DİSK'e bağlı Sosyal- İş'te örgütlenme uzmanı olan Cemal Bilgin işten atıldı. Sendika, sendikalı Bilgin'in 'devamsızlık' gerekçesiyle İşten çıkarıldığını belirtirken, Bilgin ise Sosyal-İş ile Türk-İş'e bağlı başka bir sendikayı birleştirme çabalarına karşı çıktığı için tazminatsız atıldığını savundu.
İşçinin Kendi Partisi Genel Başkanı (İKEP) Cemal Bilgin'in 1 Eylül'de 'Devamsızlık' gerekçesiyle DİSK'e bağlı Sosyal İş Sendikası'nda yürüttüğü örgütlenme uzmanı görevine son verildi.
İş Yasası’nın 25. maddesinin 2. fıkrasına göre (tazminatsız fesih) işten çıkarılan Cemal Bilgin, "Hak mücadelesi veren bir sendikanın patronların sıkça kullandığı 25/2'den işten çıkarması kabul edilemez. Bu madde patronların sıkça kullandığı bir bahanedir. Şu anda hiç bir sosyal hak ve tazminat hakkım yok" dedi.
1 Eylül Dünya Barış Günü'nde görevine son verilen Bilgin, işten çıkarılmasına ilişkin T24'e verdiği demeçte, "Devamsızlık yaptığım için değil, sendikayı 'sarı sendikacılar' doldurmuş durumda. Sendika işverenlerin ofisi haline gelmiş. Toplu iş sözleşmesi için Türkiye barajı olan yüzde 1 üye sağlanamadığı için başka bir sendikayla birleşmeye çalışıyorlar. Planlarını bozduğum için bahaneyle işten atıldım" diye konuştu.
Bilgin, 'Sosyal-İş'te Türkiye barajı olan yüzde 1 üye sayısı sağlanamadığı için başka bir sendikayla birleşmeyi isteyen 'sarı sendikacılar' olduğunu, kendisinin bu kişiler tarafından 'planlarını bozduğu ve örgütlenme faaliyetlerine devam ettiği' için işten çıkarıldığını' savundu.
Bilgin, görevine son verilmeden önce Sosyal- İş Sendikası Genel Sekreteri Celal Uyar'ın kendisini tehditle istifaya zorladığını savunurken T24'e konuşan Uyar ise Bilgin'in kendisi ve sendika işleyişi ile ilgili söylemlerini yalanladı.
Uyar, "Cemal Bilgin'i Çapa Hastanesi'nde yürüttüğü faaliyetler nedeniyle işe aldık. Daha sonra bir parti kurdu. Burada çalışırken parti işleriyle uğraşıyordu ve çok fazla devamsızlık yapmaya başladı. Aynı zamanda bir partinin işleri ile uğraşırken burada çalışması doğru değil" dedi.
T24'e bilgiler veren Bilgin ise şunları söyledi;
"Sendikada yaklaşık 10 bin kişi var. Toplu iş sözleşmesi için yeterli bir sayı değil bu. Yüzde 1'lik bir baraj var. İşkolu barajı toplu iş sözleşmesi için sendikanın o işkolunda çalışan işçilerin en az %1’inin kendi üyesi olmasını şart koşuyor. Şu an sendikanın canla başla örgütleme çalışmalarına gömülmesi gerekirken, sarı sendikacılar örgütleme yapanları işten çıkarıyor."
"Bu hareketlerine devam edersen seni bir bahaneyle işten atarım' dedi ve attı"
Bilgin, Sosyal İş Sendikası Genel Sekreteri'nin kendisine "Düzenimizi bozarsan sana burada ekmek yok, seni bir bahane ile işten çıkartırım" dediğini öne sürdü. Bilgin, “işçi sınıfı pandemi döneminde işten atılmama mücadelesi veriyor. Pandemi döneminde işten çıkarmalar yasaklandı. Sendikacıların bırakın işten işçi çıkarmayı, ücretsiz izin adı altında işçilere reva görülen 1100 küsur liraya karşı mücadele etmesi gerekiyor. Oysa Sosyal -İş ağaları pandemi döneminde işçi çıkarıyor. Bu Sosyal-İş’in tarihine yakışmıyor” dedi.
"Sendika, sarı sendikacılar yüzünden işverenlerin ofisi haline gelmiş durumda"
Bilgin şöyle devam etti;
"Sarı sendikacılarla mücadelenin yolu İşçilerin örgütlenmesinden ve sınıf bilinci kazanmasından geçiyor. Bunun için çalışıyorum ancak sendika, sarı sendikacılar yüzünden işverenlerin ofisi haline gelmiş durumda. Buna karşı işçi arkadaşlarla mücadelemize devam edeceğiz"
Celal Uyar: "Birleşmek istiyor' cümlesi bana yapılabilecek en büyük hakarettir"
Uyar, Bilgin'in "Genel merkez Türkiye barajını geçemediği ve toplu iş sözleşmesi yapamadığı için başka bir sendikayla birleşmeye çalışıyor" sözleri için de "Yalan. Bu bana yapılabilecek en büyük hakarettir. Ben DİSK ve onun kurucu genel başkanı Kemal Türkler geleneğinden geliyorum. Zaten birleşme için kongre yapılıyor ve bu karar için 3/2'lik bir çoğunluk gerekiyor. Tek başına alınabilen bir karar değil" dedi.
(Cemal Bilgin'in konuyla ilgili açıklaması)
(Sendikanın olaya ilişkin açıklaması)