Avrupa 2050’de elektrik ihtiyacının yarısını yeşil enerji denilen su, rüzgar, güneş enerjisinden karşılayacak. Avrupalı uzmanlar bu tahmini enerji cenneti olan Türkiye ve Hırvatistan’ın AB üyesi olacağını düşünerek yapıyor.
T24- Yenilenebilir Enerjiler İçin Bir Avrupa Ortaklığı (ERENE) çalışmasına göre, AB, Avrupa Ekonomik Alanı (İzlanda, Lihtenştayn, Norveç), İsviçre, aday ülkeler Hırvatistan ve Türkiye’nin yanı sıra Batı Balkan ülkeleri, yeşil elektrik üretimi konusunda, günümüzde ve gelecek için öngörülen elektrik ihtiyacından daha büyük ekonomik potansiyele sahip bulunuyor.
Heinrich Böll Stiftung tarafından yayımlanan, Michaele Schreyer ve Lutz Mez’in hazırladığı ERENE çalışması, yenilenebilir enerjilerin Avrupa ölçeğinde geliştirilmesi ve AB içindeki işbirliğinin desteklenmesi konusunda bir enstrüman olmayı amaçlıyor.
Potansiyel’in sadece beşte biri
AB, aday ülkeler, İsviçre ve Avrupa Ekonomik Alanı ülkelerinin tamamında bulunan yenilenebilir enerjilerin tahmini teknik potansiyeli, günümüzde AB’nin enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 60’ına denk geliyor ve şu anda bunun yaklaşık yüzde 12’si kullanılıyor. Sadece su gücündeki potansiyel yüzde 80 ile halihazırda büyük oranda tüketilirken, biyokütleden faydalanma, tahmin edilen potansiyelin yüzde 50’si düzeyinde bulunuyor.
Bir sürdürülebilirlik stratejisi dahilinde potansiyellerden giderek artan şekilde faydalanılması senaryosuna göre, 2050 yılında Avrupa’daki birincil enerji kullanımının yarısı yenilenebilir enerji kaynaklarından gelecek.
Avrupa, kendisinin jeolojik, iklimsel ve hidrolojik varlıkları sayesinde yenilenebilir enerjilerin her türlü biçimine sahip bulunuyor. Su gücü, rüzgar gücü, solar enerji, fotovoltaik, jeotermal, dalga gücü ve gel git gücünün yanı sıra biyokütle enerjisi; her ülkede ve her bölgede olmasa bile Avrupa kıtası üzerinde geliştirilebilir, elde edilebilir ve bunlardan faydalanılabilir.
Türkiye ve Hırvatistan en önde
Tahminlere göre AB, EWR ülkeleri, İsviçre, aday ülkeler Hırvatistan ve Türkiye ile Batı Balkan ülkeleri hep birlikte, yeşil elektriğin üretilmesi için günümüzde ve gelecek için tahmin edilen elektrik ihtiyacından çok daha büyük ekonomik potansiyele sahip bulunuyor.
Türkiye ve Hırvatistan’da 2005 yılında yenilenebilir enerjilerden, Norveç’te İsveç, Finlandiya, Danimarka ve İngiliz adalarında üretilen toplam yeşil elektrik miktarından daha büyük elektrik miktarı elde edildi.
AB’nin rüzgar gücünden elektrik üretimiyle ilgili ekonomik potansiyeli, 2005 yılında üretilen rüzgar elektriğinin neredeyse 20 katı olarak tahmin edilirken, dünyanın güneş kuşağında bulunan veya buna yakın üye ülkeler veya aday ülkeler, solar termik enerji santrallerinden elde edilen elektrikleriyle, AB’nin elektrik ihtiyacının neredeyse yarısını karşılayabilir.
En büyük potansiyel İsveç, Portekiz, İspanya’da
Kendi elektrik tüketimlerinin tamamını yenilenebilir enerjilerden karşılayan İzlanda ve Norveç’in yanı sıra İsviçre, Hırvatistan ve Türkiye bu tür incelemeye dahil edilmesine rağmen, ekonomik potansiyelin değerlendirilme oranı toplamda yüzde 12’de kalıyor.
Şu andaki parametrelere göre sadece Avusturya, Norveç ve İsviçre’de ekonomik potansiyelin yüzde 40’tan fazlasından faydalanılıyor. Yeşil elektriğe geçişle ilgili olanaklar AB’nin batısında, güneyinde ve doğusunda henüz az, bazı yerlerde hemen hiç ele alınmıyor. Avrupa kendi yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmenin henüz başında bulunuyor.
Uzun vadeli rejeneratif elektrik ihracat potansiyelinin en yüksek olduğu ülkeler İsveç, Portekiz ve özellikle İspanya olarak sıralanıyor. Şimdiki AB ülkelerinden Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, Macaristan ve Yunanistan rejeneratif elektrik ihracatçıları olabilecek ve aynı şekilde Türkiye ve Norveç’in ihracatını önemli ölçüde artırabilecek. Malta ve Kıbrıs adaları kendi elektrik ihtiyaçlarının kendi kaynaklarından karşılanması için yeterli potansiyele sahip iken, Kıbrıs’ta ekonomik potansiyel şu andaki elektrik ihtiyacını fazlasıyla aşıyor.