29 Kasım 2015 23:20
Türkiye-AB Zirvesi sonrasında Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ortak basın toplantısı düzenledi. Avrupa Birliği, sığınmacı akınıyla ilgili Türkiye'ye 3 milyar Euro'luk maddi destek sağlamayı kararlaştırdı. AB, sığınmacıların durumuna yönelik gelişmelere göre yardımları gözden geçirecek. Türkiye ise topraklarında kalan Suriyeli sığınmacıların çalışmalarını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapacak. AB, Türkiye'nin geri kabul anlaşmasından doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde Ekim 2016'dan itibaren vize serbestisine başlayabileceğini karara bağladı. Ayrıca üyelik müzakereleri kapsamında "Ekonomik ve Parasal Politika" başlıklı 17. faslın aralık ayında açılması kararlaştırıldı.
Basın toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu, 2016 yılında AB üyelik sürecinin ivme kazanacağını belirterek, amaçlarının göçleri düzenleyip azaltmak olduğunu söyledi.
Hürriyet Gazetesi Brüksel Temsilcisi Güven Özalp'in haberine göre, Davutoğlu hükümetin reform hükümeti olduğun ifade ederek Türk toplumunun AB üyeliğini desteklediğini belirtti. AB'nin Türkiye'ye vereceği 3 milyar Euro'nun Türkiye'ye değil Suriyeli sığınmacılar için verildiğini belirten Davutoğlu fasıllarla ilgili AB'nin de deklarasyonu olacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “tarihi” olarak nitelediği Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bugün yapılan zirve sonunda tarafların üzerinde anlaştığı ortak bildiride şu ifadelere yer veriliyor:
-Avrupa Birliği liderleri bugün Brüksel’de Türk muhataplarıyla biraraya gelmiştir. Türkiye 1999’dan bu yana (AB üyeliğine) aday olup, 2005’ten bu yana da katılım müzakerelerini yürütmektedir.
-Türkiye ve AB, karşı karşıya bulundukları ortak sınamaların üstesinden gelmenin önemini ele almışlardır. 15 Ekim tarihli AB Konseyi Sonuçlarına uygun olarak, Türkiye’nin katılım sürecinin yeniden canlandırılmasının gerekliliği hususunda mutabık kalmışlardır. (Türkiye ve AB) Ortak geleceklerinin inşası için sonuç odaklı hareket etmeyi, dayanışmalarını ve mevcut bağlarını daha da ileriye taşımayı taahhüt etmişlerdir. Her iki taraf Avrupa Projesini güçlendirmek üzere, mevcut risk ve tehditlerle, uyum içinde mücadele etmek ve üstesinden gelmek hususunda kararlıdırlar. Türkiye ve AB, Antalya’da düzenlenen G-20 Zirvesi Ortak Bildirisi ve BMGK 2249 sayılı kararına atıfla, terörizmle mücadelenin öncelik olmaya devam ettiğini teyid ederler.
-Bu amaç doğrultusunda, Türkiye-AB ilişkilerinin henüz tam anlamıyla gerçekleştirilmemiş olan geniş potansiyelini değerlendirmeyi teminen, yapılandırılmış ve daha sık üst düzeyli diyaloğun önemi hususunda anlaşmışlardır. Bu çerçevede, iki taraf, uygun bir formatta, yılda iki kez olmak üzere düzenli Zirveler gerçekleştirilmesi konusunda anlaşmıştır.
- Düzenli Zirveler, Türkiye-AB ilişkilerindeki gelişmeyi ele almak ve uluslararası meseleleri tartışmak için bir platform teşkil edecektir. Ciddi güvenlik sınamaları, bilhassa da artmakta olan terör tehdidi gözönüne alındığında, terörün her şekliyle ve her türlüsüyle mücadele etmek üzere, dış politika ve güvenlik politikası alanında, düzenli görüş alış-verişinin yapılması ve işbirliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, iki taraf, Bakan/Yüksek Temsilci/Komiser seviyesinde kapsamlı, düzenli siyasi diyalog toplantıları yapma konusunda anlaşmışlardır. Sözkonusu toplantılar, düzenli Ortaklık Konseyi toplantılarına ilaveten düzenlenecektir. Üst düzeyli diyalog toplantıları kilit tematik konular çerçevesinde de yapılmalıdır.
