Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Hürriyet yazarı Akif Beki, 64. Hükümet'te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan AKP İstanbul Milletvekili ve Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak’ın “kısa siyasi kariyerinin en ciddi sınavıyla karşı karşıya” olduğunu söyledi. Beki köşesinde, “Ne vasfı, ne hüneri, ne mahareti varsa sergileme zamanı” dediği Albayrak için “Şahsi inisiyatif ve sorumluluk alma, o nispette de hesap verme konumuna geldi” ifadelerini kullandı.
Akif Beki’nin Hürriyet’te “O bakan ve diğerleri” başlığıyla yayımlanan (27 Kasım 2015) yazısı şöyle:
Kabinenin gelenleriyle gidenlerini kıyaslıyoruz, dünden devam.
Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan:
Ulaştırma Bakanlığı’nda Binali Yıldırım’ın yerine gelmişti. Şimdi Binali Bey yine Ulaştırma Bakanı, devrettiği bakanlığı geri aldı. Böylece hem halef hem selef oldular.
O ise boynuzun kulağı geçmesi gibi, selefini geride bıraktı ve daha önce boş tutulan bir üst makama terfi etti.
Münhal kadroya geldiği, kimseden devralmadığı için başbakan yardımcılığında bir selefi de yok. Dolayısıyla mukayese edileceği biri de yok. Bundan böyle Binali Bey onunla, o kendisiyle boy ölçüştürülecek.
* * *
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş:
Nihat Zeybekçi’nin koltuğunu aldı. Zeybekçi ne çektiyse kallavi laf etme şehveti ve yalı meselesinden çekmişti...
O ise konuşma disiplini dersinden geçmiş bir siyasetçi. Grup başkanvekilliğinden idmanlı. Sözünü bilir, kaçın kurası. Huy değiştirir de Necip Fazıl’a öyküneyim, ben de biraz üstatvari lügat paralayayım demezse başı ne ağrır ne yanar.
Ehliyet ve liyakat kriterleri derseniz geri kalmaz, eksiği yok fazlası vardır.
* * *
Maliye Bakanı Naci Ağbal:
Mehmet Şimşek’in boşalttığı yerde oturacak. Ama başbakan yardımcısı olarak yine Şimşek’le çalışacak. Hani ne derler, ekonominin yeni patronu oldu selefi.
Maliye bürokrasisinin en tepesine kadar yükselmiş biridir. Nerede duracağını bilecek kadar devlet ciddiyet ve terbiyesine sahip yani. Mali disiplin şuuru da fazlasıyla mevcut. Daha ne olsun, başarı için ona kalan, selefiyle sırt sırta verip dizginleri sıkıca kavramak.
* * *
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu:
Tek cümleyle Ayşenur İslam’ın yokluğunu hissettirmeyecektir. Selefi gayet zarif, epey birikimli ve duyarlı bir profildi. Artıları eksilerine ağır basardı. Fakat öne çıkmayı başaramadı, silik kaldı. Onun ise baskın karakteri yeter. Avantajı büyük, önü tamamen açık.
* * *
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal:
Gerçek şu ki Ömer Çelik, aşılması güç bir miras bırakmadı arkada. Şu ya da bu sebeple bakanlık gündemine hakkıyla odaklanamadı...
Devraldığı bakanlığı daha ileri taşımak için çok zorlanması gerekmeyecek. E tanırım, kompleksi de yoktur, ortada popülizm yarışına gireceği bir skor da görünmüyor. Tarihe geçmek için kendi potansiyeliyle yarışması yetecek.
* * *
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak:
Artık kozadan çıktı, hükümetin diğer üyeleri gibi müstakil bir siyasi kişilik.
Şahsi inisiyatif ve sorumluluk alma, o nispette de hesap verme konumuna geldi. Davul da tokmak da kendi boynunda.
Kısa siyasi kariyerinin en ciddi sınavıyla karşı karşıya. Kendini ispat için bulunmaz bir fırsat yakaladı. Ne vasfı, ne hüneri, ne mahareti varsa sergileme zamanı...
Eğer bir handikabından söz edeceksek o da Taner Yıldız gibi yıldız bir bakanla halef-selef olmasıdır. Kriz yönetiminde marka olmuş bir isimdi. Soma faciası gibi elim bir felakette, suni mazeretlerin arkasına saklanmadan, her nevi yapmacıklıktan uzak bir sahicilikle kamuoyunun huzuruna çıkmış, bütün gövdesiyle taşın altına girerek tam not almıştı...
O ise selefini aratmamak bir yana, görünüşe göre üste fark da koyma iddiasında. Ve çıta bir hayli yüksekte, talihe bakın...
Üstün tarafına gelince; selefinden daha parıltılı bir CV’si var. Ama illa performans, illa performans.
* * *
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik:
O Çalışma Bakanlığı’ndan gelme usta bir siyasetçi. Selefi Mehdi Eker ise ayaklı bir ansiklopediden farksızdı. Hava, kara ve denizde yaşayan cümle hayvanat ve nebatatı isimleriyle bilir, sorulan her sorunun altından kalkardı. Söz sanatlarına yatkınlığı vardı. Genelde edebiyata, özelde ise uzmanlık derecesinde Sezai Karakoç şiirine vakıftı.
Neyse ki yeni bakanlığına ayak uydurmak için selefine uyması, oturup cilt cilt ansiklopedi devirmesi, bu saatten sonra şiir dağarcığını zenginleştirmesi filan şart değil. Taban siyasetinden geldiği için çiftçinin, hayvancının, gıdacının sorunlarına hâkimiyeti kifayet edecektir.
* * *
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu:
Sokağın tozunu yutmuş, çalışkan, enerjik bir siyasetçi ama ilk bakanlık deneyimi. Kabinenin çömezlerinden. Tecrübe noksanlığının yanına Faruk Çelik gibi bir ustanın işini devraldığını da ekleyin. Makas, cevvallikle kapanacak gibi değil.
Mühim bir şanssızlık, bayağı bir dezavantaj. Gölgesinden kurtulması zor bir selefi var. Ancak işten başını kaldırmazsa, neden olmasın.