Medya

Ahmet Hakan, 'Tarafsız Bölge'deki tartışmayı anlattı: Benim zavallı dekoratif unsurlarım...

"Sular devrildi, ortalık karıştı, zavallı sehpamız yıldızları saydı"

18 Kasım 2016 11:17

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, CNN Türk'te sunduğu tarafsız bölge programında yaşanan gerginliği "İlk yumruk Ayhan Oğan’dan geldi. Önündeki kırmızı sehpaya öyle bir vurdu ki... Bardak bir yana, sehpa bir yana! Sonra kocaman gövdesiyle Aykut Erdoğdu’ya geldi sıra. O da öyle bir indirdi ki yumruğunu kırmızı sehpaya. Sular devrildi, ortalık karıştı, zavallı sehpamız yıldızları saydı" ifadeleriyle anlattı. Programda CHP'li Aykut Erdoğdu ile AKP’li Ayhan Oğan arasında 'İsrail anlaşması' tartışması çıkmış; Erdoğdu'nun "20 milyon dolara İsrail'e diz çöktünüz" demesi üzerine Oğan, "Ahlaksız, edepsiz" cevabını vermişti. Oğan'ın elini sert bir şekilde cam sehpaya vurması sonrası Erdoğdu da masaya yumruk atmış ve masayı kırmıştı.

Ahmet Hakan'ın  "Yumruklar cam masaları kırarken mırıldandıklarım" başlığıyla yayımlanan (18 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Yumruklar inmeye başladı Tarafsız Bölge'nin zavallı dekoratif unsurlarının tepesine...

İlk yumruk Ayhan Oğan’dan geldi... Önündeki kırmızı sehpaya öyle bir vurdu ki... Bardak bir yana, sehpa bir yana! Sonra kocaman gövdesiyle Aykut Erdoğdu’ya geldi sıra... O da öyle bir indirdi ki yumruğunu kırmızı sehpaya... Sular devrildi, ortalık karıştı, zavallı sehpamız yıldızları saydı. Ve işte tam da bu sıralarda ben içimden şöyle şeyler mırıldanıyordum:

- Anne! Sanırım yine sen haklı çıkacaksın, bu ikisi kendini kurtaracak ve olan yine bana olacak!

*

- Eğer birbirlerine vurmaya kalkarlarsa... Kavgayı ayıran olarak o yumrukların tümü benim kafamda patlayabilir. Ve stüdyoda her an yere serilebilirim. Hafazanallah! Hafazanallah!

*

- Darp... Darp... Darp... Bu yıl benim de kaderim bu galiba!

*

- Reyting mi? Aman adı batsın reytingin! Şu kavga hayırlısıyla bir bitseydi.

*

- Ben hayatımda şu Ayhan Oğan kadar dik dik konuşan bir adam görmedim. Adam sade kahve isterken bile polemik çıkarıyor!

*

- Aykut Erdoğdu’nun sertlik ile yumuşaklık arasında gidip gelme hızı o kadar fazla ki... Takipte zorlanıyorum.

*

- Aha! Annemden telefonuma mesaj geldi: “Yatıştırsana adamları... Ballı ıhlamur versene... Ne duruyorsun.” Of anne ya of!

*

- Aykut Bey ne yapıyorsunuz? Ayhan Bey ne yapıyorsunuz? Size bir şey söyleyeyim mi? Kendimi gitgide daha fazla Esra Ceyhan gibi hissetmeye başladım.

*

- Türkiye’nin bir beka sorunu var mı, yok mu bilmiyorum ama Tarafsız Bölge’de Türkiye’nin beka sorununu tartıştıkça... Benim de kişisel olarak programı darp edilmeden tamamlamak gibi bir beka sorunum var.

*

- “Şimdi kısa bir reklam arası” demenin kurtarıcı esenliği... Çok teşekkürler kısa bir reklam arası!

*

- Annemden yeni mesaj: “Reklam arasında verdin mi ballı ıhlamuru? Biraz sakinleştiler mi bari?” 

Yasin Aktay'dan FETÖ'ye büyük kıyak

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, dün yaptığı açıklamayla FETÖ’yü 17 Aralık öncesi işlediği tüm suçlardan akladı.

17 Aralık öncesini kastederek...

“O günlerde suç işlememişlerdi” dedi.

*

Şimdi FETÖ’cüler, bu açıklamaya dayanarak mahkemelerde...

“17 Aralık’tan önce yapıp ettiklerimizde suç yok. Bizi 17 Aralık öncesi yapıp ettiklerimizle yargılayamazsınız. Bakın AK Partili yetkili bile bunu söylüyor” diye savunma yapsalar...

Ve Yasin Aktay’a bu kıyağı için teşekkür etseler...

Yasin Aktay ne der acaba?

Erdoğan ne diyor, Yasin Aktay ne diyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kandırıldık, Rabbim affetsin, milletim affetsin” diyor.

*

Yasin Aktay ise “Parti olarak kandırıldığımızı çok da kabul etmiyoruz” diyor.

*

Bakalım Yasin Aktay bu görüş ayrılığı konusunda nasıl bir yorum yapacak?

Heyecanla bekliyoruz.

Ama bu demokratik başkanlık sistemi değil ki?

Demokratik başkanlık sisteminde ne var?

Kuvvetlerin keskin biçimde birbirinden ayrılması var.

*

Peki ama AK Parti’nin MHP’ye gönderdiği taslakta ne var?

Kuvvetlerin pek de keskin olmayan biçimde başkana bağlanması var.

*

Bakıyoruz AK Parti taslağına:

- Başkan, kendisini denetleyecek olan yüksek yargının yarısını seçiyor.

- Başkan, eğer seçim sistemi değişmezse partisinin milletvekili adaylarını da seçiyor.

Yani kuvvetler, bir biçimde başkana bağlanmış oluyor.

*

Ben başkanlık sistemine karşı değilim.

Ama böylesi demokratik olmayan başkanlık sistemine karşıyım.