Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında din, ahlak, kültür, medeniyet ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dilipak “İnsanın olmazsa olmazı başlığın ilk ikisidir: Din ve ahlak.Din ve ahlak işin özüdür aslında. Ahlak fıtratta gömülüdür. Vahiy yüklenir. Ötekiler bunun sonucunda ortaya çıkan estetik, incelikle ilgili.‘Kültür’, ‘Eğitim’ gibi sabıkalı bir kavram. Aslında ‘Kültür’, tarım ve hayvancılıkla ilgili. Kültür ırkı ‘mantar’ ya da ‘at’ yetiştirirsiniz. İnsan ‘Bostan’ ya da ‘Ekin’ değil mi, onun kültürü olsun.Eğitim de öyle. Neden ‘Maarif’ değil de ‘Eğitim’. Konu sadece kelime farkı değil” görüşünü dile getirdi.
Dilipak, “Bizim inancımız gereği, 'iki günü birbirine eş olan aldanmıştır' anlayışına sahip biri, geçmişle övünerek, onu kopyalayıp tekrarlamayı kendisi ile gaye olarak gören kalabalıklarla medeniyet inşa etmiş olmaz. Medeniyeti tüketmiş, harcamış olabilir. Bu anlamda medeniyet canlı bir organizma gibi doğar, büyür ve ölür. Uzun ömürlü olabilmesi için sürekli kendini yenilemesi gerekir. Onun beslenmesi, büyütülmesi gerekir.
Bu ‘eğitim belası’ndan ve ‘kültür belası’ndan yakamızı kurtarmadan medeniyet sadece maskara bir mahluk, oyun ve eğlence merkezli bir yaşam tarzı olarak kalacaktır. Yalanı estetize eden reklam malzemesine dönüşecektir.” düşüncesini dile getirdi.
Dilipak “Bizde medeniyet deyince, bilim, teknoloji, sanat ve zenginlik, ihtişam anlaşılır. Medine pek akla gelmez. Medine aslında mal, can, namus, akıl-inanç, nesil emniyetinin güvenle olduğu bir adalet, barış hürriyet ve saadet yurdunda, farklı insanları erdem temelinde birlikte yaşama iradesini ifade eder” dedi.
Dilipak, “Bir medeniyet kendini ancak kendi kavram ve kurumları ile ifade edebilir. Ödünç kavramlarla medeniyet inşa edilmez. Kuşkusuz medeniyetlerarası etkileşim olacaktır ama bu özüne yabancılaşma şeklinde olamaz” görüşünü dile getirdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın