Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, yaşları 80’den fazla olan ve çeşitli hastalıklarla mücadele eden 28 Şubat tutuklularının cezaevinde ölmesinin Türkiye’yi kutuplaştıracağını belirttiği yazısında, “Ama affedilmeleri Türkiye’yi rahatlatır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüşmesinin siyasette doğurduğu “yumuşama ikliminin” sürmesi gerektiğini savunan Selvi, “Özgür Özel olmadan yeni siyaseti yürütmek mümkün değil. O nedenle kendi tabanına, ‘Ben Erdoğan’la görüştüm ama olumlu sonuçlar aldım’ diyebilmeli” diye yazdı. Selvi, Özel’in toplantıda da gündeme getirdiği 28 Şubat tutuklularına işaret etti. Selvi şunları kaydetti:
“28 Şubat’a karşı çıktım. 28 Şubat mağdurlarının yanında yer aldım. 28 Şubat generallerini eleştirdiğim için hakkımda davalar açıldı. Darbe karşıtı bir gazeteci olarak yaşarken; 12 Eylül ve 28 Şubat’ın yargılandığını gördüm. Ama demokrasi bir rövanş alma rejimi değildir. Hepsinin çeşitli hastalıkları olan, 80 yaşındaki emekli generallerin cezaevinde ölmesi Türkiye’yi rahatlatmaz. Tam aksine kutuplaşmayı artırır. Ama affedilmeleri Türkiye’yi rahatlatır.
28 Şubat mahkûmlarıyla ilgili Adli Tıp raporları tamamlandı. Dosyaları 2023 yılı mayıs ayından itibaren Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde hazır bekliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atacağı bir imza ile Türkiye’de yumuşama siyasetinin ilk adımı atılmış olacak.”
“Avrupa Konseyi’nde yaptırım tehditi altında olan değil, alkışlanan bir Türkiye olabiliriz”
Gezi Parkı davasında yeniden yargılanma yapılabileceğini söylediği yazısından bu yana Cumhur İttifakı kanadının eleştiri oklarının hedefinde olan Selvi, ayrıca şunları kaydetti:
“Bir de Kavala dosyası var. Gezi mahkûmlarından söz ediyorum. Artık Türkiye ile Avrupa Konseyi arasındaki ilişkileri zehirleyecek bir noktaya ulaştı. Uygulanmayan AİHM kararları ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde Türkiye’ye yaptırım hazırlığı... Temmuz ayında yine savunma vereceğiz. Bu tablo Türkiye’nin dışarıdaki görünümünü bozuyor. Yeniden yargılama sürecini başlatarak, savunma veren değil şaşırtan bir Türkiye olabiliriz. Avrupa Konseyi’nde yaptırım tehditi altında olan değil, alkışlanan bir Türkiye olabiliriz. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin yaptırımlarına maruz kalsa kimin yararına olacak? Özgür Özel’in, Devlet Bahçeli ile görüşmesinde dediği gibi ‘Avrupa istemeden biz bu işi çözmeliyiz.’ Mesele Osman Kavala meselesi değil, Türkiye meselesi."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.