Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, Karaman'daki Ensar ve KAİMDER evlerinde 10 erkek öğrenciye tecavüz eden öğretmenin tutuklanmasını değerlendirdi. "Eğer gerçekten o yanlışı yapmış ise Allah belasını versin; o bir tek kişiyi gösterip, dindar insanları, cinsel sapıklar gibi gösterenlerin de Allah belasını versin" ifadelerini kullanan Karahasanoğlu, "İtirazımız, kızgınlığımız, cinsel sapkınlığın son aşaması ile de sınırlı değil. Bizim inancımızda, sadece fuhşiyat değil, insanı fuhşiyata götüren yollar da haramdır, lanetlenmiştir. Baldır bacak fotoğraflarını yayınlamamamızın gerekçesi, “zevzeklik olsun”değildir. Bizim “cinsel sapkınlık” tanımlamamız, diğerlerinin tanımlamasından da çok daha geniştir, çok daha katıdır" diye yazdı.
Adalet Bakanlığı'na çağrıda bulunan Karahasanoğlu, "Tüm Türkiye’de işlenen cinsel suçların listesini çıkartsın. Bakalım, dindar kesimde bir tane olan cinsel sapkınlık, dindar insanları suçlayan, alaya alanların okullarında, yurtlarında 100 mü, yoksa 200 mü?" ifadelerini kullandı.
Ali Karahasanoğlu'nun, "Adalet Bakanlığı cinsel sapkınlığın haritasını çıkartsın!" başlığıyla yayımlanan (25 Mart 2016) yazısı şöyle:
"Bizim mahallede olup da, bu yola sapanın bin defa belasını versin..
Sadece laf olsun diye değil, gönülden söylüyoruz bunu..
İtirazımız, kızgınlığımız, cinsel sapkınlığın son aşaması ile de sınırlı değil.
Bizim inancımızda, sadece fuhşiyat değil, insanı fuhşiyata götüren yollar da haramdır, lanetlenmiştir..
Baldır bacak fotoğraflarını yayınlamamamızın gerekçesi, “zevzeklik olsun”değildir..
Haber değeri taşıdığı için yayınlamak zorunda kaldığımız bazı fotoğraflardaki göğüs, bacak dekoltelerini flulaştırmamızın sebebi, “laklak olsun, millet bizi iş yapıyor gibi görsün” değildir..
Bizim “cinsel sapkınlık” tanımlamamız, diğerlerinin tanımlamasından da çok daha geniştir.. Çok daha katıdır..
Biz sadece çocuklara, sadece rızası olmayan yetişkinlere yönelik cinsel sapkınlıkları kötü görmekle yetinmeyiz.
Rızası dahilinde olsa bile, nikahsız kişilerin ilişkilerini günah görür, uzak dururuz.
Aynı cinsin birbiri ile yaptığı fuhşiyatı da “lanetlenmiş kavim fiili” olarak kabul eder, kesinlikle tasvip etmeyiz..
“Beden benim değil mi, sana ne?” tavrı gösterilmesine karşı çıkar,“nikahsız bir erkek ile bir kadının aynı odada, üçüncü bir kişi olmadan bulunmaları”nı haram bilir, öyle hareket etmeye çalışırız..
Dolayısı ile..
Gaylere de.. İbnelere de.. Sübyancılara da.. Tecavüzcülere de.. Bugünün sosyal hayatında sık sık karşılaşılan “haremlik selamlık dışı uygulamalar”a da..
Muhalefetimiz vardır..
Hayatımızdan uzak tutmaya çalışırız.
Bunların tümü, Kur’an-ı Kerim’de yasak olduğuna göre...
Bu yasakları işleyenleri mazur görmeyi, “Allah’a isyan” olarak kabul ederiz.
•
Dindar insanların bu kesin tavrını bilen ahlaksızlar..
Orda burda bir küçük örnek yakalayıp..
Dindar insanlar, o küçük de olsa örnekteki faili kesinlikle tasvip etmedikleri halde..
O olay üzerinden..
O olayı büyüterek..
Devasa bir olay haline getirip, sanki dindar grup içinde, sabah, akşam bu olaylar tekrarlanıyormuş gibi algı oluşturarak..
