Habervakti yazarı Abdurrahman Dilipak, Türkiye'nin sanki seçime değil de savaşa girdiğini belirterek, "Şu seçim sürecinde, siyasilerin birbiri hakkında söyledikleri, sadece içeride değil, İslam dünyasında, Türk dünyasında, Avrupa’da, komşu ve akraba topluluklarda ve tüm dünyada Türkiye imajını yerle bir etmiştir. Türkiye dünyanın önde gelen uyuşturucu ülkelerinden, terör ve mafya, kara para ülkelerinden biri imiş gibi bir manzara hasıl olmuştur. Buna kimsenin hakkı yok. Ama bugün ortada böyle bir manzara var. Birtakım tartışmalı isim ve kadrolarla, bundan sonrası daha zor bir süreç olacaktır" diye yazdı.
Birtakım yapıların bazı ülkelerle işbirliğine gittiğine yönelik iddialar olduğunu kaydeden Dilipak, "Çünkü artık bu yapıların, dış ülkelerdeki benzer yapılarla işbirliğine gittiği yönünde iddialar söz konusu. Yarın bunlar, yurt içindeki paralarını da dışarıya kaçırmaya çalışacaklardır. Bunlar bir adım sonrasında yabancı istihbarat örgütlerinin tetikçisi durumuna düşebilir. İtiraz ettiklerinde de kendileri o ülkede hapsi boylar, paralarına ve mallarına el konulabilir. Ya da bir köşede kim vurduya gidebilirler.
Bakın, bu işin sağı-solu, Alevisi-Sünnisi, liberali, milliyetçisi, laiki yok. Tarikat falan dedikleriniz de siyaset ve paraya bulaşınca onların da durumunun ne hale geldiğini görüyorsunuz.
Evet, servet ve iktidar dönüştürücüdür. Ama o büyülü güç, önce kendine sahip olanı dönüştürür. Nasıl şarap şişede durduğu gibi durmuyorsa, o meşru yoldan elde edilen servet, kasada, cüzdanda durduğu gibi durmaz. İşe şeytan karışmışsa, makam sahibi olmak ve o makamı korumakta ki gayri meşru ilişkiler söz konusu olursa bu iş şeytanla işbirliği yapmaya kadar gider" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...