Sağlık

Akdeniz mutfağı obeziteden koruyor

Akdeniz mutfağının dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenme konusunda örnek olduğu belirtildi.

06 Kasım 2008 02:00

Akdeniz mutfağının dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenme konusunda örnek olduğu belirtildi.

Akdeniz diyetiyle kanser riskini azaltın

Akdeniz diyeti kronik hastalıklardan koruyor

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Diyabet Vakfı Konya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kaya, Akdeniz mutfağının dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenme konusunda örnek olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Kaya, yaptığı açıklamada, diyetin günlük alınan gıdaların tümü olduğunu bildirdi.

Kaya, "Örneğin, şeker hastaları kızartma tüketmemelidir. Ancak, kızartma sadece şeker hastasının değil sağlıklı bir bireyin de tüketmemesi gereken bir yiyecek türü. Şeker hastalarının beslenme şekillerinin perhiz olarak algılanması yanlış. Aslında yapılan dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenmedir. Bu sağlıklı beslenme biçimine Akdeniz mutfağı örnektir. Akdeniz mutfağında sebze, tahıl ve meyve tüketimi fazla, et ve katı yağ tüketimi azdır" dedi.

Prof. Dr. Kaya, yüksek kalorili, doymuş yağ ve rafine karbonhidrat içeriği fazla beslenme tarzının başta diyabet, obezite, ateroskleroz, mide-bağırsak, karaciğer, kas, iskelet hastalığı ile bazı kanser türleri olmak üzere pek çok hastalığa neden olabileceğini belirterek, "Karbonhidratlar, sanayi şekeri, bal ve reçel gibi hızlı emilen rafine karbonhidrat şeklinde değil lif ve posa içeriği fazla karbonhidrat şeklinde alınmalıdır. Durağan yaşantı bu tür beslenme tarzı ile birlikte bu hastalıkları daha kolay ortaya çıkarır" diye konuştu.

‘Tip 2 diyabet çocukluk çağında da karşımıza çıkmaktadır’

"Ne yazık ki tüm dünyada ve ülkemizde batı tipi beslenme alışkanlıkları geleneksel beslenmenin önüne geçmektedir" diyen Prof. Dr. Kaya, şunları söyledi: "Batı tipi beslenme alışkanlıkları nedeniyle eskiden erişkin tip diyabet olarak nitelendirilen tip 2 diyabet, neredeyse tüm dünyada çocukluk çağında bile karşımıza çıkmaktadır. Diyabet yeterli şekilde tedavi edilmezse başta kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, böbrek yetmezliği olmak üzere tüm organlarda sorunlara neden olur. Şeker hastaları, önerilen tedavi programlarına uydukları takdirde hastalığın yan etkilerini en aza indirebilir. Şeker hastalarının tedavisinde sağlıklı ve düzenli beslenme ile artmış fiziksel aktivite olmazsa ilaç tedavisi de yeterli olmaz."

Kaya, bu yaklaşım içerisinde sadece diyabet hastalarının değil ateroskleroz, kalp-damar hastalıkları ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklardan yakınanların da düzenli ve dengeli beslenme programlarına uyması gerektiğini kaydetti.

Düzenli ve dengeli beslenme ile yaşam kalitesi ve süresinin de artmasının sağlanacağını bildiren Kaya, "Kalp-damar hastalıkları ve hipertansif hastalıklar gibi kronik hastalıklarda da beslenme türü böyle olmalıdır. Aslında bütün toplumun beslenme şekli de böyle olmalıdır" dedi.

(AA)