Dünya

ABD'de neler oluyor? | "Trump'ın adımları dış ilişkileri altüst ediyor"

"Yürütme erkinin başındaki Trump ile yasama organı Kongre arasında birçok konuda anlaşmazlık yaşanmakta"

09 Ocak 2019 14:22

Amerika Birleşik Devletleri alışık olmadığı dönemlerden geçiyor. Birçok gazeteci, akademisyen ve uzman ABD toplumunun son 30 senedir en bölünmüş halinde olduğunu belirtiyor.

2017 yılında PEW tarafından yapılan bir araştırma anketinde kendilerini Cumhuriyetçi veya Demokrat olarak tanımlayan kişiler arasında ırkçılık, göç, diplomasi ve hükümet arasındaki görüş farklılıklarının yüzde 36’ya çıktığı belirtilmişti. Bu 1994’teki yüzde 15 sonucunun iki katından fazla.

Bu bölünmüşlüğün tepeden kaynaklandığını iddia etmek mümkün, Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti uzun süredir olmadığı kadar birbirine bilenmiş durumda. 2016 Başkanlık seçim süreci, gelenlerin habercisi gibiydi. Seçim döneminde konuşma fırsatı bulduğum birçok ABD vatandaşı daha önce hiç böyle bir seçim ortamı görmediklerini, aileleri/arkadaşları ile siyaset konuşmaktan kaçındıklarını söylemişti. Hatta birkaçı, siyasi söylemler yüzünden konuşmayı bıraktıkları tanıdıkları olduğunu eklemişti. Nitekim bu bölünmüşlük Donald Trump’ın sürpriz bir şekilde başkan seçilmesiyle büyüdü.

Hükümet 22 Aralık'tan beri kısmen kapalı

ABD’de federal hükümet bugün itibariyle hala kısmen kapalı. Hükümet kapanma kararı 22 Aralık 2018’de alındı. Bu, Trump hükümeti altında alınan üçüncü ‘hükümet kapatma kararı’ oldu. Bu açmazın gelişi aslında 2016’dan belliydi. Trump’ın seçim vaatlerinden biri “Meksika sınırına kocaman bir duvar yapmaktı”. O zamanlarda Cumhuriyetçilerin başkan adayı olan Trump, duvarı Meksika devletinin ödeyeceğini iddia ediyordu. Başkanlık yemini etmesinden kısa süre sonra Trump'la telefonda görüşen Meksika Başkanı Enrique Peña Nieto ise duvar isteğini hızlıca reddetti.

Kutuplaşma ve anlaşmazlıklar girdabının merkezinde iki ana neden yatıyor

Washington siyasetini yakından tanıyan bir isim olan eski ABD Büyükelçisi Faruk Loğoğlu konu ile ilgili T24’e yaptığı yorumlarda bu 'kutuplaşma ve anlaşmazlıklar girdabının merkezinde iki ana neden yattığını' belirterek şunları söyledi:

“İlki Amerikan siyasetini son yıllarda derin etkisine alan Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki kutuplaşma ve partizanca yaklaşımlardır. Son ara seçimlerden sonra Kongre’nin Temsilciler kanadında çoğunluğun Demokratlara geçmesiyle Beyaz Saray’ın işi daha da zorlaşmıştır. Zira bütçe yetkisi Temsilciler Meclisi ile Senato’nun birlikte elindedir.

Diğer neden ise Trump’ın öngörülemez kişiliğidir. Hakkında, 2016 Başkanlık seçimlerine hile karıştırdığı iddiasıyla özel savcı Mueller tarafından yürütülen soruşturma derinleşirken, yakın çevresinden ayrılanlar Trump aleyhinde yeni gözlem ve iddialarda bulunmaktadırlar. Başkanlıktan azledilmesi konusu hep Amerikan siyasetinin gündemindedir. Nitekim, yeni göreve başlayan Temsilciler Meclisi'nde bu yönde bir girişim başlatılacağı yolunda haberler vardır.”