-Her iki taraf, 17. faslın açılmasını teminen, 14 Aralık 2015 tarihinde Hükümetlerarası Konferans toplanmasına ilişkin açıklamayı memnuniyetle karşılamıştır. Buna ilaveten, Komisyon’un, üye ülkelerin pozisyonlarına halel getirmemek kaydıyla, bazı fasılların açılmasına yönelik gerekli hazırlıkların 2016 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması konusundaki taahhüdü not edilmiştir. Diğer fasıllar konusunda da hazırlık çalışmaları bilahare başlatılabilecektir.
-AB, Vize Yol Haritası unsurlarının tüm katılımcı Üye Devletler nezdinde karşılanmasının hızlandırılması konusunda Türkiye’nin taahhüdünü memnuniyetle karşılamıştır. Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin Vize Serbestisi Yol Haritasını uygulamasına ilişkin ikinci ilerleme raporunu 2016 Mart ayının başında açıklayacaktır. Komisyonun 2016 sonbaharında üçüncü ilerleme raporunu sunabilmesini teminen Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşmasının 2016 Haziran ayından itibaren tam olarak uygulanması konusunda her iki taraf anlaşmaya varmıştır. Sözkonusu üçüncü ilerleme raporu, Vize Serbestisi Sürecini tamamlamak, başka bir deyişle, Yol Haritasında yeralan unsurlar karşılandığında, Türk vatandaşlarının Şengen bölgesine seyahatlerinde vize uygulamasının Ekim 2016’ya kadar kaldırılmasını teminen yayınlanacaktır.
-AB, Türkiye’de, acil ve sürekli insani yardım sağlayacaktır. Aynı zamanda, genel mali desteğini önemli ölçüde artıracaktır. Komisyon tarafından, Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyelilere ve evsahibi topluluklara etkin ve tamamlayıcı destek sağlamak amacıyla finanse edilen faaliyetlerin eşgüdümünü sağlamak ve etkin hale getirmek için Türkiye için bir Sığınmacı Mali İmkanı oluşturulmuştur. AB Türkiye’ye, başlangıç olarak, Birlik bütçesinden ve üye ülkelerin katkılarıyla 3 milyar Euro ilave kaynak sağlamayı taahhüt etmiştir. Gelişmeler ışığında, bu meblağa olan ihtiyaç ve fonun niteliği gözden geçirilecektir. Türkiye 2.2 milyondan fazla Suriyeliyi misafir ettiği ve 8 milyar ABD Doları harcadığı cihetle, AB, Türkiye-AB işbirliği çerçevesinde, yük paylaşımının öneminin altını çizmiştir. Bu kapsamda, her iki taraf üye ülke ve halihazırdaki AB’nin yeniden yerleştirme plan ve programlarının yapacağı katkının önemini vurgulamıştır.
-Türkiye ve AB, Suriye’deki durumun yarattığı krizle mücadele etmek amacıyla, geçici koruma altındaki Suriyelilere destek verilmesi ve göç yönetimi çerçevesindeki mevcut işbirliğinin ilerletilmesini teminen, 15 Ekim 2015 tarihinde kabul edilen ve bugüne kadar ad referenda niteliğini haiz Ortak Eylem Planının hayata geçirilmesine karar vermişlerdir.
- Özellikle düzensiz göçmen akımına karşı sonuç alınmalıdır. Türkiye ve AB göçmen akınlarını düzenleyecek ve düzensiz göçün engellenmesine katkıda bulunacak Ortak Eylem Planını uygulama konusunda anlaşmışlardır. Türkiye ve AB göç akımlarına düzen getirmek ve düzensiz göçü engellemek üzere Ortak Eylem Planını uygulamak konusunda anlaşmışlardır.
