İlk kez 2005 yılında bir araya gelen 14 kadının oluşturduğu Açıkkapı Sosyal Sorumluluk Derneği, hayata geçirdikleri projelerle yarının ‘kimsesiz’ büyüklerine el uzatıyorlar. 29 Kasım Cumartesi günü düzenleyecekleri ‘Yeni Yıl Panayırı’ öncesinde Hello Dergisi'nden Figen Nalan derneğin öyküsünü yazdı.
“… Bana anneyi anlatabilir misin? / Saçlarını okşaması, seni öpüp koklaması nasıl bir histir? / Seni hep okul çıkışı camda mı beklerdi? / Kek pişirip süt hazırlar mıydı, geleceksin diye? / Peki ya babayı? / Yuva sıcaklığını? / Baba ocağını, ana kucağını? / Anneler Günü ve Babalar Günü nedir? / Nasıl hissedilir bu duygu? / Bir keresinde rüyamda görmüştüm annem diye birini / Ellerini uzattı saçlarıma, uyudum çabucak rüyamın içinde bir kez daha / Hiç uyanmak istemedim, kokusu kaldı hafızamda / Şimdi hep o kokuyu arıyorum, yanıma yaklaşan her kadında…”
Yıllar önceydi, bir grup arkadaşla sohbet sırasında, o gün orada ilk kez bulunan ve sonraları çok yakın dost olduğum arkadaşımın söylediği bu şiir hala kulaklarımda yankılanır. Onu dinlerken boğazıma bir şeylerin düğümlendiğini hissetmiştim o gün, içim acımıştı. Şimdi durumu iyiydi, işi, evi vardı başını sokacak. Ama yüreğinde hala koca bir boşluk duruyordu kolay kolay doldurulamayacak. Neden ve nasıl olduğunu anlatmadı ama hiç anne baba görmemiş, tanımamış, bilmemiş... Uzaktan akrabalarının yanında, on çocuk arasında büyümüş, düşe kalka… Onu büyütenlere hala minnet borçlu, ana – baba biliyor… Ama ‘ah keşke’ diyor bir yanı hep… O yüzden biraz içe kapanık… Yine de kendini şanslı sayıyor, yetiştirme yurtlarında büyüyenleri, geleceklerini sık sık düşünürdü. Elinden geldiğince de yurtlara zaman zaman gittiğini, o çocukların yüzlerindeki sevinci dünyada hiçbir şeye değişmeyeceğini söylerdi.
Niye mi anlattım tüm bunları, niye mi yine içimi burktum. Açıkkapı Sosyal Sorumluluk Derneği’nin ‘Yeni Yıl Panayırı’ için dernek üyeleriyle konuşmaya giderken yol boyunca hep kulaklarımda o arkadaşımın sözleri yankılandı da ondan.
Koskoca yetişkin de olsa hala anne sevgisi arayan bu insanı yakından tanıyan biri olarak Açıkkapı Sosyal Sorumluluk Derneği’nin, temel ve sosyal haklardan yoksun çocuklar için yardı m elini uzatmalarını, onlara ihtiyaçlarının yanında en önemlisi, sevgi vermek için bir araya gelmelerini bir kez daha takdir ettim. Hatta yakında bir de rehabilitasyon merkezini hayata geçirecekler.
Üstelik tüm bunları çok kısa bir sürede gerçekleştirmişler. Derneğin kurucu üyeleri Maide Kurttepeli ve Merve Kurttepeli Gürsel, Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki 0-6 ve 7-12 yaş arası çocuklara yılbaşı hediyeleri götürmek için ilk kez bir araya gelmişler 2005 yılında. O günden sonra da tüm topluma çocukların eğitimleri, sağlıklı olmalarının ne denli önemli olduğu bilincini yaymak için gönüllü olarak çalışmaya başlamışlar.
Sonra aralarına Aslı Soyak, Bayta Edin, Berrin Yoleri, Burçak Sayılgan, Didem Kurdoğlu, Esra Civelek, Nevbahar Koç, Seli Elvasvili, Serra Taşkent, Sevgi Toprak Tunga, Suzan Keleş, Zeynep Üstünel katılmış, dernek 2007 yılında kurumsal kimlik kazanmış. Şimdi, 29 Kasım Cumartesi günü Swissotel’de düzenleyecekleri ‘Yeni Yıl Panayırı’ için geceli gündüzlü çalışıyorlar. Buradan elde edilecek gelir, yine ihtiyacı olan çocuklara aktarılacak. Onlara, bu panayır için Serdar Gülgün, Dilek Hanif, Murat Atabarut, Rıfat Özbek, İsmail Acar, Ayşe Ece Ege gibi isimler de destek veriyorlar tasarladıkları yılbaşı ağaçlarıyla... Saat 11.00–18.00 arası gerçekleşecek olan panayır herkese açık ve ücretsiz. Aksesuvar, dekorasyon, yiyecek, içeceğin yanı sıra aktiviteler de olacak panayırda. Çocuklar için bale workshop, çizgi filmler, cam üşeme sanatı, yazarlarından imzalı çocuk kitapları… Dernek üyeleri, “dünyayı vermek istiyorlar” çocuklara ve çok heyecanlılar. Tıpkı Nazım Hikmet’in şiirinde olduğu gibi…
“Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne/ allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar/oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında/dünyayı çocuklara verelim/kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi/hiç değilse bir günlüğüne doysunlar/bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı/çocuklar dünyayı alacak elimizden/ölümsüz ağaçlar dikecekler”
Siz de Nazım Hikmet gibi, siz de Açıkkapı Sosyal Sorumluluk Derneği gibi düşünüyorsanız, bir günlüğüne de olsa ‘dünyayı verin çocuklara.’ Çorbada sizin de tuzunuzun olması için uğrayın Swissotel’deki panayıra ve katkıda bulunun ‘sevgi açlığı’ çeken çocuklara…