Gündem

ÇHD Genel Başkanı: ABD izin vermeden tuvalete gidemeyenler avukatlar için ajanlıktan söz etmesin!

ÇHD Başkanı Kozağaçlı emniyetin avukatlara yönelik 'ajanlık' iddiasına sert bir dille yanıt verdi

20 Ocak 2013 02:00

Terörle Mücadele polisleri tarafından önceki gün Çağdaş Hukukçular Derneği, Halkın Hukuk Bürosu  ve bir çok eve  baskınlar yapıldı, 16'sı avukat 85 kişi gözaltına alındı. Gözaltı listesinde ismi olan fakat yurtdışında olduğu için hakkında arama kararı çıkartılan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozaağaçlı  polisin operasyon için yaptığı 'avukatlar ajanlık yapıyor' açıklamasına yanıt verdi.

Kozağaçlı, polisin 'ajanlık' iddiasına sosyal medya üzerinden, şu sözlerle cevap verdi:
 

"Değerli Dostlar,

İstanbul polisinin açıklamasını okudum, ciddiye aldığımın düşünülmesini istemem ancak bazı hususların açıklanması için bir fırsat olarak kabul edelim.

“…Yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir...”

“…elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları…” iddiası gercekten ilgi çekicidir.

Yeni öğrendikleri kelimeleri cümle içerisinde kullanıp, “ne güzel konuştum” diye aferin bekleyen bir zeka düzeyi ile karşı karşıyayız. Madem basın aracılığıyla diyalog başlattılar herhalde sormak gerekir;

Evvela neden siz konuşuyorsunuz? Savcınız nerede? Protestolara cevap vermek size mi düştü? Başınızda bu sözde hazırlık soruşturmasını idare eden kimse yok mu? Yoksa onun yemeğe gitmesini fırsat bilip bilgisayarını mı kullandınız? Siz kimsiniz de televizyon dizilerinde duyduğunuz “kozmik bilgi” “ajan” gibi safsatalarla yaptığınız işi gizleyeceğinize inanıyorsunuz?

Amerika izin vermeden tuvalete gidemeyen, Amerika şifresini söylemezse uçağını uçuramayan, kendi ülkesindeki NATO üslerinin rica minnet kapısından geçemeyen, makamını, eğitimini, aklını, servetini, rozetini emperyalizme borçlu olan sizden mi öğreneceğiz kimin ajan olduğunu? Burada özgürlük yok diye kendi çocuklarını Amerika’da okutanların polisi mi bize başka ülkeler lehine faaliyet öğretecek? Bizi de kendiniz gibi beysbol sopası ile terbiye olacak mı sandınız? Haddinizi bilin.

“…Bazı basın yayın organlarında "avukatların, mesleki faaliyetleri ve baktıkları davalar nedeniyle gözaltına alındıkları" iddia edilmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatları ve Cumhuriyet Savcılarının nezaretinde titizlikle yürütülen soruşturmada, şahıslar "terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği" şüphesiyle gözaltına alınmıştır…” diyorsunuz.

Yetmemiş, “Silah” bulduk, “molotof” bulduk, “Örgüt notu” bulduk diyorsunuz.

Hangi avukatın bürosundan buldunuz? Hangi Dernek Şubesindeki aramada buldunuz? Avukatlığını yaptığımız insanlara yöneltmeyi adet edindiğiniz suçlamaları bu sefer bizlere yöneltmek pervasızlığınızdan korkacağımızı mı düşündünüz?

Bütün büro ve şubelerimiz yirmi yıldır her gelene açıkken, insanların bu sahtekarlığa inanacağını mı sandınız? Herkesi sizin kadar düşünebiliyor, sizin kadar okuyup yazabiliyor mu sanıyorsunuz? Bizim sizler gibi kopyala-yapıştır ile işimiz yok. Hiç değilse el koymak için baktığınız kitaplıklarımızı da mı görmediniz? Öyle sanmayın. Yıllardır izlediğiniz, takip ve taciz ettiğiniz muhalefeti bu kadar tanıyabildiyseniz aldığınız maaşa yazık olmuş.

Basına ukalalık edeceğinize, zaten ihlal edip durduğunuz gizlilik kararını kaldırın da herkes nerede ne bulduğunuzu görsün. Ya da “bizim yetkimiz yok” diyorsanız savcınız yemeğe gittiğinde bilgisayarına oturup talep edin hakimden. Nasıl olsa kimin tutuklanacağına, neyin ne kadar gizli kalacağına, kimin ne kadar hapiste yatacağına karar vermeye alıştınız. Savcı ve yargıçları yormayın.
Kozmik bilgi mi arıyorsunuz? Neyle uğraştığımızı gerçekten merak mı ediyorsunuz?

