Ege Üniversitesi Öğrencisi Serkan Sakalıkaba ve arkadaşı Deniz Gülbudak 24 Eylül’de İzmir Konak’taki Ziraat Bankası Şubesi’ne uğradı. Bankanın kalabalık olması nedeniyle öğrenciler sırasının gelmesini beklemeye başladı. Kendi aralarında sohbet eden öğrencilerden Serkan, Deniz’in yanağına bir “buse” kondurdu. Bunu gören koruma memuru İsmetullah Ayhan, birdenbire öğrencilere doğru geldi ve bağırmaya başladı: “Burada pezevenk yok. Pezevenklik yaptırmam burada kimseye. Ahlâk, namus öğreteceğim size…” Neye uğradıklarını şaşıran sevgililer, devlet memuru İsmetullah Ayhan’dan susmasını ve sözlerini derhal geri almasını istedi.
Mahalleli sahip çıktı
Hakarete uğradıklarını belirten öğrenciler koruma memurundan özür dilemesini beklerken, İsmetullah Ayhan da öğrencileri dışarı atmaya çalıştı. Bunun üzerine İsmetullah Ayhan sesini daha da yükselterek, “Şerefsizler, ahlâksızlar. Ben size ahlâk dersi vereceğim. Pezevenk mi sandınız beni” diye bağırdı. Hep birlikte dışarı çıkıldı. Civardaki esnaf ve sokaktaki meraklılar da bankanın önünde toplanmaya başladı. Koruma memuru, esnafın da kendinden yana olacağını umarak, sesini daha da yükseltti. Öğrenciler de altta kalmayınca esnaf ve sokaktan geçenler kararını verdi. Bazı esnaf öğrencilere gelip, “Kesinlikle yanınızdayız. Olayda hiçbir suçunuz yok. Burası şeriatla yönetilmiyor” dedi.
Tekrar bankaya giren Ayhan, polislere telefon etti. Sivil polisler sonra da Kemeraltı Polis Karakolu’nun polisleri geldi. Polislerin de yer yer Ayhan’dan yana oldukları gözlendi. Buna rağmen öğrenciler, “Burası şeriat devleti değil. Bizlere şeriat yasaları uygulayamazsınız” diye olayı protesto etti. Polis hem öğrencileri, hem de öğrenciler lehine tanıklık yapmak isteyen kalabalıktan 3 kişiyle İsmetullah Ayhan’ı karakola götürdü. Esnaftan bazıları da öğrencilere, mahkeme açılırsa şahitlik yapmak üzere isimlerini verdi. Her koşulda destekleyeceğini söyledi. Karakolda hem İsmetullah Ayhan hem öğrenciler şikâyetçi oldu.
Bankada ve karakolda yaşananları Ege Üniversitesi Öğrencisi Serkan Sakalıkaba şöyle anlattı: “Biz bankada ve dışarıda da neyi doğru buluyorsak öyle davrandık. Kesinlikle tavrımızdan geri adım atmadık ve yaptığımız hiçbir şeyin ne suç ne de ahlâksızlık olduğunu düşünüyoruz. Bankanın koruma görevlisi bir devlet memuru ve devlet destekli siyasal İslam'ın temsilcisi gibi üzerimize geldi; ama ne çevre esnafından ne de halktan bir tepki göremedik. Aksine halk bizim burası şeriat devleti değil talebimizi destekledi. Komiser olduğunu sandığım polis ifademi alırken bana sanki İsmetullah Ayhan’ı tutar gibi davrandı. Mesela olayı anlattırdıktan sonra ‘Bunu Konya’da olsa yapabilir miydiniz’ diye sordu. Ben de bütün Türkiye’de istediğim gibi yaşama hakkım olduğunu söyledim. Hatta bazı polisler, bizim Ayhan’a hakaret ettiğimiz söyledi. Mahkemede aleyhimize tanıklık yapacaklarını belirtti.
Şeriat istemiyoruz demek suç mu?
Gençlerin avukatı Ali Asker Alkan da, “Bana karakola alındıktan sonra öğrenciler haber gönderdi. Kesinlikle davacıyız. Hem bu memur hakkında idarî ve disiplin soruşturması açılmasını istiyoruz hem de hakaret davası açacağız. Suçun bir kamu kurumunda oluşması olayın vahametini daha da artırıyor. Güvenlik memuru da gençlerden şikâyetçi oldu. Gençlerin kendisine hakaret ettiğini söyledi. Gençler memura, “Burası şeriat ülkesi değil. Şeriat kuralları istemiyoruz” diye hakaret etmiş. Gençler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecek. ‘Şerait istemiyoruz’ demek ne suç ne de kimseye hakaret…” dedi.
Avukat Ali Asker Alkan, “İster devlet memuru, isterse sivil olsun, kimse kimsenin nasıl giyineceğine ya da sokakta neler yapabileceğine karar veremez. Bankaya başvuracağız ve devlet memuru olan bu kişi hakkında idari soruşturma açılmasını isteyeceğiz” dedi.