Gündem

Ahmet Hakan: Atatürk'ün yatağına meraklı, müptezel yavşak!

Mustafa Armağan, "Mustafa Kemal, Afet İnan'la yatıp kalkıyordu" demişti

08 Mayıs 2017 12:28

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, TVNet'te yayınlanan "Derin Tarih" programında "Mustafa Kemal, Afet İnan'la yatıp kalkıyordu" 'ifade'sini kullanan Yeni Şafak yazarı Mustafa Armağan'a tepki gösterdi. "Delikanlılığı geçtim insanlığa sığmayacak bir yavşaklık" diyen Hakan, "Bu müptezelin tıynetini en iyi anlatan husus şudur: Atatürk’e dil uzatmanın bir bedeli olduğu dönemde susmuş, Atatürk’e dil uzatmanın hiçbir bedeli olmadığında ise bik bik ötmeye başlamıştır" görüşünü dile getirdi. 

Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan hakkında "Çankaya'nın nikahsız first lady'si" denilen programda, Armağan'ın kullandığı 'ifade'ler şöyle:

"Çankaya Köşkü’ne bir fotoğraf çekimi için gitmiştim. 2012 yılında. Bizi bir profesyonel rehber grup gezdirdi. Üst kata çıktık. İki tane oda var. Bir kütüphane kısmı var,  Mustafa Kemal’in yatak odası var, onun yanında Ankara Ovası’na bakan bir başka oda var. Dedim ki, ‘Afet İnan’ nerede kalıyor dedim. Köşkte beraber yatıp kalkıyorlar çünkü. 'Burası Zübeyde Hanım’ın odası' dedi, neyi kast ettiğimi anladı. Dedim ki 'Zübeyde Hanım 1923’te ölmedi mi?' Afet İnan’ın o odada kaldığı işte ortaya çıktı. Niye gizlemeye çalışıyorsunuz? Bunun bir ismi olur"

Mustafa Armağan'ın söz konusu 'ifade'lerine sosyal medya kullanıcıları da tepki gösterdi. İlgili ifadeleri "skandal" olarak değerlendiren çok sayıda kişi "Dava açılmalı" paylaşımında bulundu. 

Ahmet Hakan'ın "CHP’nin dibe vurması şart" başlığıyla yayımlanan (8 Mayıs 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Atatürk'ün yatağına meraklı tarihçi 

Güya tarihçi ama ekrana çıkmış müptezel bir dedikoducu gibi “Atatürk’ün şununla ilişkisi vardı, bununla ilişkisi vardı” diye ağzını eğe eğe konuşuyor.

*

- Tarihçiliği geçtim efendiliğe...

- Efendiliği geçtim delikanlılığa...

- Delikanlılığı geçtim insanlığa...

Sığmayacak bir yavşaklık.

*

Bu müptezelin tıynetini en iyi anlatan husus şudur:

Atatürk’e dil uzatmanın bir bedeli olduğu dönemde susmuş, Atatürk’e dil uzatmanın hiçbir bedeli olmadığında ise bik bik ötmeye başlamıştır.