Yeni Akit yazarı Hasan Aksay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "İdam için bir referandum yapabiliriz" şeklindeki sözlerine ilişkin olarak "Batı, terörist beslemeyi ucuzlattığı için idam cezasını kaldırıyor. Barış isteyenler niçin kaldırsın? Kaldı ki, idam adalettir, barıştır, huzurdur. Ayrıca zirvedeki ceza olarak, her ceza için kıyas imkanıdır" diye yazdı.
Hasan Aksay'ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (26 Şubat 2017) nüshasında yayımlanan 'İdam adalettir ve adaletin kıyas zirvesidir' başlıklı yazısı şöyle:
İdam cezasının kaldırılması, cezada adaletin ölçüsünü takdire, keyfiliğe kaydırmıştır. En ileri suçtaki cezanın bedeli esas aldığına dikkat eden hakimin suçlarda denge gözetme ve kamuda vicdani tatmin doğurma imkanıdır. Hukuk ve terör açısından idamın kalkması, cinayet suçunun cezasız kalması gibi bir intiba doğurmakla kalmıyor, yargıç takdirini de farklılaştırıp keyfileştiriyor.
Batı’nın, idamı kaldırma propagandası, kendilerini daha insancıl takdim ve ucuzundan yeni bir medeniyet fantazisidir. Propagandası ne olursa olsun, batı bu keşfiyle sadece terör ve darbe üreten, terörist ve darbecilerini koruyan, tehlikeli bir istikamette yol almaktadır. Masum insanlar, ülkelerini harap eden vahşetten, bombalardan kaçarken, idam karşıtı, terör koruyucu insancıllar, bot şişleyip denizde boğmak, tel örgüler arkasında açlıktan öldürmektedir.
Ölüm cezasının kaldırılması, Batı’nın, caniyi, dağdan indiriphapishane kralı yapma hadisesidir. Cezanın caydırıcılığını önlese de; “Ölme öldür, kazası mümkün” dedirtip cinayete teşvik etse de? İdamın gerekliliğinin bahsedecek çok tarafı var. Gizlenen bu yönünü öne alalım:
Kiralık askerle işe başlayan zenginliğin, geleceği nokta bu idi. Asker ihtiyacını, bol ve ucuz terörist kapatan devletler, bu utanç ve kaybını, maalesef ekonomik ve siyasi bir başarı görmektedirler. Çünkü faturası geç gelir.
Kiralık terörist kullanarak savaş, gerçek ihtiyaçtan uzak, baskı, zulüm ve dengesiz savaşlara yol açacak,dengesiz zulüm savaşlarıdır. Ne barış getirir? Ne biter? Sonunda döner, sahibini de vurur. Devlet güven veren, mert millet şahsiyetinin timsalidir. Kesinlikle terörist beslemez.
Bugün de devletlerin büyük kısmı devlettir. Yani terörist beslemez. Fakat bilinengerçek, önemli ve ömürlü terörün hiçbir türü, arkasında bir devlet desteği ve imkanı olmadan doğmadığı, yaşamadığıdır.
Bugün yüksek teknolojiyle silah üreten devletler, silahını devlete satmıyor. Kârını reddedemeyip, silahı verse, bombasını; radarı verse, yazılımı geciktiriyor. “Biz okuruz” diyor. 30 yıldır ordu besleyen terör grupları nasıl yaşıyor? Saklanamaz hale gelince de, resmen koruyor, silah sevkıyatı yapıyorlar.
Önemli terörist yapıları doğuran planlar, terörist sevici devletin, darbe, ambargo, siyasi, sosyal, ekonomik kriz, bombalama ve işgallerle planlayıp inşa ettiği yapılardır. Afganistan’da Babrak Karmal darbecisiyle Afganistan’ı işgal, Pakistan ve çevreyi zayıflatma, zayıf tutma: BAAS Darbeleriyle tüm Ortadoğu’yu yangın yerine çevirme? Irak, Suriye, Mısır? Her zulmü reva gördüler. Milletler, 70 Cent’e muhtaç; genç ve dinamik nüfuslar, doktor muayenesinden geçirilerek işçi olarak yadellerde işçi olarak gitmeye muhtaç hale getirildiler.
Bu yıkım programında Türkiye, çok özel ve çetin, tam zincirleme darbeve baskılar zulmüne maruz kaldık. Ama her sefer, onlar batırmak istedikçe, azizmilletimiz öyle büyük fedakarlıklarla silkindi ki, Allah indinde çok önemli liyakat kazanmış olmalı ki, mevkiini çok daha ilerilere taşıdı. Hadisi şerif, “Milletler layık olduğu idareye kavuşurlar” diyor. Hamd Allah’a!
Afganistan’ın; Irak’ın; Yemen’in tahribi sadece o ülkeleri felakete sürüklemiyor. Komşuları için de? Bunlar, planlı ve kademeli tahribatlar. Şöyle: Afganistan’ın tahribi, Pakistan’a terör sevk ediyor. Irak’ı yaktılar, Suriye’yi eklediler. Ana hedef Türkiye?Allah’ın lütfu, her hamlede tuş oldular.
Batı, teröristlere, kendi kesesinden “Köşke davet” gibi reklam gösterisinden fazla verdiği, zehir ve silah ticareti ile para toplama iznidir. Hain için, hıyanetin bedavası bile kâr sayıldığından, memnunlar.
Batı, terörist beslemeyi ucuzlattığı için idam cezasını kaldırıyor. Barış isteyenler niçin kaldırsın? Kaldı ki, idam adalettir, barıştır, huzurdur. Ayrıca zirvedeki ceza olarak, her ceza için kıyas imkanıdır.
Son derece afaki cezalar, adaletten şüphe ettiriyor. 90 yaşında beli bükük bir kadın, televizyonda. Bastonuna dayanarak yere paralel gövdeyle yürüyor. Kavga eden iki kişiyi ayırmak için bastonunu uzatmış. Baston silahmış, 6 ay hapis. Paraya çevrilmiş 3000 TL. Sızlanmalar? Sarhoş Bağdat caddesinde hızla, arabasıyla kaldırıma çıkıp adam öldürüyor. Tutuksuz bile yargılanmıştı!
Suçla ceza arasında denge şart. Bu dengenin hem yaygın olarak, hem uyumlu sağlaması ve kolay olması gerekir ki, kamu vicdanı, “Şeriatın kestiği parmak acımaz” diyerek tatmin olsun. Bunun sağlanmasında, “Kısas” gibi zirvede bir tatbikatın varlığı imkan olacaktır. Cani, “Akli denge bozuk” deyip, serbest. Gerçekse, gönderileceği yer var. Mantıktan mahrum adalet olmaz.