"'Lütfü Bey’in bir makamı yok. Dolayısıyla milletvekili olarak yoldaşımız olmaya devam edecek' mi diyecektiniz? Milletvekilliği sizin açınızdan bir makam değil mi Lütfü Bey? Kitabınızda böyle bir küfrün yeri olmadığını savunuyorsunuz. İyi ama... Sizin kitabınızda... Böyle bir küfrü eden kişinin milletvekili olarak sizlerle aynı safta yer almaya devam etmesinin yeri var mı? Grup başkanvekilliği görevinden alınmayı gerektiren o küfür, milletvekili olarak yola devam etmeye engel teşkil etmiyor mu yani sizin kitapta?
Söyler misiniz Yavuz Bey... Yarın öbür gün İYİ Parti Meclis Grubu’nda Lütfü Türkkan’la karşılaştığınızda ne yapacaksınız? Şefkatli bir gülümsemeyle kendisini şöyle bir kucaklayıp... 'Yahu hiç takma kafana Lütfü abi... Kısa sürede unutulur... Şehitmiş, bacıymış... Hiç uzamaz o işler... Bizim milletin hafızası güçlü değildir... Bozma be moralini Lütfü abi' falan diyerek moral mi vereceksiniz? Kitabınızda yazmayan aşağılık bir işi yapan kişiyle aynı parti çatısı altında yoldaşlık yapmayı nasıl içinize sindireceksiniz Yavuz Bey?"