- Sonuç olarak, her iki taraf, anlaşmaya varılmış olduğu üzere ve ivedilikle uygulanması kaydıyla, uluslararası korumaya ihtiyacı bulunmayan göçmenlerin Türkiye’ye ve AB’ye seyahatlerini engelleyerek, mevcut ikili geri kabul yükümlülüklerinin yerine getirilmesini temin ederek ve hızlı bir şekilde kaynak ülkelerine geri göndererek uluslararası korumaya ihtiyacı bulunmayan göçmenler konusundaki aktif işbirliğini ilerleteceklerdir.
- Aynı şekilde, Türkiye’nin, geçici koruma altındaki Suriyelilerin sosyo-ekonomik durumlarının daha da iyileştirilmesini teminen, ivedilikle tedbirler alma niyetini memnuniyetle karşılamışlardır. Her iki taraf, kaçakçılıkla ilgili suç ağlarıyla mücadeleyi güçlendirmek üzere, kararlı ve hızlı bir şekilde harekete geçilmesi yönündeki niyetlerinin altını çizmişlerdir.
-Aralık 2014 Avrupa Konseyi Genişleme Sonuçlarında da yer aldığı üzere, Türkiye ve AB, ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkı sağlayacak olan ve iş çevrelerini biraraya getirecek bir iş platformu teşkil edecek olan, Üst Düzeyli Ekonomik Diyalog Mekanizmasını kurmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu mekanizmayı, 2016 yılının ilk çeyreğinde başlatmayı kararlaştırmışlardır.
-İki taraf 16 Mart 2015 tarihinde Ankara’da başlatılmış olan Üst Düzeyli Enerji Diyaloğunun ve Stratejik Enerji İşbirliğinin kurulmasından duyulan memnuniyet dile getirmiştir. Enerji alanında daha yakın işbirliği ile bölgesel ve küresel düzeyde enerji işbirliği konusunda düzenli bilgi değişimi, her iki tarafın yararınadır. İki taraf bu tür bir toplantının ikincisinin 2016 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirilmesi hususunda anlaşmışlardır.
-Taraflar Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusunda hazırlık aşamalarının başlatılmasını memnuniyetle karşılamıştır. Her iki tarafın bu hazırlık çalışmalarını tamamlamalarının ardından, resmi müzakerelerin 2016 yılının sonuna doğru başlayabilecektir.
-Tüm bu hususlar yakın bir şekilde izlenecek ve paralel ilerletilecektir. Türkiye ve AB, bu yeni ivmenin somut sonuçlar doğurmasını sağlamak amacıyla, mevcut gündemlerinin geniş yelpazesini birlikte ilerletmek konusunda kararlıdır.
Tusk, Brüksel'de düzenlenen AB-Türkiye Zirvesi sonunda, "Bu zirve ilişkilerimizi bir takvim çerçevesinde canlandırmak, terör tehdidi ve acil meseleler ile ilgiliydi. Çok faydalı bir zirve tamamlandı" diye konuştu.
Sığınmacı gündeminde buluştuklarını anımsatan Tusk, "AB'nin sınırlarının korunması kendi görevi. Kimsenin bizim sınırımızı korumasını beklemiyoruz" ifadesini kullandı.
Tusk, Avrupa'ya göçmen akışının durmasının önemli olduğuna işaret ederek, "Bu noktada Türkiye'ye destek verilecek ve 3 milyar avroluk bir fon sağlanacak" dedi.
Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin yeniden canlanmasını istediklerini belirten Tusk, "Parasal ve ekonomik politikalar başlıklı 17. faslın açılması için bir toplantı yapılacak. Başka fasılların açılması için de çalışmalar yapılacak" değerlendirmesinde bulundu.
