Gündem

Abdurrahman Dilipak: Hem Rusya hem de NATO’nun makası içinde ezmeye çalışacaklar; kimse zafer şarkıları söylemesin

"Verdikleri hangi sözde durdular; kimse mutabakat metninde yazılı olmayan gizli maddeler falan var diye ahkâm kesmesin"

01 Temmuz 2022 09:06

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen NATO zirvesinde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan mutabakat metnin değerlendirdi.

The Economist’in “Türkiye 4’lü zirveden istediklerini aldı” haberini hatırlatan Dilipak "Ama Rusya aynı şeyi söylemiyor tabii. Sadece vaat aldık ve karşılığında somut bir adım attık. Tabii Rusya’nın bu saatten sonra Türkiye’ye karşı nasıl tavır takınacağını göreceğiz. Çünkü bu adımla birlikte Rusya’nın Baltık koridoru, NATO’nun kontrolüne geçebilecek” diye yazdı.

NATO’nun bundan sonraki hamlesinin Karadeniz’de; Ukrayna, Gürcistan ve eş zamanlı olarak Ermenistan üzerine olacağını ifade eden Dilipak, şöyle devam etti:

"Şimdi gözümüz Karadeniz, Kafkaslar ve Azerbaycan’da, Ege’de, Doğu Akdeniz’de ve Suriye, Irak cephesinde olacak! Washington, Londra, Berlin Paris, Atina, Telaviv, Moskova, Pekin hattında olacak. Görünen o ki, bu “neşeli zirve”den çıkan sonuca göre, Türkiye NATO’nun “uygun bir stratejik, taktik üs”sü olmaya devam edecek. İnşallah yanılıyorumdur.

DİKKAT! Endişe edilen bir konu var: Rusya da, Ankara’nın buna karşılık olarak cevabını Ermenistan ve Suriye üzerinden verirse ne olacak. Hah! Zaten NATO’nun istediği de bu: Türkiye üzerinden Rusya’yı köşeye sıkıştırsınlar ve Türkiye’yi kendi yanlarına çeksinler. Türkiye’nin iç politikasında bu durum ciddi çalkantılara sebep olacaktır. NATO Türkiye’yi kendi yanına aldıktan sonra DSÖ, iklim üzerinden, siber sistemler üzerinden tamamen işgal etmek isteyecektir.

Eğer buna karşı çıkacak olursak, bu defa, hem Rusya hem de NATO’nun makası içinde ezilmeye çalışacağız. Kimse ağlamasın ya da zafer şarkıları söylemesin. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. “

“İsveç ve Finlandiya’nın sözüne inanmayın” diyen Dilipak, Ankara Anlaşması’nı hatırlatarak Türkiye’nin hâlâ AB’nin kapısında bekletildiğini ifade etti.

Dilipak şöyle devam etti:

"Verdikleri hangi sözde durdular. Ankara anlaşması AB daha AET iken 12 Eylül 1963’te imzalandı. Kimse çıkıp, mutabakat metninde yazılı olmayan gizli maddeler falan var diye ahkam kesmesin. Yazılı olana uymayan yazısız olana mı uyacak!

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Türkiye’nin iadesini istediği kişiler hakkında yargının kararını vermiş olduğunu ve hükümetin buna müdahale edemeyeceğini söylemiş. Batı, kendi öz evladını öteleyip, evlatlık konumundaki birini tercih etmez.

Türkiye’nin süreç içinde VETO’sunun da işe yarayacağını sanmıyorum. Sonunda  gerekirse bizi örgütten atarlar ama değişen bir şey olmaz.  Zaten iktidar değişir yine alırlar."

Yazının tamamını okumak için tıklayın