Temsilciler Meclisi'nde çoğunluk artık Demokrat Parti'nin

Trump, 2018’in son çeyreğinde duvar girişimi konusunda vites artırdı. Meksika’dan para alamayacağını anlayınca Kongre’den fon istedi ancak göçmenlere karşı daha ılımlı olan Demokratlar bu girişimi engelledi. Bu süreç, Oval Ofis’teki meşhur Nancy Pelosi-Trump tartışmasıyla tam bir açmaza dönüştü; sonuç olarak hükümet kısmen kapatıldı. Oval Ofis’te Trump’ın duvar tartışmalarına karşı dimdik ayakta duran Pelosi perşembe itibariyle 4 yıl aradan sonra Temsilciler Meclisi (TM) başkanı oldu. Ayrıca ara seçimlerde seçilen Konge’nin göreve başlamasıyla Meclis çoğunluğu Demokrat Parti’ye geçti, Senato ise hala Cumhuriyetçilerde. Bu demek oluyor ki ABD’nin artık partizan olarak bölünmüş bir yasama sistemi var. Örneğin: Pelosi liderliğindeki Temsilciler Meclisi hükümeti açmaya yönelik tasarılar geçirdi, ancak istendiği takdirde bu gelişme Senato'da  engellenebilir. Büyük bir sürpriz olmazsa Senato’daki Cumhuriyetçiler, Meksika duvarına bütçe sağlanmaması halinde bu girişimleri 'öldürerek' sonuçsuz bırakacaklar.

Trump cuma günü yaptığı açıklamalarla duvar ile ilgili bir anlaşmaya varılmazsa "ulusal acil durum" ilan edilebileceğinin sinyallerini vermişti ancak Trump ulusa sesleniş konuşmasında böyle bir söylemde bulunmadı.

Ülkenin en tepesindeki nefret sokaklara yansıdı

2018 yılında yapılan araştırmalarda ABD’de dine bağlı nefret suçlarının % 23 arttığı da görülüyor. Bu nefret suçlarındaki artış defalarca Trump’ın söylemlerine bağlanmıştı. Ülkenin en tepesindeki nefret sokaklara yansıdı. Bu nefret suçlarından 2018 içinde en akılda kalanlardan biri Pittsburgh’daki “Tree of Life “ sinagoguna yapılan silahlı saldırı oldu. Saldırıdan sonra ziyarete gelen Trump’ı birçok kişi protesto etti ve gazeteler sert bir şekilde eleştirdi.

Son günlerde en çok konuşulan konulardan biri ise Pentagon ile Trump arasındaki ‘kopukluk’. ABD basınına göre Pentagon Trump’ın Suriye’den çekilme kararına ciddi anlamda karşı çıkmış, ancak Trump’ın fikrini değiştirememişti. Bu kopukluğun ilk resmi kanıtı James Mattis’in istifası olmuştu.

"Yürütme erkinin başındaki Trump ile yasama organı Kongre arasında birçok konuda anlaşmazlık yaşanmakta"

Loğoğlu T24’e yaptığı yorumlarda “Kopukluk sadece Pentagon ile Trump arasında değil. Trump’a bağlı Bakanlıklar ve kurumlar arasında ve onlar ile Başkan Trump arasında da sürekli sürtüşme ve anlaşmazlıklar var. Sadece Suriye gibi dış politika konularında değil, iç politikada da anlaşmazlık ve kutuplaşmalar var” dedi ve ekledi:

“Daha da önemlisi yürütme erkinin başındaki Trump ile yasama organı Kongre arasında birçok konuda anlaşmazlık yaşanmakta. Federal bürokrasi, Trump Meksika sınırına inşa etmek istediği duvardan geri adım atmadığı, Kongre de para vermeyi reddettiği için bütçesizlik nedeniyle, şu anda kapalıdır. Yönetim yargıyla da kavgalıdır. Trump’ın kararnameleri federal yargıçlar tarafından durdurulmakta, Beyaz Saray yargıyı yetki aşımıyla suçlamaktadır”.

