyen Bahçeli, şunları söyledi:
''Bu nedenle bizim öncelikle bu siyaset aktörlerinden farklılıklarımızı vurgulamak ve Milliyetçi Hareketin, siyasi meşruiyetinin kaynağını, inanç istismarında, çıkar lobilerinin kapılarında ve başka başkentlerin koridorlarında aramayacağını, hiçbir aldatma, istismar, riyaya maruz kalmadan; samimi ve dürüst bir anlayışı temsil ettiğimizi, yegane kuvvet kaynağımızın milletimizin şaşmaz sağduyusu ve tertemiz vicdanı olduğunu, yüz yüze anlatmaktan başka seçeneğimiz ve vasıtamız yoktur. MHP, milletimizi düştüğü buhrandan kurtaracak ve onun refah ve huzuru için samimiyetle mücadele edecek istikrar ve güvenin yegane temsilcisidir. Yaşananlardan ders ve sonuç çıkartan, pişmanlıklarını ve mağduriyetini göstermek isteyen milletimizin yaklaşan seçimde teveccühünü, sorunlara Başkentimiz Ankara'dan bakan, dünyayı Türkçe okuyan; Cumhuriyet değerlerine bağlı,inançlara saygılı ve fikir hürriyetine inanan; katılımcı, çoğulcu ve uzlaşmacı, dürüst, namuslu ve adil, hakkaniyeti öne çıkaran, sorunları demokrasi ile aşmayı amaçlayan, milletimizin tamamını kucaklayan Milliyetçi Hareketin kadrolarına yönelteceğine yürekten inanıyorum. ''
'Herkesle kucaklaşacağız'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, kadrolarının, şartlar ne olursa olsun, Türk milleti için ülkü edindikleri kalkınma ve demokrasi mücadelesini, alınları ak, başları dik, yürekleri inançla dolu olarak sonsuza kadar sürdüreceğini ifade ederek, ''Bu nedenle, oturmayacağız, beklemeyeceğiz, dinlenmeyeceğiz. Milletimize, komşumuza, arkadaşımıza, akrabamıza koşacağız. Herkesle kucaklaşacağız, vatandaşımızla tanışacağız, buluşacağız ve aramızdaki bütün sanal engelleri mutlaka kaldıracağız. Vatandaşlarıma da mutlaka sandık başına gitmelerini, hiçbir telkin ve dayatmaya maruz kalmadan tamamen hür iradeleri ile oylarını mutlaka kullanmalarını, böylece vatandaşlık görevlerini yerine getirmelerini istiyorum'' diye konuştu.