T24- Deprem bölgesi olan Türkiye'de ahşap iskeletli yapıların önemini vurgulamak amacıyla yapılan araştırmaya göre, ahşap yapıların depremde daha güvenli yapı sistemleri olmasına rağmen gerekli önemin verilmediği belirlendi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürsel Çolakoğlu'nun danışmanlığını yaptığı, araştırma görevlisi ve doktora öğrencisi Cenk Demirkır'ın hazırladığı, ''Ahşap İskeletli Yapıların Deprem Performansı'' konulu çalışmada, geçmişte dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen depremlerde bu tür yapıların gösterdiği performanslar incelenerek, Türkiye için ahşap çerçeveli yapıların anlamı ortaya çıkartıldı.
Prof. Dr. Çolakoğlu, depreme dayanıklı yapılar konusunda mühendislik disiplinleri arasında çok özverili çalışmalar yapıldığını ve ortak çözümler üretildiğini belirterek, ''Özellikle ahşap ve ahşaptan üretilmiş levhaların yapı içerisindeki kullanım oranının yüzde 90'a ulaştığı bina tasarımlarında, çok daha şiddetli depremlerde meydana gelen kayıplar çok daha az olmaktadır. Bunu sadece ABD'de olan depremlerdeki ahşap yapıların durumuna bakarak da görmek mümkündür'' dedi.
Yer bilimcilerin Türkiye'nin, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde bulunduğunu her ortamda ve haklı eleştirileriyle açıkladıklarını ifade eden Çolakoğlu, ''Deprem ülkesi olduğumuzu yediden yetmişe herkesin artık öğrenmiş olmasına rağmen, alınan önlemler konusunda kamuoyu güvensizlik hissetmektedir. Geçmişte Türkiye'nin birçok yerinde yıkıcı depremler olmuştur. Geçtiğimiz 50 yılda, depremlerin risklerini ve depreme maruz kalındığında hayatta kalabilmemiz için gerekli tedbirleri almamız gerektiği konusunda farklı disiplinlerdeki bilim adamları ve araştırmacılar hemfikir olmasına rağmen, hala kesin ve net çözümler ortaya konamamakta ve bu da kamuoyunda farklı görüşlerin ve endişelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır'' diye konuştu.
''Ahşap eski çağlardan beri kullanılan önemli bir yapı malzemesidir''
Prof. Dr. Çolakoğlu, ahşap yapının, kereste ve yapısal levhaları birleştirerek sağlam ve yapımı hızlı duvar, döşeme ve çatı bileşenlerini meydana getirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Bileşenler dayanıklı, birleştirilmesi ve yalıtımı kolaydır. Diğer yapı malzemelerine göre, depreme karşı önemli avantajları olan ahşap yapı, depremde daha güvenli yapı sistemlerindendir. Ahşap, sağlam ve hafiftir. Ahşap yapı iskeletinde çok sayıda eleman ve çivili birleşme yeri olduğundan kuvvetleri absorbe eden çok miktarda yük yolu vardır. Ahşap yapılarda kullanılan bağlantılı birleşme yerleri depremin enerjisini dağıtmak için elverişlidir.''
Ahşabın eski çağlardan beri kullanılan önemli bir yapı malzemesi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Çolakoğlu, şunları kaydetti:
''Türkiye'de ahşap taşıyıcı sistemler yaklaşık 40-50 yıl öncesine kadar yaygın bir şekilde inşa edilmekteydi. Fakat betonarme yapım tekniğinin ortaya çıkması ve gelişmesi ile birlikte ABD, Kanada, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerin aksine ülkemizde ahşaptan uzaklaşılmaktadır. Geçmişte deprem felaketleri nedeniyle pek çok can ve mal kayıpları yaşanan ülkemizde gelecekte de olası depremler nedeniyle pek çok can kayıpları yaşamamak için ahşap yapılara yeniden yönelmek gerekmektedir. Dolayısıyla bu çalışma kapsamında ahşap yapı, ahşap yapıların inşasında kullanılan malzemeler, ahşap yapıların dayanımını artırmak için yapılması gerekenler konusunda çalışmalar artırılmalıdır.''
Prof. Dr. Çolakoğlu, Türkiye'nin ahşap iskeletli yapı, bu tür yapılarda kullanılan ahşap kökenli elemanlar ve bu malzemelerin deprem performansları konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığına dikkati çekerek, ''Bu tür çalışmaların geliştirilerek artırılması durumunda daha güvenli ve doğal konutların ortaya çıkması sağlanabilecektir. Ahşap ve inşaat konusunda uzman kişilerin bu konu üzerinde birlikte çalışması daha iyi sonuçların alınabilmesi açısından önem arz etmektedir' dedi.
''Ahşap Güçlü fakat hafiftir''
Araştırma görevlisi Cenk Demirkır depreme dayanıklı ahşap konutların geliştirilmesi konusunda çalışmak ve bilgi paylaşımı için dünyanın sayılı laboratuvarlarından biri olan Kanada'daki FORİNTEK Enstitüsü'ne kabul edildiğini söyledi.
FORİNTEK Enstitüsü'nde Türkiye için uygun ağaç türlerinin tespiti konusunda çalışacağını belirten Demirkır, ''Dünyanın bazı bölümleri deprem konusunda yüksek riskli bölgelerdir. Bu bölgelerdeki yapıların güçlü deprem yüklerine karşı dirençli olmaları gerekmektedir'' diye konuştu.
Demirkır, ahşap sistemlerin yığma ve betonarmeye göre doğal şekilde daha sünek olduklarını ifade ederek, ''Süneklik, yapının çökmeden akabilme ve şekil değiştirebilme kabiliyetidir. Depremin ani şekilde oluşturduğu yüklere karşı binalarda eğilebilirlik ve bükülebilirlik istenen bir özelliktir. Bu özellikler binanın depremde biriken enerjiyi dağıtmasını sağlarlar'' dedi.
Yapısal bir materyal olarak ahşabın deprem performansı konusunda diğer materyaller üzerinde bazı avantajlar sağladığını anlatan Demirkır, şunları kaydetti:
''Ahşap güçlü fakat hafiftir. Böylece zemin hareketleri diğer yapılardaki gibi ahşap yapıda büyük bir enerji oluşturmaz. Ancak, 'ahşap ev hangi durumda olursa olsun depreme dayanıklıdır' demek bilimsel görüşten uzaktır. Yapısal tasarımları mühendislik bilimleri dikkate alınarak yapılmalıdır.''