Gündem

"Adı 'yaman', kendi harap Adıyaman'dan deprem manzaraları"

Adıyaman'ın birçok ilçesinin neredeyse tüm köyleri önemli ölçüde yıkıldı, kalan köylere de zamanında devlet tarafından hiç yardım ulaştırılmadı

16 Şubat 2023 20:00

Rojin Akın

Adıyaman'da depremin ardından iki gün boyunca şehre hiçbir yardım ulaşmadı. İlk yardım, deprem sonrasında, salı akşamı, sadece meyve suyu ve kek ulaştırılmasıyla sağlandı.

Çarşamba günü şehre bir grup gönüllü arama-kurtarmacı ulaştı. Günlerce Adıyaman'ın çok kısıtlı bir alanında, halk ile birlikte sayıca yetersiz gönüllü arama kurtarmacılar enkazın altında kalanlara ulaşmaya çalıştı.

Birçok kişi zamanında ulaşmayan yardım nedeniyle hayatını kaybetti, bu durum şüphesiz şehir halkında kalıcı psikolojik ve fiziksel hasar bıraktı. Bedeninin yarısı enkaz altında kalan yakınının başında gece hayvanlar parçalamasın diye -ve aynı döngü günlerce sürecek- nöbet tutan kadın, bu yaşananları anlayabilmemiz için yerinde bir örnek mesela. Elbette bunun yanında sayısız hikâye, acı var. Soğuk havada, su ve elektrik olmadan, AFAD tarafından çadır bile sağlanmadan günlerce yardım beklenen ama gelmeyen bir şehirden söz ediyoruz sonuçta!

Adıyaman'ın birçok ilçesinin neredeyse tüm köyleri önemli ölçüde yıkıldı, kalan köylere de zamanında devlet tarafından hiç yardım ulaştırılmadı. Özellikle köylerde ve ilçelerde yoğun kar ve soğuk hava nedeniyle şişelerdeki sular bile dondu ve halk kendi çabasıyla brandalardan çadır yaparak gelecek yardımı hayatta kalmaya çalışarak bekledi. Bu süreçte, özellikle ilk günlerde ana akım medyada Adıyaman'dan önemli ölçüde bahsedilmedi. Adeta Adıyaman yokmuş gibi yapıldı!

Mevcut durumda yani bugün baktığımızda, ilk haftanın sonunda çok yetersiz bir ekipman ve kişi sayısı ile şehre ulaşan AFAD ve devlet kurumlarını gördük. Ve altı gün boyunca ortalarda görünmeyen devletin ilk işi, bölgede gönüllü çalışan arama kurtarmacıların çalışmasını sonlandırmak oldu!

Şehir merkezinde ve merkezi alanlar dışında bir çalışma yürütmeyen AFAD, çalışmasını, başında arama kurtarmacı ekipler olmadan, salt kepçelerle devam ettiriyor. İnsanlar için büyük bir hayati risk yaratıyor. Başında arama kurtarmacı olmadan sadece kepçenin çalıştığı bir enkazda hayatını kaybeden bir kişinin kepçe ile kafasının bedeninden ayrılma anına tanık olmamız da bu duruma verilebilecek iyi bir örnek sanıyorum!

Resmi olmayan sayılara göre, sadece Adıyaman'da 11 binin üzerinde kişinin depremde hayatını kaybettiği tahminleri yapılıyor. Binlerce kişi hâlâ enkaz altında ve yakınları enkaz başında bekliyor. Kayıp sayısı henüz bilinmiyor.

Adıyaman'da hâlâ devletin kurumları arasında etkili bir koordinasyon yok. Deprem sonrasında halkı kendi başına bırakan AFAD, kapsamlı bir arama kurtarma çalışması yapmamanın yanı sıra hâlâ kentteki ihtiyaçları karşılayacak çadırları bile ulaştırmadı. Bu koşullarda ilk günden itibaren alana ulaşan birçok örgüt ve gönüllü kişiler birlikte süratle koordine olarak halkla birlikte arama kurtarma, çadır kent oluşturma, büyük depolar açarak şehre yardım ulaştırma, bu yardımları kişilere ve köylere ulaştırma gibi işlerde her koldan çalışmaya başladı. Kısa sürede ‘dayanışma örneği' olarak anılmaya başlandı bu imece usulü yardımlaşma sistemi. Halk elinden geldiğince bu gönüllü yardımlaşmayla eşliğinde başının çaresine bakmıştı.

Şu anda Adıyaman merkez, merkez köyleri, ilçeler ve köyleri dahil 673 noktada dağıtım yapılıyor. 100'e yakın çadırla bir çadır kent kuruldu, ailelerin yerleşimi devam ediyor. İki ayrı noktada gelen yardımların tasnif edildiği depolar var. Buralarda yüzlerce gönüllü çalışarak dayanışmayı büyütüyor. Araçlarla uzak köylere dahi gidilerek tespit ve dağıtım yapılıyor. Burada birçok farklı kentten gelen gönüllüler gibi, Adıyaman'daki yakınlarını enkazdan çıkarıp hemen ardından depoda gönüllü olarak çalışmaya gelenlerden de çalışıyor.

İlk günden itibaren depremden ciddi ölçüde etkilenen, yıkımın çok büyük olduğu Adıyaman'da devletin kurumlarının önemli ölçüde etkili olmadığını, özellikle ana akım medyada Adıyaman'ın yeterince ve gerçek bilgilerle yer almadığını duyurmanın ve burada kolektif bir şekilde oluşturulan yardımlaşma ve yapılan çalışmanın sesini yükseltmenin önemli olduğunu tartışılmaz. Bu yardımlaşmanın 'devlete şirk koşmak' iddiası ve kayyum atamakla sonuçlandığını, gönüllülerin bölgeden uzaklaştırıldığını, yardımlaşma depolarına el konulduğunu düşünürsek, tüm alternatif medya, muhalifler ve Adıyaman depremi mağdurları bölgeye tanıklık etmeye davet ediyor.