2025’in Aile Yılı ilan edilmesinin ardından Diyanet’in Cuma hutbesinde iktidarın da LGBTİ+’ları hedef göstermek için kullandığı “cinsiyetsizleştirme faaliyetleri sapkınlıktır” denildi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta başında 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı da harekete geçti. Diyanet’in “Fıtratı korumak, aileyi korumaktı” başlıklı Cuma hutbesinde iktidarın sıklıkla LGBTİ+’ları hedef göstermek için kullandığı “cinsiyetsizleştirme” ifadelerine yer verildi.
Kaod GL'de yer alan habere göre, Diyanet’in hutbesinde isim verilmeden LGBTİ+’lar şöyle hedef alındı:
“Bugün, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri de, kadın ve erkeğin tabii fıtratını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalardan biri olan cinsiyetsizleştirme, insanın ruhsal ve bedensel özelliklerini ifsat etme; kadını erkeğe, erkeği kadına dönüştürme girişimidir. İlahi iradeyi yok sayarak insanı kimliksiz bir varlık haline indirgeme çabasıdır.”
'Aile Yılı'na özel logo yapıldı; Erdoğan'ın önerisi olan 'üç çocuk' temsiline yer verildi
Erdoğan kararı imzaladı: 'Aile Enstitüsü' kuruldu
Hutbede ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“Evet, cinsiyetsizleştirme adıyla yürütülen faaliyetlerin tamamı hayâsızlıktır, sapkınlıktır. Allah’ın koyduğu sınırları aşmak, O’na isyan etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, “Allah, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etmiştir.” Dolayısıyla Allah’ın haram kıldığı ve yaratılışımıza müdahale eden hiçbir batıl ideoloji, özgürlük adı altında meşrulaştırılamaz. Aklı ve vicdanı saf dışı bırakan, birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan sapkın akımlar insan hakları bahanesiyle doğal karşılanamaz. İnsanlığın geleceğini tehdit eden bu tür sapkınlıklara; sinemalar, televizyon dizileri, çizgi filmler, sosyal medya paylaşımları, dijital oyunlar, reklamlar, müzik, sanat ve kültürel etkinliklerle destek vermek de büyük bir günah, ağır bir vebaldir.
“Cinsiyetsizleştirme, sadece fertlerin kimliğini hedef almakla kalmayıp toplumların da geleceğini karartan büyük bir tehdittir. Bu tehdide karşı elimizdeki en büyük güç ise ailedir. Aile; dinimizin meşru, kanunlarımızın uygun gördüğü ruhsal ve fiziksel olgunluğa sahip bir kadın ve bir erkeğin, şahitler huzurunda nikâhla kurduğu rahmet ve merhamet yuvasıdır. Aile, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için sahip olabileceğimiz en değerli hazinedir. Çocuklarımız için ilim, irfan ve hikmet mektebidir. Nesillerimizi yanlış yönelişlerden ve kötülüklerden koruyan muhkem bir kale, sağlam bir sığınaktır.”