Dünya
Deutsche Welle

ABD nükleer silahlarını Türkiye'den çekmeli mi?

Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimi, İncirlik’te bulunan 50 dolayındaki Amerikan nükleer silahını ne kadar güvende olduğu sorusunu da gündeme getirdi.

18 Ağustos 2016 14:39


Washington'daki ‘The Stimson Centre' adlı düşünce kuruluşunun hafta başında yayınlanan raporunda nükleer silahların İncirlik'te kalmasının ‘teröristler ya da diğer düşman kuvvetler tarafından ele geçirilme riski doğurduğu' ve ‘Türkiye'deki olası bir iç anlaşmazlıkta ABD'nin nükleer silahlar üzerindeki kontrolü nasıl koruyacağı sorusunu gündeme getireceği' belirtiliyor.

Suriye sınırına 110 kilometre mesafedeki İncirlik üssü ABD'nin küresel askeri faaliyetleriyle Suriye ve Irak'taki IŞİD ile mücadelesinde önemli rol oynuyor.

Darbe girişimi sırasında Amerikan uçaklarının İncirlik'teki iniş ve kalkışları geçici olarak kesilmiş, bir hafta üsse elektrik verilmemiş ve üste görevli bazı Türk subayları darbe girişimiyle ilgili olarak tutuklanmıştı.

Türkiye'de darbe girişiminde ABD'nin de parmağı olduğuna inananlar artarken, üssün kapatılması için gösteriler de yapılıyor. ABD Savunma Bakanlığı güvenlik ve terör endişesi yüzünden üste görevli Amerikan askerlerinin yakınlarını İncirlik'ten tahliye etmişti.

İstikrarsız ortam

Amerikan Bilimciler Federasyonu'nun nükleer enformasyon projesinde görev alan Hans Kristensen Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, Türkiye'deki siyasi istikrarsızlık ve genel güvenlik ortamının nükleer silahların İncirlik'ten çekilmesi için yeterli neden olduğunu söyledi.

“Avrupa'da Amerikan nükleer silahlarının üslendirildiği ve askeri darbe teşebbüsüne sahne olmuş başka bir ülke yoktur” diyen Kirstensen Türkiye'de iç savaşı andıran bombalı saldırı ve cinayetlerin meydana geldiğini ve İncirlik'in savaş ülkesi Suriye'nin oldukça yakınında bulunduğunu ifade etti. Uzman, ‘Türkiye'de, nükleer silah üslendirmede aranan siyasi şartların ve güvenlik ortamının bulunmadığına da' işaret etti.

Risk almaya değer mi?

ABD, Amerikan askerleri tarafından korunan İncirlik'teki nükleer silahların güvenliği için son yıllarda önemli harcama yaptı. Stimson raporunda ise nükleer silah üslendirmenin askeri öneminin büyük risk almaya değer olup olmadığı soruluyor.

Raporu hazırlayanlardan Laicie Heeley Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlarken, “Üste bir dizi güvenlik mekanizması bulunuyor. Ancak nükleer silahlar söz konusu olduğunda, mevcut risklerin katlanılmaya değip değmediğini tartmak gerekir. İncirlik'teki nükleer silahların askeri önemi bu riski almaya değmez” dedi.

İncirlik'teki balistik Amerikan nükleer silahları Soğuk Savaş'ın mirası sayılıyor. 1990'lı yıllarda ABD nükleer silahlarının büyük bölümünü Avrupa'dan çekmiş ve sadece Türkiye, Almanya, Hollanda, Belçika ve İtalya'da 180 adet B61 tipi balistik silah bırakmıştı.

Askeri değeri yok

İleri stratejik ve taktik nükleer silahlarının yanı sıra nükleer denizaltıları, uzun menzilli füzeleri, stratejik bombardıman uçakları ve diğer caydırıcılık imkânları da bulunan ABD'nin B61'lere ihtiyacı olup olmadığı soruluyor.

Hans Kirstensen'e göre B61'lerin Avrupa açısından önemi yok. Uzman bu silahların son derece farklı güvenlik ortamı nedeniyle Avrupa'da üslendirildiğini söylüyor.

Almanya, Hollanda, Belçika ve İtalya balistik nükleer silahları taşıyacak uçaklara da sahip. İncirlik ise sadece silah deposu vazifesi görüyor.

Türkiye'nin bu tipteki uçakları yok. Ayrıca ABD'nin B61 tipi silahlara uygun savaş uçaklarını İncirlik'te sürekli olarak üslendirmesine de izin verilmiyor.

Sembolik güvenlik sigortası

ABD NATO müttefiklerine olan yükümlülüklerine sahip çıktığını göstermek için Avrupa'da nükleer silah bulunduruyor. Batı ile Rusya arasındaki gerginlik arttıkça ABD'nin sağladığı ‘güvenlik sigortası' da daha fazla önem kazanıyor. Nükleer silahların İncirlik'ten çekilmesi Türkiye'de, ABD ile arasındaki gerginliğin arttığı bir dönemde büyük müttefiki tarafından kaderine terk edilmesi olarak algılanabilir.

Ancak uzmanlar B61'in askeri öneminin kalmadığı ve onun yerine NATO müttefiklerinin konvansiyonel savunma kapasitesine ağırlık vermenin daha doğru olacağı görüşündeler.

Raportör Laicie Heeley, ABD'nin son yıllarda Kuzey Atlantik İttifakı'nın konvansiyonel savunma gücüne yüklü yatırım yaptığını ve Türkiye'ye destek verdiğini de konvansiyonel silah takviyesiyle gösterebileceğini, söylüyor.

Müsrif Pentagon

Stimson raporu önümüzdeki 30 yıl içinde savunma gücünü yaklaşık 1 trilyon dolarlık harcamayla arttırmayı planlayan Amerikan Savunma Bakanlığı hesabına hazırlandı. Raporda balistik nükleer silahlarla hava kuvvetlerinde yapılacak değişikliğin bu silahların Avrupa'dan çekilmesini kolaylaştırıp harcamaların azalmasına yarayacağı ve hava kuvvetlerinin konvansiyonel savaş şartlarına odaklanabileceği belirtiliyor. B61'lerin modernizasyonu için 8 milyar dolar ayrılmasının tam bir müsriflik örneği olduğuna da raporda yer veriliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle