Oyuncu Ahmet Kural'dan gördüğü şiddeti açıklayarak şikâyette bulunan Şarkıcı Sıla Gençoğlu, konuya ilişkin olarak ilk kez konuştu. Vücudunun perişan halde olduğunu, ailesinin kendisini görünce şok olduğunu ve o zamana kadar olayın boyutunu anlayamadıklarını anlatan Sıla, "Zifiri karanlık bir odada böyle bir köşeye sinmiş biri gibi hissediyor insan kendini!" dedi.
Hürriyet'ten Ayşe Arman'ın sorularını yanıtlayan Sıla'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Çevremde de böyle şeyler yaşandığını görmedim, bilmiyorum... Telefonda anlattığım için beni görene kadar olayın boyutunu tam anlayamadılar. Sonra tabii beni görünce bunun itme, tokat gibi bir şeyden ibaret olmadığını anladılar. Annem eczacı, önce o atladı geldi, teyzem de İtalya’dan geldi, o da doktor. Vücudum perişan haldeydi. Tabii şok oldular beni öyle görünce. Babam biraz daha geç gelsin istedim, beni öyle görmesin diye..."
"Evet. Ve başına gelenleri anlatırken tekrar tekrar yaşıyorsun... Kendini çok kötü hissediyorsun, ruhun yırtılıyor... Gururun da çok inciniyor. Ama ben, kendimi mağdur olarak kabul etmedim. Utanacağım bir şey yapmadım. Dayak yemiş olmak benim utanmamı gerektiren bir şey değil, utanması gereken ben değilim... "
"Ben bizzat yaşadım, 45 dakika dayak yedim. Korkunç bir şey! Tabii ki çok sarstı beni. Hâlâ kendime gelemedim, toparlayamadım kendimi. Sokağa bile çok çıkmıyorum..."
"Zifiri karanlık bir odada böyle bir köşeye sinmiş biri gibi hissediyor insan kendini! Bu kadarını tahmin etmedim açıkçası. Hiç kimse edemez. Biz güvenmek isteriz karşımızdakine. Ben öyle bir insanım. Şaştım kaldım. Dolayısıyla, 'Yok artık, daha neler söylenecek, yazılıp çizilecek!' gibi bir noktaya geldim. Bütün bunlar da şiddetin başka bir türü. Bitmiyor şiddet yani. Şiddet de demeyelim ya, dayak bu... Bence bu böyle söylenmeli. Kadına şiddet, erkeğe şiddet, hayvana şiddet falan değil, dayak bu! Ve bu, dünyanın en insafsızca ve vicdansızca şeyi..."
Röportajın tamamı için tıklayın.