Medya

Ahmet Hakan'dan Cübbeli Ahmet'e: Oha!

"Eren'in kahramanlığı kadar bu konuların da gündem olması gerekmez mi?"

13 Ağustos 2017 05:07

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, kamuoyunda "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e yönelik olarak kullandığı "İmanı sorunludur" ifadesine tepki gösterdi. Hakan, "Gayriihtiyari 'Oha!' demişim" ifadesini kullandı. 

 

Hakan, Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında PKK ile girilen çatışmada yaşamını yitiren 16 yaşındaki Eren Bülbül ile ilgili olarak da yetkililere "15 yaşındaki bir çocuğun çatışma bölgesinde ne işi var? Hiçbir önlem almadan bir çocuğu operasyona götürmek de neyin nesi?" diye sordu. 

Hürriyet'te Ahmet Hakan'ın "Hiç sorulmayan beş Eren sorusu" başlığıyla yayımlanan (13 Ağustos 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

 

 

Trabzon Maçka’da güvenlik güçlerine PKK’lıların yerini gösteren 15 yaşındaki Eren kardeşimiz...

- Vatanseverdir.

- Kahramandır.

- Günümüzün 15’lisidir.

- Gururumuzdur.

- Şehidimizdir.

Amenna.

*

15 yaşındaki şehit Eren’i katleden PKK’lı teröristler...

- Gözü dönmüştür.

- Alçaktır.

- Haindir.

- Kalleştir.

- Acımasızdır.

Amenna!

Bütün bunlar taş gibi gerçeklerdir.

*

Ama bu taş gibi gerçekler...

Şu beş sorunun sorulmasına da engel değildir:

*

- Bir: PKK terörü, ta Maçka’ya kadar nasıl geldi, nasıl gelebildi?

*

- İki: 15 yaşındaki bir çocuğun çatışma bölgesinde ne işi var?

*

- Üç: Hiçbir önlem almadan bir çocuğu operasyona götürmek de neyin nesi?

*

- Dört: Alçak teröristlerin çocuk öldürmekten imtina edeceğini kim düşündü?

*

- Beş: Eren’in kahramanlığı kadar bu konuların da gündem olması gerekmez mi?

 

Ölürüm Türkiyem

Mustafa Yıldızdoğan’ın “Ölürüm Türkiyem” şarkısı için dinlediğim ilk andan itibaren verdiğim hükümler şunlardır:

- Ezgisi şahane...

- Sözleri muhteşem...

- Etkileme gücü on numara...

- Kalıcılığı muazzam...

- Coşturma potansiyeli çok yüksek.

- Efsaneleşme özelliği muazzam.

*

“Kürtçe bir ezgiden çalıntıdır” iddiasıyla ilgili olarak eserin sahibi Mustafa Yıldızdoğan’ın yaptığı ikna edici açıklamalara bakınca...

Bu büyük eserin bu ithamdan alnının akıyla çıktığına inanmaya başladım.

 

İlhan Kesici de değil Mücahit Arslan da değil

Türkiye gazetesinde yazıp çizen biri, bu fotoğrafı yayınlamış.

Fotoğrafta Erdoğan’ın yanında görünen kişinin “İlhan Kesici”olduğunu iddia ediyor.

*

Fehmi Koru da konuya girmiş. O da fotoğrafta görünen kişinin Erdoğan’ın danışmanlarından Mücahit Arslan olduğunu iddia ediyor.

*

İkisi de yanlış.

Fotoğrafta görünen kişi 1990’ların sonunda Erdoğan’la birlikte hareket etmeye başlayan ve Kesici’ye benzerliğiyle bilinen eski ANAP’lı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Zeki Yeşildağ’dan başkası değil.

*

Bu arada...

Eski dostum Zeki Yeşildağ!

Nerelerdesin yahu!

 

Erdoğan'ın etrafındaki kenetlenmenin nedeni?

Banaen çok sorulan soruların başında şu soru geliyor:

“Bunca olay oluyor ama Erdoğan’ın etrafındaki kenetlenmede hatırı sayılır bir çözülme olmuyor. Neden acaba?”.

Bu sorunun cevabını en güzel şekilde veren olay, Cumhuriyet gazetesinde yaşanan “yazar kovma” olayıdır.

Cumhuriyet gazetesinde egemen olan anlayışın şu anda elinde sadece Cumhuriyet gazetesi var.

Yani iktidar alanları bundan ibaret...

Adamlar, ellerindeki işte bu minnacık iktidar alanını bile...

“Vay! Demek benim çizgimden azıcık da olsa bir sapma gösteriyorsun ha! O zaman hadi yallah!” diye kullanıyorlar.

Ve böyle yaptıkları için de...

Taraftarları tarafından çılgınca alkışlanıyorlar.

Düşünün: Bu minnacık imkânı bile böyle kullananlar ve bunu doyasıya alkışlayanlar, ellerine çok daha büyük iktidar alanları geçtiğinde neler yapmazlar?

Tayyip Erdoğan’ın etrafında kenetlenenler, işte bu iflah olmaz hoyratlığı görüyorlar.

Ve diyorlar ki:

Ne olursa olsun, Tayyip Erdoğan’ın etrafında kenetlenmemiz lazım, çünkü karşımızdakiler ezilirken bile gaddarlıklarını saklamıyorlar.

Oha cübbeli

Cübbeli Ahmet, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’le ilgili olarak...

“Onun imanı sorunlu” demiş.

*

Gayriihtiyari “Oha!” demişim...