-AB ZİRVESİ DİNİ LİDERLERLE ARAP BAHARINI KONUŞTU BRÜKSEL (A.A) - 30.05.2011 - AB'nin 2005 yılından itibaren geleneksel hale getirdiği AB kurumları başkanlarıyla Avrupalı dini temsilcilerin toplantısında Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da "Arap Baharı" olarak adlandırılan yaygın halk hareketleri ve dini özgürlükler tartışıldı. Bosna Hersek Başmüftüsü Mustafa Ceric, düzenlenen basın toplantısında bir İspanyol gazetecinin Müslümanların dini hoşgörüsünü sorgulaması üzerine, Serebrenitsa'daki Müslüman soykırımını ve Osmanlı İmparatorluğu'nun İspanyol zulmünden kaçan Yahudilere kucak açmasını hatırlattı. Ceric, "Umarım Bosna'da Müslümanlar geçen yüzyılın sonunda yaşadıkları gibi bir daha asla soykırıma uğramazlar" dedi. Başmüftü Ceric, Bosna Herksek'te Yahudilerin, 1492 yılında Osmanlının kucak açmasıyla İspanyol zulmünden kurtuluşlarını kutlamak için düzenledikleri "Haggadah" festivaline davet ettiği AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayacağını belirterek, "Ama ona söz verdim. Gelecek yıl bu toplantıya geldiğimde Saraybosna Haggadahı'ndan bir kopya getirerek Müslümanların 14'üncü yüzyılda, tam olarak 1492'de Yahudileri İspanya'dan nasıl aldıklarını göstereceğim. Yahudiler bu tarihi olayın yıldönümünde Haggadah adlı tarihi kitabı okuyarak özgürlüğe kavuşmalarını kutluyorlar" şeklinde konuştu. Mustafa Ceric, "Bir Müslüman olarak benim dinimin ve benim toplumumun Avrupa'da özgürlük ve refaha katkısından gurur duyuyorum" ifadesini kullandı. Ceric, İslam ülkelerinde dini hoşgörü bulunmadığı ve kilise yapımına izin verilmediğini savunan gazeteciye, İslamın, Müslümanların hakimiyetindeki ülkelerde farklı dinlerden azınlıkların can ve mallarıyla insan onurunun korunması yanında, inanç ve ibadet ile düşünce ve ifade özgürlüklerinin güvence altına alınmasını öğütlediğini anlattı. Mısır'da Hüsnü Mübarek rejimine karşı Tahrir Meydanı'nda toplanarak omuz omuza gösteri yapan Müslüman ve Hristiyanların birbirlerini ibadetleri sırasında koruduğunu hatırlatan Ceric, bu ülkede Müslümanlarla Kıptiler arasında yaşanan bazı tatsız olayların iyi araştırılmasını isteyerek diktatörlükten demokrasiye geçiş sürecinde Mısır halkının desteklenmesini talep etti. AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ise Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki olayları Doğu Bloku'nun yıkılışına benzeterek "Arap halkı kendini özgürleştiriyor. Bunlar onların devrimleri. Bunlar bizim ortak değerlerimiz. Bu devrimler aşırıların veya fanatiklerin işi değil. Tam tersine diğer dinlerde olduğu gibi İslam ve demokrasi arasında hiçbir çelişki yok. Bu şeffaflık ruhu devrimlerden sonra da muhafaza edilmelidir ve diğer dini azınlıklara saygı gösterilmelidir" dedi. Van Rompuy, Arap halkının AB'den beklentisinin yüksek olduğunu ifade ederek "Biz onların en yakın komşusuyuz. Asla kayıtsız kalamayız ya da vesayet talep edemeyiz. Yardım edip ortak olmalıyız" diye konuştu. AB Konseyi Başkanı Van Rompuy, "Afrika, Latin Amerika ve Asya olsun, tüm dünya demokrasi yönünde tekamül gösteriyor. Değerlerimiz düşüşte değil. O nedenle şimdi Avrupalıların daha kapalı, daha hoşgörüsüz, daha bencil, daha maddiyatçı hatta daha ırkçı olma zamanı değil" uyarısında bulundu. Van Rompuy, "Hiç kimse hayatımıza ve toplumlarımıza anlam katan büyük insani değeri kendi tekeline alamaz" dedi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise Avrupa'da sosyal dokunun korunması ve hayır hizmetlerinde dini grupların ya da dinden esinlenenlerin büyük katkısının olduğunu vurguladı. AB'nin yeni anayasası Lizbon Anlaşması'yla bağlayıcı hale getirilen AB kurumları başkanlarının dini liderlerle toplantısına Katolik, Proteston, Anglikan ve Ortodoks kiliseleri, Müslüman, Yahudi ve Budist toplumlarının temsilcileri katıldı.