Medya

"ABD Suriye'deki üslerini işletmeye başladı, Rakka'dan sonra da bölgede kalıcılar"

"YPG’yi DAEŞ’e karşı kullanmakla mı yetinecekler, yoksa ileri vadede de Türkiye’ye karşı mı kullanılacak?"

27 Haziran 2017 15:23

Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, ABD'nin Suriye'de kalıcı olacağını belirterek ""ABD Suriye'deki üslerini işletmeye başladı, Rakka'dan sonra da bölgede kalıcılar" dedi.

Selvi'nin Hürriyet'teki yazısı şöyle:

“ABD, PYD’yi bizden daha iyi tanıyor. PYD ile PKK arasındaki ilişki konusunda çok netler. Peki PYD ile ilişkiler konusunda neden ‘Zorunluluktu’ diyorlar? 50 yıllık müttefikin varken PYD niye zorunluluk olsun?”

Bu sözler güvenlik politikalarını yöneten isimlerden birine ait.

Türkiye’nin her şeyin farkında olduğunu göstermesi açısından aktardım.

Devam ediyorum.

“ABD, Suriye’de kurduğu üsleri işletmeye başladı. Yeni üsler yapıyor. Bu ABD’nin Rakka’dan sonra da bölgede kalıcı olduğunu gösteriyor.”

YPG ile birlikte Rakka operasyonunu yürüten ABD diğer yandan Ankara’nın tepkisini dindirmek için, örgüte verilen silahlarla ilgili Türkiye’yi mektupla bilgilendirmeye çalışıyor. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, silahların kontrolü açısından bir mekanizma kurulabileceğini söyledi. Ankara, ABD’nin bu girişimini yararlı buluyor. Ama daha çok halkla ilişkiler çalışması olarak görüyor.

Bayram’dan sonra Suriye konusundaki gelişmelerin hızlanması bekleniyor. Ankara, Rakka’dan sonrasına odaklanmış durumda.

“Rakka’dan sonrayı görmek gerekiyor. YPG’ye verilen silahların toplanacağı söyleniyor. Ama ABD’nin şimdiye kadar yaptığı hiçbir operasyonda yaşanmış bir durum değil. Tam aksine Rakka’dan sonra PYD’nin konumunun pekiştirilmesi bekleniyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye sınırından Şanlıurfa’dan verdiği mesaj önemli.

“Suriye’nin kuzeyinde PYD-YPG, bunlar bir gayretin içerisindeler. Yanınızda, arkanızda kim olursa olsun bilesiniz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Silahlı Kuvvetler’iyle bütün imkânlarıyla kuzey Suriye’de bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyecektir.”

Ankara, ABD’nin Rakka’dan sonraki adımını çözmeye çalışıyor. YPG ile ABD arasındaki ilişkinin hangi seviyede süreceğini ölçmeye çalışıyor. Çünkü bu beka sorunu.

“YPG’yi DAEŞ’e karşı kullanmakla mı yetinecekler, yoksa ileri vadede de Türkiye’ye karşı mı kullanılacak?”

Hayati bir soru.

Bir kuşkuyu besleyen gelişme sadece Suriye ile sınırlı değil. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi başkanı Barzani’nin aldığı referandum kararı da etkili olmuş.

“Irak’ta uygulanan referandum-bağımsızlık süreci bir süre sonra Suriye’de sahneye konulabilir. Barzani’nin yaptığını Salih Müslim’in yapması beklenebilir”

Barzani’nin bağımsızlık referandumu kararında ABD’nin kafasının karışık olduğu düşünülüyor. Ancak İsrail’in Barzani lehine etkin bir şekilde devreye girdiği ve ABD’de güçlü bir lobi faaliyeti yürüttüğü gözleniyor.

Suriye konjonktürü Kürt sorununun çözümü konusunda Türkiye’nin ayağındaki yeni prangaya dönüştü.

“Çözüm süreci 3-4 ay içinde başlayacak seviyede değil. Hükümet açısından zorluklar var.

1- Terörle mücadelede sonbaharda sonuca bakıp, ne kadar mesafe aldığımıza bakmamız lazım.

2- Rakka’dan sonra Suriye’deki yeni düzeni, PYD-YPG’nin pozisyonunu ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin referandum sürecinin sonuçlarını almamız gerekiyor.

Sonbahar, Kürt sorununun çözümünde yeni eşik oldu. Peki sonbaharla birlikte bu sonuçlar alındıktan sonra ne olacak? Ona göre terörle mücadele ya hızlanır ya da yeni bir durum değerlendirilmesi yapılarak sosyal politikalara dönülür. Ama hiçbir zaman eski çözüm sürecinde olduğu gibi olmaz. Terörle mücadele kararlılıkla sürdürülür ama sivil ve sosyal politikalar devreye sokulur.

Temmuz 2015 tarihinden bu yana PKK’ya yönelik kararlı bir mücadele yürütülüyor. Güvenlikçi politikalar devrede. Ama 16 Nisan referandumunda bölgenin katkısı sivil çözümün önünü açtı, Ankara’nın elini güçlendirdi. Bölgeyle ilgili araştırmalar yapılıyor.

İki nokta ön plana çıkıyor.

1- Halk, şehir savaşları ile yaşadığı mağduriyetin giderilmesini bekliyor.

2- İşsizliğin yoğun olduğu bölgede istihdam en önemli talep haline gelmiş durumda. 
Bu gelişmeler yaşanırken Öcalan ne yapıyor?

“İmralı ile uzun süredir görüşme yapılmıyor. Öcalan’la görüşmeye gereği duyulacak bir konjonktür yok. Çünkü olay sahada yürüyor.”

Öcalan’la devlet görüşmesi yapılmıyor ama her şeyi takip ediliyor. Şimdilik, ‘Adadaki mahkûm’ pozisyonunda.