AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Adalet Kurultayı sonuç bildirgesine ilişkin olarak açıklama yaptı. "Sözde Adalet Kurultayı, adalet mefhumunu istismar etme tarzıyla siyaset tarihimize bir utanç belgesi olarak geçecek bir sonuç bildirgesi yayımlamıştır" diyen Ünal, "Ahlaki ve siyasi meşruiyeti gözeten bir adalet mücadelesi, anayasayı 'gayrimeşru', seçilmiş hükümeti 'sivil dikta', seçilmiş cumhurbaşkanını 'diktatör' ilan ederek sokak ve örtülü isyan çağrısı yaparak yapılmaz" ifadesini kullandı.
“AKP hükümetlerinin, 2002'den bu yana adalet mücadelesini meşru zeminde, millet adına en etkin şekilde yapabildiği için milletin takdirine mazhar olduğunu” savunan Ünal, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu CHP'si, böylesine kutsal bir mücadeleyi meşruiyet zemininde yürütmek yerine devletin, anayasanın, mahkemelerin meşruiyeti olmadığını ifade etmektedir. Ağır bir darbe girişimi yaşamış ve bunun sonuçlarını yönetmeye çalışan, terör örgütleri ile zorlu bir mücadele verilen ülkemizde devletin çöktüğünü söylemekle ne yapılmak istendiği gayet açıktır. 'Türkiye'de hukuk yok, mahkemelerde adalet yok, hakimler iktidardan talimat almaktadır' açıklamalarıyla iç hukuk yolları yok sayılmakta, bu yolla FETÖ'cülerin doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolları açılmaya çalışılmaktadır. Keza yargılamalar sonuçlandıktan sonra ise AİHM'e bu açıklamalar ile yargı kararlarını bozmak için bir altlık sunulmaktadır.
FETÖ'nün düzenlendiği MİT tırları operasyonu üzerinden Türkiye'yi yargılatmayı amaçlayan büyük kumpasın bir parçası olan Kılıçdaroğlu, bugün Türk yargısına saldırarak 15 Temmuz işgalcisi FETÖ'cülerin yargılanmasını uluslararası alanda hükümsüz kılacak bir girişim içindedir.
Ahlaki ve siyasi meşruiyeti gözeten bir adalet mücadelesi, Anayasayı 'gayrimeşru', seçilmiş hükümeti 'sivil dikta', seçilmiş cumhurbaşkanını 'diktatör' ilan ederek sokak ve örtülü isyan çağrısı yaparak yapılmaz.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'si hangi Anayasal düzen içerisinde adalet aradığını topluma açıklamak durumundadır. Devam eden yargı süreçlerine bu kadar aleni bir şekilde saldıran Kılıçdaroğlu'nun bu tutumu Anayasa'nın 138. maddesine uygun mudur? Bunu da aziz milletimizin takdirine bırakıyoruz."