Politika

'Açılımın başarısızlığı Türkiye-Irak ilişkilerini zedeler'

Barış Enstitüsü'nün yayımladığı bir raporda, "demokratik açılım"ın olası başarısızlığının, Türkiye ile Irak arasındaki ili#

28 Mayıs 2010 03:00

T24 - ABD'deki düşünce kuruluşu Barış Enstitüsü'nün yayımladığı bir raporda, "demokratik açılım"ın olası başarısızlığının, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde çok ciddi sonuçları olabileceği ileri sürüldü.

Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi ve Carnegie Endowment adlı düşünce kuruluşunun uzmanı Henri Barkey imzalı, "Türkiye'nin Irak'taki Yeni Siyaseti" konulu raporda, AK Parti'nin "demokratik açılım"ı sürdürmeye dair coşkusunun büyük kısmını, en azından gelecek yılki seçimlere kadar kaybettiğine dair "görünür işaretler" olduğu savunularak, "bunun terör örgütü PKK'nın kendisini silahsızlandırmaya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırabileceği ve daha önemlisi, Türkiye'de, Kürt nüfusun yaşadığı bölgelerde şiddeti artırabileceği, bunun ise Ankara ile bölgesel yönetim arasındaki ilişkileri zorlaştırabileceği" iddia edildi.

"Demokratik açılım"ın, Türk hükümetinin Irak'a yönelik politikasında katettiği mesafeye dair kanıt niteliği taşıdığı ifade edilen raporda, "bir zamanlar Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetime muhalefetin öncülüğünü yapan Türkiye'nin, şimdi bu politikasında 180 derece dönüş yapmakta olduğuna" işaret edildi.

Türkiye'nin hem Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetime hem de kendi içindeki Kürt nüfusa yönelik açılımının, Ankara'nın iç ve dış siyasi amaçlarına hizmet ettiği, Türkiye'nin Irak siyasetindeki elini de güçlendirdiği savunulan raporda, her iki açılımın Türk-Amerikan ilişkilerinde Ankara'nın omuzlarından önemli bir yükü kaldırdığı ve Türkiye'yi Irak'ta daha değerli ve güvenilir bir muhatap haline dönüştürdüğü görüşü dile getirildi.


Türkiye'nin politikası niye değişti?

Raporda, Türkiye'nin bölgesel yönetimle yakın ekonomik ve siyasi bağlar geliştirdiği ve her iki tarafın terör örgütü PKK'nın etkisizleştirilmesi çabaları da dahil olmak üzere bir dizi konuda işbirliği yaptığından bahsedildi.

"Türkiye'nin politikasındaki bu değişimlerin tek bir sebebi bulunmadığı, bu değişimlerin merkezinde Türkiye ve bölgedeki bir kısım gelişmelerin kombinasyonunun yattığı" belirtilen raporda, bunlar, "ABD'nin Irak'tan çekilme kararı, bölgenin yeni jeopolitiği, AK Parti'nin Türkiye'yi küresel güç haline getirmeyi amaçlayan yeni dış politika konsepti, sivil-asker ilişkilerinin geçirmekte olduğu evrim, bazı önemli bireysel aktörlerin çabaları ve 'Kürt sorununa' dair ülke içindeki değişen algılar" olarak sıralandı.

Irak'ın hiçbir komşusunun, Irak'a yönelik yaklaşımını Türkiye kadar değiştirmediğinin savunulduğu raporda, Türk politikasındaki bu değişime Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesi kararının da katkı sağladığı ileri sürüldü.


Türkiye'nin Irak'taki nüfuzu

Raporda, "Ankara'nın olayları etkileme yeteneğinin Irak'ın kuzeyinde en üst düzeyde olduğu" görüşü dile getirilirken, "Bağdat'ta ise Türkiye'nin, karar alma süreci üzerindeki büyük çaplı otoritesini orta vadede devam ettirecek olan Amerikan varlığının ötesinde, uzun süreli ve iyi tesis edilmiş etki ağlarına sahip İran'ın sıkı rekabetiyle karşı karşıya olduğu" yorumu yapıldı.

"İronik olarak, Türkiye'nin bölgesel yönetim üzerindeki etkisinde herhangi bir artışın, Kürtlerin Irak'ın başkentindeki kritik rolünden ötürü Bağdat'ta da önem kazandığı" ifade edilen raporda, "Kısacası Ankara, Irak'ın kuzeyindeki olayları şekillendirmeye yardım ederek, Irak'ın gelecekteki siyasi çizgilerinin belirlenmesinde de rol oynuyor" denildi.

Raporda, "AK Parti'nin Irak'taki savaşın yarattığı boşluktan yararlandığı ve kendisini bölgesel güç olarak biçimlendirdiği" görüşü savunuldu.

"Bazılarının 'yeni Osmanlıcılık' olarak adlandırdığı politikayla, Türkiye'nin Irak da dahil olmak üzere bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası olan bölgelerdeki etkisini genişletmekte olduğu" yorumuna yer verilen raporda, "Türk ordusunun bazı konularda hala belirleyici olduğu, ancak hükümetin ulusal güvenlikle ilgili sorunlarda geçmişe nazaran çok daha fazla söz sahibi olduğu" belirtildi.

Raporda, "Türkiye'nin Kürt nüfusa yönelik politikasındaki değişimin itici gücü konumundaki en önemli isimlerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğu" kaydedildi.

Raporda, ABD'nin Türkiye ile Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim arasındaki ilişkilerin rayında gitmesine yardım etmesi, Türkiye'nin yaptığı gibi Erbil'de konsolosluk açması, Irak'ın kuzeyinde bölgesel yönetim imkanlarını inşa etmesi, ülkeden çekildikten sonra kuzeyde terör örgütü PKK varlığı bırakmak istemediğini vurgulaması, dönüşüm sürecinde Irak'taki Türk diplomatlarla daha fazla işbirliği yapması ve Türkiye, Irak ve bölgesel yönetim arasında ortak ticari girişimler ve enerji hatlarının geliştirilmesine yardım etmesi gerektiği kaydedildi.