Dindarları hedef tahtasına oturtuyorlar..
“Hani siz ahlaklı idiniz? Ne oldu? Bu sapkınlık ne?”
Yaşanan yanlışa sahip çıkarsak, haklılar..
Ama dindar topluluklar olarak.. Yanlışı kabullenmiyor.. Üstünü örtmüyor.
Bir okulda, bir vakıfta, bir tesiste küçücük bir örnek vuku bulduğunda, o olayın tekrarlanmaması için, daha sıkı denetimlere başvuruyorsak..
Allah’ın emrini tekrar tekrar hatırlayıp, insanları da fuhşiyattan uzak durmaya davet ediyorsak..
Bu linç niye?
•
Şu ilde bir yanlış olmuş.
Eğer gerçekten o yanlışı yapmış ise.. Allah belasını versin..
Ama..
O bir tek kişiyi gösterip, dindar insanları, cinsel sapıklar gibi gösterenlerin de Allah belasını versin..
Bu vesile ile..
Oluşturulmak istenilen algı için, “hodri meydan” diyorum..
Bir vakfa ait tekil olayı..
Bir haftadır sabah akşam tekrarlıyorlar ya..
En iğrenç ifadelerle, suçu işleyenin yanında..
İlgili-ilgisiz tüm dindarları suçluyorlar ya..
Ben de bu ahlaksızlığı yapanlara, “Hodri meydan” diyorum..
Adalet Bakanlığı, tüm Türkiye’de işlenen cinsel suçların listesini çıkartsın..
İl il..
İlçe ilçe..
İsim isim..
Okul okul.. Yurt yurt..
Vakıf vakıf.. Kurs kurs..
Hepsi açıklansın..
Bakalım, dindar kesimde bir tane olan cinsel sapkınlık, dindar insanları suçlayan, alaya alanların okullarında, yurtlarında 100 mü, yoksa 200 mü?
Ben, “Dindar gruplar içinde, bir tanecik bile böyle bir olay olmasın” derim..
Ama ahlaksızlığa da gerek yok..
İstanbul’un en sosyete kolejlerinde..
En lüks semtlerindeki özel okullarda..
Yabancı öğretmenlerin..
Bireysel tacizden, bireysel tecavüzden çok öte..
Kurumsal sorumluluğu da gerektirecek şekilde.. Grup halinde işlenen cinsel sapkınlıklarını bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?
Şöyle geçmişe bir uzanın.
Laikçi bir kolejde, bir cinsel sapkınlık yaşandığında..
Ne oluyordu?
Ben onlarca örneğini, bire bir biliyorum.
Bir gazetede küçük bir haber olarak yer alıyor...
Ne okulun isimi var, ne öğretmenin, ne mağdurun..
Olayın üstündeki perdeyi aralamak için, işlenen suçun yoğunluğunu araştırmak için.. Soruyorsunuz Milli Eğitim Müdürü’ne, “Bu hangi okul acaba” diye.
Cevap hazır: “Söyleyemeyiz.”
Tek tek okulları arıyorsunuz.. Hepsi yalanlıyor..
Adliyeleri dolaşıyorsunuz..
Tek kelime ile bilgi veren yok..
En kral haberde bile, okulun da, tacizcinin de ismine, kodlanarak yer veriliyor..
Suçlular böyle böyle korunuyorlar..
Sabah akşam, o cinsel sapkınlıkları tekrarlayanların eylemlerini gizliyorlar..
Sıra dindar kesimdeki tek bir olaya gelince..
Hurrra..
Sadece taczici değil. Tacizcinin çalıştığı tüm kurumlar.. O kurumların Türkiye genelindeki tüm şubeleri.. Hatta o tacizciye, yoldan geçerken selam verenler bile..
Suçlu gibi gösteriliyor..
Adalet Bakanı’na çağrıda bulunuyorum..
Ya şu ahlaksız yayınları, tekil olaylar üzerinden dindar insanları karalayan haberleri engelleyin..
Ya da, bu konuda işlenen suçların tümünün haritasını çıkartın..
Görelim bakalım, saçımız ak mı, kara mı?"