Christie’nin torunu, evindeki bir kutuda yazarın hayatı ve kitapları üzerine konuştuğu, on üç saatlik ses kayıtlarını buldu. Utangaçlığıyla tanınan ve medyaya çok az röportaj veren Agatha Christie, bu kayıtları otobiyografisini yazarken kendi kendine kayda almış.
Torunu tozlu, eski püskü bir kutunun içinde, üzerine hiçbir şey yazılmamış bu teypleri bulduğunda, kutudaki kayıt cihazı da çoktan bozulmuş olduğundan bir süre nasıl bir hazine bulduğunu fark edememiş; fakat Christie’nin torununun dinmeyen merakı sonunda meyvasını vermiş.Böylece Agatha Christie ve kitaplarını nasıl yazdığı konusunda birçok ipucu veren kayıtlar gün ışığına çıkmış.
Agatha Christie, kayıtlarda “Ölüm Çığlığı romanını nasıl yazdım, şimdi hiç hatırlamıyorum. Yani nerede, ne zaman ve nasıl yazdığımı hiç bilemiyorum. Niye yazdığımı da... Neden yeni bir dedektif tipi olarak, yani Miss Marple’ı yarattım onu da hatırlayamıyorum. O sırada, onun hayatım boyunca sürdüreceğim bir karakter olacağını kesinlikle düşünmemiştim. Helcule Poirot’ya rakip olacağını da henüz bilmiyordum.” diyor.
Agatha Christie bu ses kayıtlarında, kitaplarındaki bu iki rakip dedektifi niye hiç karşılaştırmadığını da anlatıyor.“Okuyucular mektuplarında ısrarla, ‘Poirot ile Miss Marple’ı karşılaştırmalısınız.’ diyorlar; ama niçin karşılaşsınlar ki? Eminim ki birbirlerinden hiç hoşlanmayacaklardır. Kendini beğenmiş bir adam olan Poirot, hiçbir şekilde başkasından akıl almaya, yaşlı bir kız kurusunun kendisine bir şeyler önermesine gelemez.”
Christie uzmanları bunun müthiş bir keşif olduğunda hemfikir; çünkü yazarın günümüze dek ulaşabilmiş çok az ses kaydı var.Christie’yi seven okurlar için ise bu keşif, bu utangaç, içine kapalı yazarın hayatı ve romanlarıyla ilgili sırların bir kısmını daha aydınlatacak eşsiz bir kaynak oluşturacak.