Sağlık

Akit yazarı: Sigara tüttürmek bu topraklara ihanettir!

Atilla Özdür: Hangi vitrinin önünden geçsem kendimi gavurun memleketinde sanıyorum

27 Temmuz 2015 15:12

Akit yazarı Atilla Özdür, "Sigara tüttürmenin helalliği haramlığı bir yana, şurası açıktır ki, ihanettir bu topraklara, bu memleketin insanına..." dedi.

Özdür, sözlerini "Hangi müskirat vitrininin önünden geçsem, sergilenen sigara paketlerini gördüğümde kendimi  gavurun memleketinde yaşadığımı sanıyorum..." şeklinde sürdürdü. 

Özdür'ün Akit'te "Cübbeli hocamın sigara sohbeti..." başlığıyla yayımlanan (27 Temmuz 2015) yazısı şöyle:

Cübbeli hocamız yazılı sohbetlerinin birini sigara’ya hasretmiş. Sigaranın helalliği, haramlığı veya mekruhluğu üzerinde uzun uzadıya durmuşlar...

Haramlığı üzerinde kesin bir hüküm bulunmasa da, harama yakın mekruhluğu tartışılamaz bir kesinlik kesbetmiş. Haramla mesafesi de, ham tütünün işlem tarzından geliyormuş... İşlemdeki ufak bir değişiklik, tütünün terbiyesinde kullanılan farklı katkı maddeleri, sigaradaki mekruhluğun dozunu etkilemekteymiş...

Hocamızın anlatımına göre Türkiye’mizde kül ve dumana çevrilmek üzere yerli ve yabancı olarak iki tür sigara bulunmaktaymış...

Yerli sigaralarda ham tütün rakı ile terbiye edildiğinden, şarap ile terbiye edilen yabancı sigaralara nisbet mekruhlukta biraz hafif kalıyormuş.

Amma, siz siz olun insan sağlığı üzerindeki zararlı etkilerinden ötürü, yine de sigaradan uzak durun tavsiyesinde bulunuyor. Hatta bu tavsiyesinin emir telakki edilmesini de ayrıca, sohbetinde kayda geçiriyor...

Bendeniz efendim, dini ilimler ve din bilgisi babında fakirin biriyim. Bildiğime göre kaynak olarak başta Kuran-ı Kerim geliyor, onu takiben Hadisi Şerifler. Bunların peşinde de  allamenin kıyasen ortaya koydukları hükümlerle, ümmetin ittifakı...

İcma ve kıyas meclislerine dini çevrelerde ne tabir edilir, bihaber olsam da, Yüce Mevlamızın “Akletmiyor musunuz” sualinin muhataplarından hepimiz gibi birisi  olduğumdan, başlıyorum düşünmeye:

Bir kişiyi haksız ve hukuksuz öldürmenin bütün insanlığı öldürmeyle eşit oluşu bir yana, ayrıca haram. Bu durumda emaneten verilmiş kendi sağlığım ve canımı tütünle öldürmeye kalksam, günah ve haram işlemiş olmayacak mıyım?. Bunlara kıyasen kendi intihar girişimimi  bu eşitliğin kapsamına alıyorum. Bu da bana, sigarayı kendi payıma haram kılıyor... Kırk yılı aşmıştır bu haramdan elimi ayağımı geri çekişim...

Gelelim sigaradaki rakı şarap banyosuna...

Bu kesinlikle yanlış gibime geliyor.. Evvela Türkiye’de yerli sigara yok ki, yabancısını şarapla banyo ettirsinler. Yerli bankanın, yerli şekerin, yerli otomobilin, yerli bakliyatın ve yerli deniz mahsüllerinin hemen hemen olmayışı ve kalmayışı gibi, yerli tütün de yok. Pancarla birlikte tütün ekimini de,  Amerikalı sigara tekelleri yasaklattı, hiç değilse üretimini düşüttürdü. Şimdi, Türkiyelinin tüttürdüğü sigaralar topu temeli bir iki Türkçe isimli yerli markadan ibaret. Bunlarla birlikte, diğerlerini teşkil eden  onlarca,  kırklarca ve altmışlarca yabancı isimli marka ...

Dahası, Türkçe isimlilerin yanında, gavurcalılarıyla  birlikte hepsinin üreticileri ve fabrikalarının sahipleri de, özelleştirme politikalarımıza medyun-u şükran, yabancılar... 

İngilizler, Japonlar ve Amerikalılar...

Hangi müskirat vitrininin önünden geçsem, sergilenen sigara paketlerini gördüğümde kendimi  gavurun memleketinde yaşadığımı sanıyorum...

Sigara tüttürmenin helalliği haramlığı bir yana, şurası açıktır ki, ihanettir bu topraklara, bu memleketin insanına...

12 Eylül öncesinde böyle bir ihanetten söz edilemiyordu. Kıraç topraklarımızda tütün ekilir ve köylümüz de bundan kazanç sağlardı. Yerli tütünün ihracından ve kamu eliyle burada sigaraya dönüştürülmesinden de devletin kasaları dolardı.

Tütünümüzdeki zehir dozu düşük olduğundan sağlık sıhhat bakımından devletin bütçelerine de fazla yük oluşturmazdı. Müskirat bayileri önünden geçenler Bafra, Samsun ve Yenice asker, subay ve köylü gibi Türkçe sigaraları gördüklerinde, yabancılaşma tehlikesinden de doğal olarak kendiliğinden korunmuş olurlardı...

Şimdi Türkiye’nin delikanlıyla yeni yetme dişilerine bakıyorsunuz, ellerinde aynalı telefonlar, kulaklarında kablolu minik  hoparlörler, sırtlarında da gavurcasının Türkçe’de ne manaya geldiğini bilmedikleri harf dizileriyle kaplı fanilalar ve parmakları arasında da;

Malborroooo...

Utanç verici bir gelişme, iktisadi büyüme ve zenginleşme...

Hem de Müslümanlısı ve Müslümansızı da dahil, hepimizce...