Gündem

AB, Türkiye'ye iki mektup göndererek HSYK konusundaki kaygılarını dile getirmiş

Hükümet, HSYK değişikliği tasarısını askıya aldı. Bu kararda Köşk'ün etkisi kadar AB'nin gönderdiği iki mektuptaki eleştirilerin de etkili olduğu ileri sürülüyor

25 Ocak 2014 10:20

17 Aralık ve 20 Ocak'ta iki mektup yazarak Hükümet, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) konusundaki kaygılarını dile getirdiği ortaya çıktı. AB’nin Genişlemeden Sorumlu Yüksek Komiseri Stefan Füle, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na gönderdiği mektupların Adalet Bakanı ile de paylaşılmasını istedi.

Hükümet, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na dair düzenlemeyi sürpriz bir kararla dün askıya aldı. Bu kararda, Köşk’ün talebi kadar Avrupa Birliği’nden (AB) gelen istekler de büyük rol oynadı. AB’nin Genişlemeden Sorumlu Yüksek Komiseri Stefan Füle’nin bu konuda AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yazdığı, Adalet Bakanı ve hükümet ile paylaşmasın istediği 2 mektuba ulaştı. Mektuplar, düzenlemeden AB’nin ciddi rahatsızlık duyduğunu gösteriyor.

HSYK düzenlemesi dünden itibaren askıya alındı. HSYK‘artık anayasa değişikliğiyle yeniden düzenlenmesi için muhalefetle temas kurulacak. Ömer Şahin'in Radikal'de yer alan haberine göre, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de girişimiyle muhalefetle görüşecek olan AKP, salı gününe kadar sonuç almayı hedefliyor. Anayasa uzlaşması olmazsa HSYK düzenlemesinin seçim sonrasına kalması da sözkonusu. Kanun teklifinin HSYK’ya ilişkin bölümünü “donduran” hükümet, teklifin içinde yer alan ‘Adalet Akademisi’ değişikliğini ise yapmaya kararlı. Yasanın çıkmasıyla HSYK’ya üye gönderen, hakim-savcı eğitimlerini yapan ‘Adalet Akademisi’ kadroları silbaştan yenilenecek.

 

Gül de ısrarcıydı

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, düzenlemenin anayasa değişikliğiyle yapılmasında ısrarcıydı. Mevcut düzenlemeyi “veto” edebileceği bile konuşuluyordu. Hükümetin, HSYK teklifini ‘donduran’ kararında Köşk kadar Brüksel’deki olumsuz havanın etkisi görülüyor.

Füle’nin yazdığı 2 mektuba ulaşıldı. İlk mektup 14 Ocak tarihli. Füle, bakanlık görevine geldikten sonra ilk kez bir araya geldiği Çavuşoğlu’na düşüncelerini yazılı bir şekilde iletiyor. Mektupta, HSYK değişikliğinin “yargı bağımsızlığı,tarafsızlığı ve güçler ayrılığını” ciddi olarak etkilediği savunuluyor. Adalet Bakanı’nın HSYK üyesi olmasının yanlışlığına işaret ediliyor ve olumlu gördükleri 2010 referandumunda da Bakan’a verilen rolü eleştirdikleri hatırlatılıyor. Füle, teklifin yasalaşmadan önce kendileriyle paylaşılmasını istiyor. Füle, ikince mektubu 20 Ocak’ta yazdı. Mektubun içeriğinden Türkiye ’den Brüksel’e 17 Ocak tarihinde HSYK düzenlemesinin son durumu hakkında belge gönderildiği anlaşılıyor. Komisyonda bazı iyileşmeler olmasına karşın HSYK teklifinin Adalet Komisyonu’nda kabul edilen şeklinin de endişelerini gidermediğini söyleyen Füle’nin dikkat çeken uyarıları şöyle:

Kontrol bakana geçiyor: Bakanın HSYK’yı neredeyse kontrol etmesine izin verdiği görüşünü devam ettirmekteyim. Dolayısıyla bu, Kophenag kriterlerinin önemli bir unsuru olan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve Türkiyede güçler ayrılığı konularında ciddi endişelere yol açmaktadır.

AB’ye danışın: Tartışmak için daha fazla zamana ihtiyacımız var.Yorumlarımızı tam olarak dikkate almanız ve kanun kabul edilmeden önce Avrupa Konseyi’ne danışmanızı ısrarla tavsiye ediyorum.

Diyaloğa ihtiyaç var: ”Kararlar alınmadan ve yasa kabul edilmeden önce Türk toplumunun da daha fazla zamana ve kapsamlı diyaloga ihtiyacı olduğunu hissediyorum.

17 Aralık vurgusu: Bir o kadar da önemli olarak, bu kanunun mevcut gündemimizin sadece bir yönü olduğunu düşünüyorum. Polis memurlarının görev yerlerinin değiştirilmesi ve yolsuzluk karşıtı soruşturmaların yapılması konuları dahil olmak üzere tartışmaya devam etmemiz gereken gelişmeler var.

 

AB neden kaygılı?

 

- Adalet Bakanı’nın genelge yayımlama yetkisi yargı bağımsızlığının potansiyel ihlaliyle sonuçlanır.

- Disiplin soruşturmalarına bakanın katılması Yüksek Kurul üyeleri üzerindeki baskıları arttırır.

- Daireler arasındaki görev ve dosya dağılımının yeniden yapılacak olması keyfi müdahalelere kapı aralar.

- HSYK düzenlemesi ile Genel Sekreter, Teftiş Kurulu, müfettiş ve hâkimlerin görevlerine son verilecek olması kurulun idari yapısını ve düzenleyici kayıtlarını siler. Hiçbir ilerleme raporu bunu onaylamıyor.

- Bakanın veto yetkisi genişletiliyor. Soruşturma açılıp açılmama konusunda son söz bakana veriliyor.

- Yüksek Kurul’un Genel Sekreter, Yarıdımcıları,Teftiş Kurulu dahil istihdam edilmiş tüm personeli gönderilecek.

- 10 gün içinde yeni atamalar ve görevlendirmeler sonuca bağlanacak.

- Kurulun yayımladığı tüm yönetmelik ve genelgeler yürürlükten kaldırılacak.