Kayhan Karaca
Merkezi Fransa'nın Strasbourg kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ByLock kullandıkları gerekçesiyle "terör örgütü üyeliği" suçundan yargılanıp çeşitli cezalara mahkum edilmiş bin kişi tarafından "hak ihlali" temelinde Ankara'ya karşı dava açmak için yapılan başvuruları bilgi ve görüş için Türk hükümetine iletti.
Toplam beş dosya halinde tebliğ edilen dava başvuruları, 2019-2023 yılları arasında AİHM gündemine taşınmış şikayetlerden oluşuyor. Başvurucular, haklarındaki mahkumiyet kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) adil yargılanma hakkıyla ilgili 6'ncı ve kanunsuz ceza olamayacağını düzenleyen 7'nci maddelerini ihlal ettiğini savunuyor.
Yüksel Yalçınkaya davasındaki emsal karar
AİHM, ByLock kullanımına ilişkin davalarla ilgili pilot kararını (Yüksel Yalçınkaya davası) 26 Eylül 2023 tarihinde açıklamış, AİHS'nin 6 ver 7'nci maddelerine ek olarak toplantı ve örgütlenme özgürlüğüyle ilgili 11'inci ve kararların bağlayıcılığı ve infazıyla ilgili 46'ncı maddelerinin ihlal edildiğine hükmetmişti.
Eylül 2016'da tutuklandıktan sonra yargılanan eski öğretmen Yüksel Yalçınkaya, ByLock uygulaması kullandığı gerekçesiyle "FETÖ/PDY adlı silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. AİHM, Yalçınkaya kararında, Türk hükümetinin yargılanma haklarına getirilen kısıtlamaları yeterince gerekçelendirmediği ve yargılamanın adil şekilde yürütülmediği sonuçlarına varmıştı.
Mahkeme, "suçun maddi ve manevi unsurları ortaya konulmadan, ByLock şifreli mesajlaşma uygulamasının kullanımına dayalı olarak silahlı bir terör örgütüne üyelikten mahkum edilmeyi" de "işlenmesinden önce unsurları yasayla belirlenmiş olmayan bir fiil suç sayılmaz" şeklinde değerlendirmişti.
AİHM, bu bağlamda "Türk yargısının ByLock deliline yönelik tekdüze ve genel yaklaşım benimsemesinin, bu suça dair ulusal hukukta yer alan gerekliliklerle bağdaşmadığını ve keyfi kovuşturma, mahkumiyet ve cezalara karşı etkili güvenceler öngören AİHS 7’nci maddenin konu ve amacına aykırı olduğunu" not etmişti.
Kararda, AİHM gündeminde benzer binlerce dava olduğu da vurgulanıp Ankara’dan bu dosyaları iç hukukta çözecek formüller üretmesi istenmişti.
Yalçınkaya'nın maddi ve manevi tazminat talebini geri çeviren AİHM, Türk hükümetinin sadece gider ve mahkeme masrafı olarak 15 bin euro ödemesini kararlaştırmıştı. Karar temelinde davacının Ceza Muhakemesi Kanununun 311'inci maddesi uyarınca hakkındaki yargılamanın yenilenmesini isteme hakkı bulunuyor.
Türkiye için olası sonuçları neler?
AİHM, Ankara'ya tebliğ ettiği bin dava başvurusu hakkında yeni sorular yöneltmedi, savunma da istemedi. Buna karşılık Türk hükümetinin, Yalçınkaya davasında ele alınmamış hususlarda görüş belirtebileceğini kaydetti. Ankara'nın görüş belirtmek için azami altı ay süresi var.
Türk hükümetinin ikna edici yeni tezlerle gelmemesi ya da iç hukukta bu tip davalara ilişkin bir formül üretmemesi halinde, tebliğ edilen davalar ve henüz işleme konulmamış benzer davalarda ihlal kararları çıkacağı belirtiliyor.
Binlerce başvuru sırada bekliyor
AİHM gündemindeki toplam dava başvurusunun üçte birini Türkiye'ye karşı şikayetler oluşturuyor.
Türkiye şu anda AİHM'de hakkında en fazla dava başvurusu olan ülke konumunda. Mahkeme gündeminde Türkiye'ye karşı yaklaşık 24 bin dava başvurusu bulunuyor. Bunların yüzde 80'inden fazlasını 15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan tedbirler kapsamındaki yargılamalara ilişkin başvurular oluşturuyor.
Sadece ByLock kullanımına ilişkin AİHM gündemindeki mecvut başvuru sayısı ise 8 binin üstünde. Potansiyel başvuru sayısı ise 100 bin olarak tahmin ediliyor.