Karar yazarı Akif Beki, 2019 seçimlerine yönelik AKP ile MHP ittifakını değerlendirerek "AK Parti ile MHP, muhtemelen istikşafi görüşmelerinde çok yakınlaşma ve ısınma turları atacak daha.Madem ki yapacakları ilk iş, kuracakları ittifakın önündeki yasal engeli kaldırmak ve bir kanuni model geliştirmek" dedi
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun, seçim ittifakının serbest bırakılmasından yana olduğunu belirten Beki, "Benden duymuş olmasınlar ama haberleri olsun, Saadet Partisi’nin bu konuda bir önerisi var. Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun son medya buluşmasına katılmıştım, dağıttıkları kitapçıkta açıkça yazıyor. Partilerin, kanuna karşı hile yapmak yerine dürüst ve şeffaf faaliyet gösterebilmeleri için seçim ittifakının serbest bırakılmasından yanalar.Belki komisyon, istikşafi çalışmaları kapsamında Saadet’le de temasa geçip tekliflerini sormak ister.Henüz düzenleme için bir formül bulup bulmadıklarını, somut bir taslaklarının olup olmadığını bilmiyorum ama konuya kafa yordukları kesin. Neden kapıları çalınıp katkıları alınmasın ki" diye yazdı.
Beki'nin "AK Parti-MHP ittifakına bir Saadet desteği" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Seçim ittifakı için iki tarafın da komisyonları, istikşafi görüşmelere başladı.
Müzakere ederek üzerinde uzlaşmaya çalışacakları konuların başında, seçim ittifaklarına imkân verecek bir yasal düzenleme yapılması geliyor.
Çünkü halihazırda yasal zemini yok. Aksine, mevcut kanun siyasi partilerin seçimlerde bir başka partiye destek vermesini yasaklıyor.
Her ne kadar ortak komisyona, ilk toplantılarında ‘Milli Mutabakat Komisyonu’ demeyi kararlaştırsalar da yaptıkları işin uygun adı, istikşafi görüşme.
7 Haziran seçimlerinden sonraki koalisyon arayışları sırasında gündeme gelmiş ve çokça konuşulmuştu bu kavram.
Tarafların birbirinin nabzını yoklaması, fikirlerini alması ve el ense çekme peşrevleriyle hangi noktalarda koalisyon için bir uzlaşma temeli yakalayabileceklerini keşfetmesi anlamında kullanılıyor.
Bir uzlaşı ortaya çıkarma çabası, hazır artık huzur ve istikrarımıza musallat edilen kötü bir şey, güçlü Türkiye’yi çekemeyip hızımızı kesmeye çalışan düşmanların başımıza sardığı bir bela, bir melanet olmaktan çıkmışken...
Sandıktan bile çıksa, yönetme yetkisini tek başına bir partiye vermeyip iktidarla muhalefeti aralarında anlaşmaya bizzat milli irade de zorlasa, koalisyonu yine de bir sinsi tasarım, bir şer güç projesi, bir antidemokratik dayatma ve Erdoğan’ın otoritesine bir meydan okuma, liderliğini sınırlandırma, hatta Erdoğansız bir AK Parti ve Türkiye isteme diye lanse eden parazitler hazır ortalıktan çekilmişken...
Herzevekillerin yokluğunda, gelin şu işi rahat rahat konuşup tartışalım.
İki partinin, milli irade olarak sandıkta tecelli etmeden de, aralarında adına ‘seçim ittifakı’ dedikleri bir ön koalisyona gitmesine aslında kanun izin vermiyor.
Fakat bu haklı ve demokratik bir siyasi yasak değil.
Çünkü şartlar siyasi partileri, kurumsal varlıklarını ve amblemlerini koruyarak güç birliği ya da dayanışma ihtiyacına itebiliyor.
Biri illa kendini kapatıp diğerine katılmadan da neden mümkün olamasın ittifak!
AK Parti ile MHP, muhtemelen istikşafi görüşmelerinde çok yakınlaşma ve ısınma turları atacak daha.
Madem ki yapacakları ilk iş, kuracakları ittifakın önündeki yasal engeli kaldırmak ve bir kanuni model geliştirmek...
Benden duymuş olmasınlar ama haberleri olsun, Saadet Partisi’nin bu konuda bir önerisi var.
Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun son medya buluşmasına katılmıştım, dağıttıkları kitapçıkta açıkça yazıyor.
Partilerin, kanuna karşı hile yapmak yerine dürüst ve şeffaf faaliyet gösterebilmeleri için seçim ittifakının serbest bırakılmasından yanalar.
Belki komisyon, istikşafi çalışmaları kapsamında Saadet’le de temasa geçip tekliflerini sormak ister.
Henüz düzenleme için bir formül bulup bulmadıklarını, somut bir taslaklarının olup olmadığını bilmiyorum ama konuya kafa yordukları kesin. Neden kapıları çalınıp katkıları alınmasın ki!