ABD Başkanı'nın 'sınır duvarı' konusunda takıntılı davrandığı daha önce de belirtilmişti ve New York Times, Washington Post gibi gazeteler geçtiğimiz günlerde Trump’ın duvar konusunda “çok inatçı davranmaya başladığını" yazmıştı.

"Trump’ın adımları ABD’nin dış ilişkilerini alt üst etmekte"

Loğoğlu ABD’deki ‘kopukluk” ile ilgili sorumuzu yanıtlarken, Trump’ın ülke üzerinde yarattığı etkilerle ilgili şunları söyledi:

“(Trump’ın) önemli görevlere getirdiği insanlar ardı ardına istifa etmekte ya da kovulmakta, görev verirken göklere çıkardığı insanlar gittikten sonra Trump tarafında Twitter yoluyla aleyhlerinde küçümseyici açıklamalar yapmaktadır. Trump hemen her konuda pek kimseye danışmadan ve kurumsal mekanizmaları işletmeden beklenmedik çıkışlar yapabilmekte, sonra da bunlardan geri dönebilmektedir. Trump’ın adımları ABD’nin dış ilişkilerini alt üst etmekte, Amerikan devlet aygıtını bocalama içine sokmaktadır. Trump, ister ticaret, ister küresel sınamalar, ister uluslararası ihtilaflar ister dahili konularda olsun, (Meksika Duvarı ile İran saplantıları hariç) tutarlı söylem veya duruşlar oluşturamamıştır.

Sonuç olarak, Trump’ın kararlarıyla sınanan ABD siyasi sistemi ciddi kırılmalar yaşamaktadır. Gelecek başkanlık seçimine daha iki yıl olduğuna göre, Trump’ın içeride ve dışarıda kurulu düzene karşı çıkışlarının önemli değişikliklere yol açacağını ve maliyetinin de özellikle uluslararası ticaret, güvenlik ve iklim değişikliği alanlarında yüksek olacağını söyleyebiliriz.”

Dr. Loğoğlu’nun söz ettiği gibi ABD 2020’ye kadar sandık başına gitmeyecek, dolayısıyla bu da Trump’ın Oval Ofis’te olduğu -Kongre bir şekilde bir soruşturma başlatmazsa- Kongre’nin ise bölünmüş halde işlemeye çalışacağı iki yıl daha demek. Daha önce defalarca belirtildiği gibi Trump artık bir yasa geçirmek istiyorsa Demokratlara da ihtiyaç duyacak. Çünkü ABD’nin yasama organı artık ülke siyasetindeki birçok şey gibi bölünmüş durumda.

"Çok ciddi bir çatlak"

Gazeteci yazar Murat Yetkin geçtiğimiz haftalarda T24’e verdiği röportajda “Amerika diye tek bir Amerika olmadığına en son dün (Trump’ın Suriye’den çekileceklerini açıkladığı gün) şahit olduk. Yani Trump bir şey söylüyor Pentagon bir başka şey söylüyor” demiş ve ABD yönetiminde 'çok ciddi bir çatlak' olduğu yorumunda bulunmuştu.

ABD’nin önünde dolu bir gündem var. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bir şekilde iş birliği yapıp hükümeti açmak durumunda kalacak ya da Trump "ulusal acil durum" ilan edip çok istediği duvarını pek de ‘demokratik’ diyemeyeceğimiz bir şekilde elde edecek. Birçok Demokrat 2020 için aday adaylığını açıkladı bile, bunların içinde Senatör Elizabeth Warren da var. Ayrıca Obama döneminin başkan yardımcısı Joe Biden, 2016’da büyük ses getiren ancak Hillary Clinton’a kaybeden Bernie Sanders ve ara seçimlerde tanınmışlık kazanan ‘siyasetin genç rock yıldızı’ Beto O’Rourke’un da adaylığını koyabileceği konuşuluyor.