Dünya

Ada'da çözüm olursa Rum davaları düşebilir

İAHM Başkanı, Kıbrıs'ta çözüm olursa, Rumlar tarafından Türkiye aleyhine açılan sonuca bağlanmamış davaların düşebileceğini söyledi.

20 Eylül 2008 03:00

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İAHM) Başkanı Jean Paul Costa, "Kıbrıs sorununa belli şartlarda siyasi bir çözüm bulunur bulunmaz, İAHM'nin, iki taraf arasında varılacak çözümü inceleyebileceğini ve doğruluğuna hükmetmesi halinde, Kıbrıslı Rumlar tarafından Türkiye aleyhine açılan ve o güne kadar sonuca bağlanmamış, askıda bekleyen davaların düştüğüne karar verebileceğini" söyledi.

Costa, Rum haber ajansına verdiği demeçte, "ayrıca mahkemenin kararlarının herhangi bir sorunun çözüm çabaları üzerinde etkisi olmaması gerektiğini" ifade ederek, "sorunların çözümünün siyasi bir süreç olduğunu, mahkeme kararlarının ise tamamen hukuksal bir konu olduğunu" kaydetti.

Dava sayısı azalır

İAHM Başkanı Costa, ancak, Kıbrıs'ta bir çözümün, askıda olan davaların sayısının azalmasını sağlayacağı konusunda iyimser olduğunu ifade etti. "Bir siyasi çözüm bulunması halinde askıda olan davalara ne olacağıyla" ilgili bir soru üzerine Costa, şöyle konuştu:

"Tahminlerde bulunmak imkansızdır, ancak öngörüde bulunulabilirim ve ben bunu söylerken çok ihtiyatlıyım. Kıbrıs'ta toplumlar arasında siyasi bir anlaşma, birçok davada bir tür dostça anlaşma sonucunu doğurabilir ve bu durumda mahkemenin bu anlaşmaların doğru formül olup olmadığını kontrol edebilmesi ve böyle olması halinde davaları mahkemenin dava listesinden düşürmesi mümkün olabilecektir."

İAHM Başkanı, Yeşil Hat'tı ziyaretinin kendisine 'Berlin Duvarı'nı hatırlattığını" da ifade ederek, "tek bölgeli ve tek kimliği olabilecek bir ada görmeye başlıyoruz" dedi. 

Rum Yönetimi: Maraş önceliğimizdir

Bu arada, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitiris Hristofyas da, iskana kapalı, KKTC'nin yönetimi altında olan Maraş'ın Rumlara iadesinin, "Rum hükümetinin önceliklerinden biri" olduğunu söyledi.

Rum haber ajansına göre, Hristofyas, dün akşam bir etkinlikte yaptığı konuşmada, "Mağusa (Maraş) konusu uygun zamanda masaya getirilecek" dedi ve Kıbrıs Türk tarafının bu meseleye "iyi niyetle" bakması temennisinde bulunduğunu ifade etti.

Kapsamlı Kıbrıs müzakerelerine de değinen Hristofyas, "Kıbrıs'ta siyasi güçlerin doğrudan müzakerelerden olumlu bir sonucun çıkmasını beklediklerini" kaydetti ve Kıbrıs Rum tarafının doğrudan müzakerelere "iyi niyetle katıldığını" söyledi.

Hristofyas, Roma'da bulunan ve güney Lefkoşa'ya da akredite Sri Lanka Büyükelçisi Hemantha Warnakulasuriya'nın güven mektubunu kabulü sırasında yaptığı konuşmada da, Türkiye'nin AB'ne üyeliğine değinerek, "AB'nin Türkiye'ye baskı yapması gerektiğini" ileri sürdü ve "Türkiye'nin Güney Kıbrıs'a karşı olan yükümlüklerini yerine getirmesi gerektiğini" ifade etti.

Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu da, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs sorununun çözümünde her zaman önceliğinin Maraş olması gerektiği konusunda ısrarlı olduğunu söyledi.

Kiprianu, "devam etmekte olan doğrudan müzakerelerin yeni sürecinde, Maraş'ın, güven yaratıcı önlemler çerçevesinde Rumlar'a verileceğini umduğunu" kaydetti.

Rum bakan, Güney Kıbrıs'ın AB üyesi olduğunu belirterek, "garantör güçlere ihtiyaç olmadığı" yönündeki görüşünü de tekrarladı. (AA)