'ın "Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak kabul edilmesi" yolundaki kararına "tepki" gösterdi. "Açıklama Türkiyeli Müslümanları çok kızdırmış. Kendimize düşen vazifeleri hakkıyla yaptık da sıra puştluk yapacağı ayan - beyan belli olanlara kızmaya mı geldi?" diyen Karahasanoğlu, sözlerinin devamında "Esas kendimize kızmamız gerekmiyor mu? Coca Cola içen Ali’ler, Ahmet’ler, Ayşe’ler, Fatma’lar kızılmayı hak etmiyor mu? Marlboro içenler esas sorumlu değil mi?" görüşünü dile getirdi.
ABD’ye kızıyoruz..
20 yıldır ertelenen bir yasayı hayata geçirdiği için Trump’a kızıyoruz.
ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını açıklaması, Türkiyeli müslümanları çok kızdırmış..
Kendimize düşen vazifeleri hakkıyla yaptık da..
Sıra puştluk yapacağı ayan-beyan belli olanlara kızmaya mı geldi?
Esas kendimize kızmamız gerekmiyor mu?
Coca Cola içen Ali’ler, Ahmet’ler, Ayşe’ler, Fatma’lar kızılmayı hak etmiyor mu?
Marlboro içenler esas sorumlu değil mi?
McDonald’s salonlarından çıkmayanlar, tepki gösterilmeyi hak etmiyorlar mı?..
Elimizden ne kadar geliyorsa..
Bir lirada ne olur ki demeden..
Bir kuruş dahi olsa..
ABD’nin, ABD menşeli şirketlerin kasasından bir kuruş eksiltmenin yollarını aramıyorsak..
Keyfimiz için..
Zevkimiz için..
Veya üşendiğimiz için..
ABD’ye “Ne yaparsan yap.. Bir iki laf saydırırlar.. Sonra mümkün değil.. Senden vazgeçmezler” hissini veren bizler, esas kızılacak kişiler değil miyiz?
Hep saman alevi gibiyiz..
Bir karar alınır..
Bir kampanya başlatılır..
Üç gün-beş gün sürer, sonra unutulur gider..
Bu boykotları, niye kalıcı yapamıyoruz?
Niçin şu karara, bu karara endeksli olarak boykot kampanyaları açıyoruz da.
Sonra unutup gidiyoruz..
Bu boykotları kalıcı yapmak, çok mu zor?
“Coca Cola içmiyoruz.. Bitti” demek çok mu zor?
“Marlboro içmiyoruz.. Nokta..” demek çok mu zor?..
“Tercihimiz asla McDonald’s değil, olmayacak” demek çok mu zor?
Biliyorum..
Bugünkü kızgınlığımızın şiddetinden çekinip, dillendirilemese de..
Birkaç gün geçtikten sonra..
Bizim mahalleden bile önerimize karşı çıkanlar olacak..
“Sen içsen ne olur, içmesen ne olur? Sen yesen ne olur, yemesen ne olur” diyenler çıkacak..
Onlara hatırlatayım..
“Ben içmesem de bir şey olmayacaksa.. Yemesem de bir şey olmayacaksa.. Ben içmeyeyim, kalsın. Ben yemeyeyim, kalsın. Hiç mi olmasın ahirette, bir de onun hesabını vermeyeyim..”
Bir şey olmazsa, içmeyeyim, yemeyeyim, bir görelim.
Neler oluyor, neler olmuyor..
¥
Her şeye muhalefet edenlerden, “Marlboro içme diyorsun ama.. Yazını Mac bilgisayarda yazıyorsun” diyenler de çıkacak..
Doğrular..
Haklılar..
Ama biz..
Marlboro ile başlayalım..
Coca Cola ile devam edelim..
McDonald’s ile zirve yapalım..
Sonuçta bunları dünya genelinde çökertemeyiz ama.
Bir örneklik gösterelim..
Türkiye’de çökertelim..
Sonra.. Gücümüzü görelim..
Ardından da..
Zorunlu gibi hissettiğimiz şeylerde de gücümüzü göstermeye sıra gelsin..
Denemezsek.. Gayret etmezsek..
Puştluk yapanlara kızmaya da hakkımız olmaz..
¥
Adam o kadar rahat ki..
Açıklama yapıyor:
“Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararı aldık..”
Yani, senden korkmuyor..
Bizden korkmuyor..
2 milyarlık müslümanlardan korkmuyor..
Çünkü en basit, en sıradan bir ambargo teklifinde bile..
Şu cemaattekiler “Canım bunlar çocukça işler” diye itiraz edecek.
Diğeri “Daha ciddi işlerle uğraşalım” diye akıl verecek..
Öbürü, “He he.. Sen içmeyince, ABD de iflas edecek” esprisi ile olaya yaklaşacak..
Sonuçta..
“Cebimizden para bile çıkmasına gerek olmayan, hiçbir kaybımız olmayacak” bir boykot konusunda bile..
Sıradan tabandakileri bırakalım..
Koca koca şeyhler, kimi kanaat önderleri bile, “Marlboro da gerçekten farklı ama..” diyerek.
“Müritler siz içmeyin.. Ben istisna olayım” diyecek..
Kanaat önderleri, “Coca Cola’da da bir farklı tılsım var.. Adamlar içirtiyor sonuçta..” diyerek..
“Ben evde içeyim, sizler yine içmeyin” diyecek..
İnancımızı hayatımıza hakim kılamadığımız için..
Onlar kararları alacaklar..
Biz seyredeceğiz.
Seyretmek ne kelime..
Onların ürünlerini alarak, destek vereceğiz..
Biz parasını vereceğiz..
Onlar sömürecek..
Müslüman ülkelerini karıştıracaklar..
Bizi birbirimize kırdıracaklar..
Tepemize binecekler..
¥
Önceki akşam ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararı, bir defa daha gözler önüne serdi..
Zaman zaman, Türkiye içinden de bazı radikaller dillendirir..
“Asacaksın, keseceksin” diyenler çıkar.
Bunun dünya genelindeki en aktüel örneği, DAEŞ idi..
DAEŞ ne iş yaptı?
Bir tek işgalci İsrail askerinin kılına dahi zarar veremeden, silindi gitti..
Bir tanecik İsrail askerine zarar veremedi ama..
Binlerce, onbinlerce müslümanı katletti..
DAEŞ’in karıştırdığı Ortadoğu’da, şimdi İsrail kebap yapıyor..
Yıllardır tepemizde boza pişiriyorlardı: “Saddam’ın uzun menzilli füzeleri var.. Bunlar İsrail için büyük tehdit!”
Irak tehdidine(!) İran’ı kattılar:
“İran, Tel Aviv’i vuracak.”
“Uzun menzilli füzelerle kim kimi vuruyor, o kadar savunma sistemleriniz var”diye itiraz edenlere, “Yanıbaşımızdaki Suriye’nin füzeleri var, İsrail’i vuracak”propagandası ile cevap verdiler.
Geldik bugüne..
Bugün hangi konumdayız?..
Irak’tan, İran’dan, Suriye’den İsrail’e, tek füze gitmedi ama..
İsrail, sabah-akşam Suriye’yi vuruyor..
Filistinlilere bugün, daha da tepeden bakıyor..
Ve böyle bir dünyada..
DAEŞ’in müslümanları kırıp döktüğü bir ortamda..
Halifeliği ilan etmek üzere yola çıkanların sayesinde..
İsrail düne göre bugün, daha güçlü..
Daha pervasız..