Tusk, 2016 yılının Türkiye-AB ilişkilerinde anahtar yıl olmasını beklediklerini, Türkiye'nin katılım görüşmelerinde ilerlemesi için kıstasların aynı olduğunu, toplantıda bir paket üzerinde anlaşıldığını ve sürecin devam edeceğini ifade etti.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de, "Geri kabul anlaşması ile vize serbestisi arasında bağ var. Birlikte değerlendirmeye devam edeceğiz. Bütün şartlar yerine gelirse, vize serbestisinin 2016'nın sonbaharında gündeme gelmesini bekliyorum" dedi.
Yapılan toplantının verimli olduğunu ifade eden Juncker, göçmen krizi konusunda ortak bir tutum sağlamak gibi önemli bir gündemle bir araya gelindiğini hatırlattı.
Juncker, Türkiye ile Ortak Eylem Panı'nın hayata geçirilmesi konusunda mutabakata varıldığına dikkati çekerek, "AB ve Türkiye sığınmacı konusunda birlikte şekillendireceği bir cevap bulamazsa bu göç akımını durduramayacağız" diye konuştu.
Türkiye'de 2 milyon sığınmacının bulunduğunu anımsatan Juncker, "Türkiye, takdire şayan bir şeklide bu işi üstendi. Türkiye'ye destek vermeliyiz. 3 milyar avroluk destek, ortaklaşa bir mutabakatla kullanılacak" dedi.
Juncker, Türkiye ile vize serbestisi konusunun konuşulduğunu, katılım süreci konusunda da gerekli çalışmalar yapılarak başlıkların açılacağını belirtti.
Sığınmacıların yeniden yerleştirilmesi konusunda 15 Aralık'a kadar bir hazırlık çalışması yapılacağına işaret eden Juncker, Türkiye ile 28 AB üyesi devlet arasında böyle bir toplantının ilk kez gerçekleştirildiğini ve sürecin ilerleyişi konusunda iyimser olduğunu söyledi.
Brüksel'deki Türkiye-AB Zirvesi'nin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Ahmet Davutoğlu, AB ile müzakerelerin yeniden canlandırılması kapsamında 14 Aralık'ta bir faslın müzakerele açılacağını ve diğer bazı fasılların da yakında ele alınacağını söyledi.
Yüksek düzeyli ekonomi, enerji ve politika diyalogu mekanizmaları kurulacağını ifade eden Davutoğlu, "İlişkileri derinleştirecek, stratejik işbirliğini geliştirecek ve müzakere sürecini hızlandıracağız." dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun, Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa seyahatlerine imkan sağlayan ve mültecileri geri kabulü taahhüt eden anlaşmayla ilgili sürecin de önümüzdeki yıl tamamlanacağını açıkladı.
Davutoğlu, "Özellikle tüm Avrupalı meslektaşlarımın aynı kıtada ve aynı ailenin üyeleri olarak Türkiye ve AB'nin aynı kadere sahip olduğu ve Türkiye'nin üyeliğinin bir kazanım olacağında mutabık kalmaları beni sevindirdi." dedi.
Mülteci krizinin ortak bir problem olduğu üzerinde de mutabık kaldıklarını dile getiren Davutoğlu, Türkiye ya da AB'nin bu krizin sebebi olmadığını fakat çözüm için birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.
Mülteci krizinin kesin çözümü için Suriye krizine çözüm bulunması gerektiğini de belirten Davutoğlu, aksi takdirde onlarca ortak eylem planının işe yaramayacağını vurguladı. Davutoğlu, bu konuda Suriye krizini çözemeyen BM sistemini suçladı.
AB'nin aktaracağı 3 milyar Euro'nun Türkiye'ye değil, Suriyeli mültecilere gönderileceğini de vurgulayan Davutoğlu, burada bir yük paylaşımından bahsedilebileceğini kaydetti. Davutoğlu, mültecilerin başka ülkelere yerleştirilmesi konusunun ise daha sonra ele alınacağını ekledi.
© Tüm hakları saklıdır.