Haber Vakti yazarı Abdurrahman Dilipak, laik mahallenin laikliği, muhafazakâr mahallenin de dini bilmediğini belirterek, “Sloganlar farklı olsa da aslında, dikkatlice baktıklarında farklı şeyler söylemiyorlar. Herkes serveti ve iktidarı ele geçirip toplumu dönüştürmek istiyor. Ama bilmiyorlar ki, servet ve iktidarın dönüştürücü gücü, önce kendine sahip olanları dönüştürür. Bunun sağı-solu, Alevisi Sünnisi yok. Dindar gözükenlerin önemli bir kısmı metodik anlamda Kemalist’tir. Birinin diğerine uzaklığı, yakınlığı kadardır. Ve her ikisi de birbirine muhtaçtır. Varlığını ötekinin varlığı ile temellendirirler. Bilmezler ki, karşı oldukları yok olduklarında kendileri de yok olacak, daha doğrusu varlıklarına gerek kalmayacak” düşüncesini dile getirdi.
Dilipak, yazısına özetle şöyle devam etti:
“Her mahallenin adamları önce kendi mahallesindekilere çeki düzen verse. Yoksa bu, ‘karşı mahalle’ hikâyesi bir soğuk savaş bahanesi olarak, aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine birilerinin iktidar ve servet pazarlığının yapıldığı masada meze olacak. İdeolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıkları ve sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt tartışmalarının temelinde bu gerçek vardı. Benim Firavun’un sarayında dostlarım, kendi çevremde düşmanlarım var. Kör bir taraftarlık ve sadakat ile gideceğimiz bir yer yok. Kendi çöplüğümüzde boğuluruz. Keşke bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmasak. Daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur insanlar olabilsek. Bunu başaramaz isek, kim gelirse gelsin daha beteri olacak belki de. Sonuçta tencere yuvarlanacak, kapağını bulacak. Aklımızı kiraya vermeyelim. Taraftar olmayalım.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın