T24
TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde konuşan HDP İstanbul Ahmet Şık, AKP milletvekillerine seslenerek, "Herhangi bir bütçeye sahip olsanız da olmasanız da, varlık koşulunuz hukuk tanımazlık ve adaletsizlik üzerine kurulu. Bu nedenle hiç değilse dürüst davranın ve tıpkı cismi gibi ismi de adaletsizlik olan bir bakanlık kurarak bütçeyi bunun için isteyin" dedi.
"Düşman gördükleriniz için yaratılan ve yaşatılan 'mutlak hukuksuzluk' ve kendiniz için hep var kalacağını sandığınız 'mutlak cezasızlık' için yaptığınız bütçeyi, adalet kisvesi ardına gizlemenize gerek yok" ifadelerini kullanan Şık, şöyle devam etti:
"Partinizin adında her ne kadar adalet kelimesi olsa da iktidarınızın adaletsizlik sicili de bir hayli kabarık. Örnek mi istiyorsunuz? Selahattin Demirtaş’a yaptığınızda olduğu gibi İHAM kararlarına karşı hukuku hiçe sayan hamleleriniz var. Anayasal haklarını çiğnediğiniz Leyla Güven örneğinde olduğu gibi, siyasi hasımlarınıza zulmetmek için çevirdiğiniz dolaplar var. Önlenebilir iş cinayetlerine, açlığa, haksızlıklara ve hatta tahtakurusuna karşı direnen işçilerin hapse atılması var.
Berivan Bila’ya yaptığınız gibi mesleklerini yaptığı için hapishanelere doldurduğunuz gazeteciler var. Cumhurbaşkanına hakaret bahanesiyle aydınları, yazarları mahkûm eden yargıçlarınız var. Üniversiteleri teslim almak için akademisyenlere, öğrencilere dava üstüne dava açan savcılarınız var. Şiddet gören, tacize tecavüze uğrayan kadınları başından defetmek için türlü bahaneler üreten, haklarına sahip çıkan kadınları coplatan erkek adalet mekanizmalarınız var."
"Hakikati dile getirenleri sevmiyorsunuz,
bunu tarihte ilk yapan da siz değilsiniz"
Konuşmasında, Nazi Almanyası hatırlatması da yapan Şık, "Hakikati dile getirenlerin cümlelerini hiç sevmiyorsunuz.
Hakaretlere boğup, tehditler savuruyor; 'Vatan haini', 'Terörist' diyerek linç ettiriyorsunuz. Yetmediğinde, hapishanelere attırıyorsunuz. Bunu tarihte ilk yapan sizler değilsiniz. Son da olmayacaksınız. Tarih sizler gibilerin ibretlik sonlarıyla dolu.
En bilinenleri, yaşattıkları insanlık suçunu tanımlamaya hiçbir sözcüğün yetmediği Nazilerdi. Bu faşizm döneminin Naziler kadar konuşulanları arasında, esir kamplarının gardiyanları olan Kapolar da vardı" ifadesini kullandı. Şık, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Faşizm döneminin Naziler kadar konuşulanları arasında, esir kamplarının gardiyanları olan Kapolar da vardı. Kapolar, daha çok yemek ve daha az eziyet karşılığında Nazi subaylarının gözüne girebilmek için kendileri gibi esir olan insanlara işkence yaptılar. Toplu mezarlara dönüşen gaz odalarını emredildiğinde hazır ettiler. Kendi ölümlerini biraz daha geciktirmek ve elde ettikleri ayrıcalıklar karşılığında haysiyetlerinden vazgeçip her türlü zulmün kolaylaştırıcısı ve suç ortağı oldular.
Savaş sonrasında yakalanıp yargılanan Kapo’lar savunmalarında, 'Yaşamak için mecburduk' dediler. Kapolar hakikaten, bunları hayatta kalabilmek için yaptılar. Şimdi bu kürsüden, Türkiye yargısı ve medyasındaki günümüzün Kapolarına soruyorum: Peki ya sizler neden bu işi yapıyorsunuz?
Sözlerime son verirken, hakikati sevmeyen zorbalara, suç ortaklarına, işbirlikçilerine buradan bir kez daha hatırlatalım: Sınırı olmayan kötülük, bu sınırsızlığın yarattığı gücü elinde tuttuğunu düşünen ve kendi kötülüğüyle baş edemeyenleri de içine alır. O yüzden, hiç kimse muktedir olduğuna güvenmesin."