Çocukların dişlerinin zihinlerine açılan bir pencere olduğu ve doktorların dişleri inceleyerek zihinsel sağlık sorunlarına erken bir evrede teşhis koyabileceği ortaya çıktı.
Independent Türkçe'nin haberine göre, 6 yaşındaki çocukların düşürdüğü dişleri inceleyen bilim insanları, dişlerin yüzeyinde davranış problemleriyle ilişkili izler buldu. Araştırma kapsamında, özellikle ince diş minesine sahip çocuklar genellikle dikkatlerini toplamakta zorlandı ya da daha agresif bir tutum sergiledi. Öte yandan bu özellikler ileriki yaşamlarında yaşayabilecekleri zayıf zihinsel sağlık durumlarıyla ilişkilendirildi.
Bağlantı o kadar netti ki, bilim insanları çocukların gelecekte yaşayabileceği sorunları öngörebilen göz ardı edilmiş bir kaynakla karşılaşmış olabileceklerini düşündü.
Araştırmanın başındaki Massachusetts General Hastanesi’nden psikiyatrist Dr. Erin Dunn şunları söyledi:
"Bilimsel bir topluluk olarak, gelecekte zihin sağlığı sorunları yaşama riski olan insanları, özellikle de çocukları tespit etmenin yollarını bulmak için yıllar harcadık. Dişlerin bu gizemi çözmeye başlayabileceğini bir hayal edin."
Washington’da düzenlenen Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği (AAAS) toplantısında sunulan araştırma kapsamında Dr. Dunn ve meslektaşları Kaliforniya’dan 6 yaşlarındaki 37 çocuğun dişlerini inceledi. Araştırma ekibi ebeveynlerden çocukların düşen süt dişlerini teslim etmesini istedi. Bilim insanları böylece dişlerin yalnızca minelerini değil aynı zamanda diş özünün hacmi ve diğer unsurları da analiz etmeyi amaçladı.
Araştırma ekibi dişlerin yüksek çözünürlüklü fotoğrafları üzerinden diş özelliğiyle çocukların öğretmenleri ve ebeveynleri tarafından bildirilen davranış biçimleri arasındaki ilişkiyi tespit edilebildi. Buna göre, dişler ve davranışlar arasındaki bağlantının, daha önce sosyoekonomik faktörlerle kanıtlanan bağlantıdan daha büyük olduğu ortaya çıktı. Sosyoekonomik durumun gelecekteki zihinsel sağlık sorunlarını öngörmenin genellikle en iyi yolu olarak kabul edildiği düşünülürse, bu şaşırtıcı bir bulgu olma özelliğini taşıyor.
Bilim insanları fetüslerde şekillenmeye başlayan dişlerin, hamilelik sırasında ve erken gelişim dönemlerinde çocuklara neler olduğu hakkında temel bilgileri kaydettiğini düşünüyor. Buna göre eğer hamile bir anne ya da bir bebek kötü beslenir ya da stres yaşarsa, diş gelişimi üzerinde zincirleme etkileri olabilecek bu durum ilerleyen yıllarda zihin sağlığı sorunlarının başlangıcıyla da ilişkilendirilebilir.
Dr. Dunn, dişlerin antropologlar ve arkeologlar tarafından insanların yaşamlarını anlamak için sıklıkla kullanılmasına karşın, zihin sağlığındaki potansiyel kullanımlarının tamamen gözden kaçırıldığını söyledi.
Dunn sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beni tamamen şaşırtan şey yararlanılmayan potansiyel. Bu bilgilerin çoğu ebeveynlerin çoğunun çekmecede sakladığı bir kaynakta mı saklanıyor ya da bir kenara mı atılıyor?"