- Her yıl “dur dedim durmadı” diye öldürdüğünüz onlarca masum insanın ailelerinin avukatlığıyla uğraşıyoruz,
- Sendikalarını bastığınız, patronundan maaş alacağını istediği için sokaklarda dövdüğünüz isçilerin avukatlığıyla uğraşıyoruz,
- Okuldan attırdığınız, disiplin soruşturmaları ile okuyamaz hale getirdiğiniz öğrencilerin avukatlığıyla uğraşıyoruz,
- Kan gölü içerisinde bıraktığınız Kürt halkının, konuşamaz duruma getirdiğiniz Kürt siyasetçilerinin, çalışamaz hale getirdiniz Kürt Avukatların avukatlığı ile uğraşıyoruz,
- Karakollarda, şubelerde, hapishanelerde döverek sakat bıraktığınız, katlettiğiniz insanların avukatlığı ile uğraşıyoruz,
- HES projeleri, siyanürlü altın madenleri, dev çimento fabrikaları, nükleer santrallerle yaşanmaz hale getirdiğiniz bu güzel ülke için çevre davalarının avukatlığı ile uğraşıyoruz,
- Evini başına yıkıp, “buradan git” dediğiniz kentsel dönüşüm mağduru gecekondu halkının avukatlığı ile uğraşıyoruz,
- Günde beş tanesini “namus, töre, aile” diye öldürdüğünüz, sakatladığınız kadınların ve ailelerinin avukatlığı ile uğraşıyoruz,
- 6 yıl önce bugün katlettirip, sorumlularını salıverdiğiniz sevgili HRANT DİNK’in, eziyet edip katlettiğiniz dinsel ve etnik azınlıkların, mağdurların, mazlumların avukatlığı ile uğraşıyoruz.
- Sınırlarını silahlı saldırganlara açarak Suriye halkını katlettiren, yağmalatan, tecavüz ettiren kişileri ve onları kollayanları belge ve kanıtlarıyla öğrendik. Artık Suriye halklarının da avukatlığı ile uğraşıyoruz.
- Biz halkın avukatlığı ile uğraşıyoruz.

Zorunuza mı gidiyor. Gitsin. Zaten biz de onun için uğraşıyoruz.
Yetmedi mi?

- Evet, elbette silahlı veya silahsız siyaset yapan tüm sosyalistlerin, devrimcilerin, emek muhalefetinin, demokratların, halka karsı işlediğiniz suçlara karsı çıkan herkesin avukatlığı ile uğraşıyoruz.
Algı güçlüğüne karşı tekrarın faydasını bildiğim için her satırın sonuna yazdım, ama bir kere de açıkça altını çizeyim, Biz Avukatlıkla uğraşıyoruz.
Bizi, sosyalist dergiler satarken, duvara özgürlük yazıları yazarken, mitinglerden, çadırlardan, halaylardan gözaltına alıp “çok tehlikeli terörist yakaladık” diye basına sızdırdığınız gençlerle karıştırmayın.
Biz mahkemenizle, savcılığınızla, polisinizle, soruşturmanızla, davanızla kırk yıldır uğrasan bir avukat geleneğinin mirasçılarıyız. “Çok güzel akıl ettik bu sefer iyi bir kulp taktık” zannettiğiniz her numarayı daha önce gördük, çözdük, teşhir ettik. O yüzden uydurmayın.

Hukuk devletinde yasadığımız gibi bir yanılsamamız yok. Tutuklama talebinde bulunacak olanın, tutuklama kararı verecek olanın, oturup iddianameyi ve kararı yazacak olanın, ayni zamanda evlerimizi, bürolarımızı, kurumlarımızı arama adı altında talan edenler olduğunun farkındayız, Dolayısıyla adalet istemiyoruz, onun için zaten kendimiz mücadele ederiz.

Ama hiç değilse biraz saygın davranmaya çalışın, soruşturmanıza sahip çıkın, yalan söylemeyin, seviyeyi düşürmeyin.

Elbette elinizden geleni de ardınıza koymayın.

Yaşayıp kimin utandığını görelim.

Değerli ÇHD üyeleri, dostlarımız, tüm meslektaşlarımız ve halkımız;
İnandığımız bütün değerleri paylaştığımız yoldaşlarımız;
Değil sadece gözaltına alıp tutuklatmak, sokaklarda, karakollarda infaz yapıldığı günlerde terk etmediğimiz avukatlık geleneğimiz elbette kesintisiz sürecektir. Tüm açıklamalar, destek ve haklılığımıza duyulan inanç için derneğimiz adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir kere daha biz haklıyız ve biz kazanacağız.
Sevgi ve dayanışma duygularımla. Hafta başı görüşmek üzere.