Gündem

Abdurrahman Dilipak'tan 2023 seçim yorumu: Kimsenin evdeki hesabı çarşıya uymayacak

"Kadrolarında değişim zorunlu, değişmeden olmaz. Ama bu değişim çok sancılı olacak. Değişim tabanda kırılma, çözülme ve dağılmalara sebep olacak"

18 Kasım 2022 10:16

Haber Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü 2023’te yapılacak seçimlere ve ittifaklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Seçime girme yeterliliğine sahip parti sayısının 27 olduğunu aktaran Dilipak, “Peki, şimdi kaç grup var: Cumhur ittifakı: AK Parti, MHP, BBP... Daha sonra destek vereceğini açıklayan partiler: Vatan Partisi, ANAP, AS Parti, GAAP, Osmanlı, Cumhurbaşkanlığında HÜDA PAR destek açıklaması yaptı. Bu durumda doğrudan ve şartlı destek açıklaması yapan 9 parti var Cumhur İttifakında. Millet İttifakı’na gelince; CHP,  İYİ Parti, DP,  SP ile başlayan harekete DEVA, GP, BTP’de katıldı. Yani bu ittifak da 7 partiden oluşuyor. Aslında Cumhur İttifakı 9, Millet İttifakı 7 partiden oluşuyor. Toplumda ise Millet İttifakı’nın daha çok paydaşlı bir ittifak olduğu zannediliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Partilerin Meclis’teki vekil sayısını paylaşan Dilipak, seçimden sonra asıl sorunun parlamentoda sandalye paylaşımında yaşanacağını belirterek “Şimdi cevabını arayan asıl soru şu, bu partiler, İttifaklar ve ittifak içi gruplar, bu 600 milletvekilini nasıl paylaşacaklar? Paylaşamayacaklar, çünkü bu sadece İttifak içi bir sorun değil, ittifakı oluşturan partiler içinde de sorun var. Bunların hiç biri eski parti değil” düşüncesini dile getirdi.

 “Bakın mevcut parlamento çok büyük ölçüde yenilenmesi gerek” diyen Dilipak, “Onların çoğu gitmek istemeyecek bir gidenin yerine de 5 taliplisi olacak. ‘Aç tavukların kendilerini darı ambarında görmesi’ gibi, hemen hepsinin de ayakları yerden kesik uçuyorlar. Blok için çatışmalar kadar parti içi çatışmalarda bu süreçte çok ciddi tartışmalar, hesaplaşmalara kopuşlara sebep olacak" değerlendirmesinde bulundu.

İttifaklar nedeniyle tepe partilerin seçimlerden sonra ‘azınlık’ olacağını ifade eden Dilipak, yazısına şöyle devam etti:

Şimdiden söylüyorum: Kadrolarında değişim zorunlu, değişmeden olmaz. Ama bu değişim çok sancılı olacak. Değişim tabanda kırılma, çözülme ve dağılmalara sebep olacak. Hem de bu durum bütün partiler için geçerli. Sonuç göreceli olarak grupların tepe partileri için daha zor ve sancılı olacak. Herkes sonuçta ayakta durmak için bir sacayağına muhtaç. Bu sacayağında en güçlü kendi içinde tek başına en güçlü olan yüzde 51’e sahip değilse, küçükler, güçlüyü teslim alacak. Sorun sadece nihai olarak seçmenin yüzde 51’inin oyunu almakta değil. Mesela, CHP yüzde 25 de kalırsa, İYİ parti, HDP ve diğerleri yüzde 26 ise, burada tepe parti, aslında azınlıklar ittifakının yanında azınlık olacak. AK Partinin yeni ittifak arayışını bir kenara bırakın, MHP’nin dışında da parti içindeki güç odaklarını hesaba katarsanız AK Parti'nin de işi zor. Konu kimin aday olacağı sorusuna tek seçici olarak Erdoğan karar verse de tabanın buna tepkisi ve parti içi hiziplerin tepkisi de önemli. Kimsenin evdeki hesabı bana kalırsa çarşıya uymayacak. Tencere yuvarlanacak kapağını bulacak, sonucu hep birlikte göreceğiz.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın