Politika

Erdoğan'ın danışmanı Akdoğan'dan Gül'e uzanan mesaj: Kimseye diyet borcumuz yok

Yalçın Akdoğan: Kimse kendi kişisel pozisyonunu korumak için dava söylemini perde olarak kullanmamalı, kendisini olmazsa olmaz göstermemelidir

13 Ağustos 2014 10:04

Yeni Şafak gazetesinde Yasin Doğan takma adıyla yazılar kaleme alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "partime döneceğim" açıklaması sonrası AKP'de yaşanan krize ilişkin, "AK Parti kulislerin değil kural ve kurulların partisidir. Partinin geleceği adına söz söyleme yetkisi yetkili kurullara aittir. Erdoğan'ın iradesi ve ilgili kurulların takdiri tüm kişisel söylemlerin ve hesapların üzerindedir. Erdoğan'a ve bu ideale karşı olan kimse biz ona karşı oluruz. Bu hareketin kimseye bir diyet borcu veya açık hesabı bulunmamaktadır" dedi.

İsim vermeden Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın "Yeni yetmeler kardeşliği bozabilir" açıklamasına gönderme yapan Akdoğan, "Bu hareketin gençlerle aşılanması ve yeni hedeflerin yeni kuşaklarca benimsenmesi fikriyatı doğru algılanmalıdır. Kimse kendi kişisel pozisyonunu korumak için dava söylemini perde olarak kullanmamalı, kendisini olmazsa olmaz göstermemelidir" ifadesini kullandı.

Akdoğan'ın Yasin Doğan mahlasıyla Yeni Şafak'ta "Erdoğan ve partinin geleceği" başlığıyla yayımlanan (13 Ağustos 2014) yazısı şöyle:

R. Tayyip Erdoğan, AK Parti genel başkanı olarak girdiği dokuzuncu seçimden de zaferle çıkarak büyük bir tarihi başarıya imza attı. AK Parti'nin her seçimde oyunu artırarak üç dönem üst üste iktidarını koruması başlı başına bir başarıdır. Erdoğan'ın yüzde 52 oyla cumhurbaşkanı seçilmesi ise Türkiye tarihinde bir siyasetçinin şahsen en büyük halk desteğine ulaşması açısından bir ilktir. Bu kez bir parti veya bir hareket değil bir kişi oylanmış ve halkın yarısından fazlasının oyunu almıştır.

Halkın doğrudan Cumhurbaşkanını seçmesinin 'Yeni Türkiye'nin inşasında önemli bir kilometre taşı olduğunu söylüyoruz. Yeni Türkiye metaforunda Erdoğan'ın yükleneceği misyon büyük önem taşıyor. 'Erdoğan Köşke çıksın bir şeye karışmasın' yaklaşımında olanlar, bu tasavvuru ve ideali kavrayamamış olurlar. Gerek halk seçtiği için gerek Erdoğan gibi güçlü bir lider yüklendiği için bu makam ister istemez 'etkili' bir makam olacaktır.

AK Parti'nin geleceği hakkında söz söyleyenlerin 'Yeni Türkiye' idealini ve yeni Türkiye'de belirlenen misyon ve rolleri gözardı etmesi büyük bir yanılgı olur. AK Parti'nin başına geçecek isim elbette ki halkın ve partinin kabulüne mazhar olabilecek bir kişi olacaktır. Ama daha önemli olan 'Yeni Türkiye'de belirlenen rolleri yadsımaması ve Cumhurbaşkanı-Başbakan uyumunu üst düzeyde tutması olacaktır.

Partinin genel başkanları zaman içinde değişebilir ancak bu hareketin lideri Erdoğan'dır. Bu büyük siyasi hareketin lideri olan Erdoğan'ın partinin geleceğinin sıkıntıya düşmemesini ve işin başındayken partinin sorunsuz şekilde kongre yapmasını istemesi onun en tabii hakkıdır. Kongre tarihini, başka isimlere endeksleyerek farklı yerlere çekmek son derece yanlıştır. AK Parti, büyük badireleri 'parti bütünlüğünü' koruyarak atlatmıştır. Erdoğan'ın bu konuda hassasiyet göstermesinden daha doğal bir şey olamaz.

Erdoğan dokuz seçimi de kazanmış, bir çok kişiye de önemli makamlar kazandırmıştır. Ak Parti içinde yeni dönemi 'makam taksimatı' mantığıyla ele alacak ve partinin bugüne kadarki siyaset felsefesine ve dava anlayışına aykırı hareket edecek kimse olmadığını düşünüyorum. Bir çok değerli isim AK Parti'nin kuruluşundan bu yana önemli katkılarda bulunmuş ve önemli bir misyon icra etmiştir. Bu hareketin gençlerle aşılanması ve yeni hedeflerin yeni kuşaklarca benimsenmesi fikriyatı doğru algılanmalıdır. Kimse kendi kişisel pozisyonunu korumak için dava söylemini perde olarak kullanmamalı, kendisini olmazsa olmaz göstermemelidir.

AK Parti kulislerin değil kural ve kurulların partisidir. Partinin geleceği adına söz söyleme yetkisi yetkili kurullara aittir. Erdoğan'ın iradesi ve ilgili kurulların takdiri tüm kişisel söylemlerin ve hesapların üzerindedir.

Erdoğan partide söyleyecek sözü olan herkesi dinlemekte; MKYK ve milletvekilleri başta olmak üzere kadın ve gençlik kollarının, tüm teşkilat kademelerinin görüşünü almakta, çok geniş bir istişare yürütmektedir.

Bizimle ilgili 'şuna karşı, buna karşı' gibi tezviratlar son derece yersizdir. Biz 'Yeni Türkiye' idealinin ve Erdoğan'ın yanındayız. Erdoğan'a ve bu ideale karşı olan kimse biz ona karşı oluruz. Bu hareketin kimseye bir diyet borcu veya açık hesabı bulunmamaktadır.

AK Parti delegeleri ve kurulları kimi genel başkan seçerse onun arkasında durmak, onu gözden düşürecek küçümsemelerden kaçınmak, Ak Partililerin siyasi sorumluluğudur.

Ortada işaret edilen kişiler değil tanımlanan bir misyon var. Kim bu misyonu kabullenirse bize düşen ortak akıl ve takım çalışmasıyla onun arkasında yer almaktır.

AK Parti'nin bir kişiyi bile dışlama, kaybetme lüksü yoktur. Bu davaya hizmet eden herkes değerlidir ve başımızın üzerinde yere sahiptir.