İçişleri Bakanlığı tarafından yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, görevden uzaklaştırıldığı Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne dönük yolsuzluk operasyonlarına ilişkin konuştu. "Dünyada görülmemiş soygun" diyen Türk, "Kayyım modeli çöktü ve hezimete uğradı" değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanlığı tarafından bir süre önce kayyımı değiştirilen Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey yöneticilerin de aralarında bulunduğu kişilere dönük yolsuzluk operasyonunun yankıları sürüyor. 31 Mart seçimlerinde yeniden Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin eş başkanı olarak seçilen, ancak bir kez daha yerine kayyım atanan Ahmet Türk, son dönemlerde belediyeye dönük operasyonları değerlendirdi.
Mezopotamya Ajansı'na konuşan Türk, durumu "soygun" olarak nitelendirdi. Belediyede yolsuzluk yapıldığını daha önce de kamuoyunun bilgisine sunduklarını ifade eden Türk, "Şişirilmiş faturalar, doğrudan yapılan ihaleleri halkımızla paylaşmıştık. ‘Güvenlik’ diyerek ihaleler yapılmış. Bütün bu ihaleler akıl almaz bir şekilde yapılmış" dedi.
"Bu kadar borca, ihaleye rağmen hiçbir hizmet yapılmadı"
"Belediyeyi tamamen soymuşlar" diyen Türk, bütçenin 375 bin TL olduğunu ancak yapılan borçlanmanın bir milyar TL’yi aştığına dikkati çekti.
"Borç bütçenin üç katıdır. Dünyada böyle bir şey görülmemiştir. Ama baktığınız zaman da hizmete dönük hiçbir şey yapılmamış" diyen Türk, "Bu kadar borca, ihaleye rağmen hiçbir hizmetin yapılmadığını görüyoruz. Mardin’e gittiğiniz zaman bir köy yolunda asfalt görürsünüz, Kızıltepe şehir merkezinde bile asfalt çalışması yaptık. Birinden başladık ama daha sonra bunlar durduruldu. Biz ilk dönem geldiğimizde 63 milyon TL borçla belediyeyi devraldık" ifadelerini kullandı.
"8 ihale bir şirkete verilmiş"
Belediye borçlarının bu kadar artmasında kayyumun rolü büyük olduğunu söyleyen Türk, "Çünkü bu ihalelerin çoğu Elazığlı bir şirkete verilmiş. 8 tane ihale bir şirkete verilmiş. Daha sonra şirket ismi değiştirilmiş, ikinci bir şirket oluşturulmuş. Kamuoyunun gözünden kaçmak için aynı yerde başka bir şirket oluşturmuş. Bu şirkete de 3-5 tane ihale verilmiş. Nerede bakarsanız bakın bu bir rezalettir. Halkın parasını çarçur eden, yolsuzluğun, rüşvetin olduğu, paraların birçok kişi tarafından bölüştürüldüğü bir belediyenin halka hesap vermesi gerekir" diye konuştu.
"Müfettişler, işi ciddiye alıyor"
Ülkede hukuk ve adaletten söz edilemeyeceğini dile getiren Türk, şöyle devam etti:
"Eğer adalet varsa bunun hesabının sorulması lazım. Bu yolsuzluklara sebep olan insanların bedelini ödemesi gerekiyor. Kayyımın göreve getirdiği yöneticiler gözaltına alındı. Bu operasyonun bir aklama operasyonu olduğunu düşünmüyorum. Burada ciddi bir araştırma yapıldığını ifade edebilirim. Müfettişler bizim dönemimizde çalışan bir arkadaşımızı da çağırmışlar. Bu işi ciddiye aldıklarını gösteriyor. Tabii şu anda ki görünüm bu. Ama sonrasında aynı ciddiyetle yaklaşılır mı, onu bilemeyiz."
"Maalesef hukukun, demokrasinin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz"
Kent sakinlerinin de kayyum döneminde yapılan rüşvet ve yolsuzlukları bildiğini söyleyen Türk, şunları söyledi:
"Son dönemlerde belediyeye müdahale etmek zorunda kaldılar. Seçilmiş insanlar seçimle gitmelidir. Halkın kararıyla gitmelidir. Halkın karar verdiği veya görev verdiği insanların yerine böyle kayyum atayarak, demokrasi dışı yöntemlerle belediyeleri yönetmeye çalışması, demokrasiye, adalet ve hukuka aykırı. Ama maalesef ki hukukun, demokrasinin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz."