Gündem

AB Bakanı Ömer Çelik: Türkiye Avrupa Birliği üyesi olmasa da güçlü 5 ülkeden biridir

"Türkiye'nin kazanımlarının geride bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir"

10 Haziran 2016 16:24

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin olarak, "Türkiye-Avrupa arasındaki duraklayan ilişkiler göç meselesiyle birlikte ivme kazanmıştır. Yaşananlarla birlikte görülmüştür ki Türkiye Avrupa ülkesidir, Avrupa Birliği üyesi olmasa da güçlü 5 ülkeden biridir" dedi. "Türkiye'nin kazanımlarının geride bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir" diyen Çelik, "Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin hız kesmeden devam etmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

Lahey'de konuşan Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle:

AB heyetleri geldiler bakanlıklarımızdan oluşan teknik heyetle çalışmalar yaptılar. Daha sonra Timmersman'la bir araya geleceğiz ve geldiğimiz noktayı aktaracağız. 

Tarihin ve bölgenin en büyük krizlerinden bir tanesi doğru yönetiliyor. Türkiye krizin önlenmesine merkezi rol oynamaktadır. Dosyanın yaprakları birbirinden ayrılmamalıdır. Avrupalı bazı siyasetçiler yaz dönemindeki krizi atlatalım diye düşünebiller. Bu çok küçük bir zihinle konuya yaklaşmak olur. Suriye'deki durum  devam ettiği müddetçe daha büyük göç dalgaları ve daha büyük krizlerle karşılaşmak olasıdır. 

Avrupa'daki göçmen karşıtlığı, aşırı sağ gibi unsurlar da dikkate alındığında bazıları bu gelişmeleri AB demokrasilerini yıpratmak için kullanılıyor. Krizin Türkiye ile iyi ilişkiler içinde yönetilmesi AB demokras için de önemlidir. Bundan sonra beklentimiz vize muafiyetinin ciddi olarak ele alınmasıdır. Türkiye'nin kazanımlarının geriye bırakılması kabul edilmemektedir. 

Bu bakımda birebir anlaşması, gönüllü yerleştirme, Geri Kabul Anlaşması ve vize serbestisi tek olarak düşünmelidir. Birbirinden ayrılmamalıdır. Aşırı sağ zihniyete yakın olan Avrupalı siyasetçiler, "Biz bu yaz dönemini atlatalım, sonra verdiğimiz sözlere bakarız" diyor olabilirler. Bu küçük zihniyetlerin düşüncesidir. Merkez siyasetçilerin dikkate almamasını umuyoruz. Şimdi kurduğumuz mekanizmanın doğru işlemesi, bundan sonraki krizleri önleyecektir. Avrupa'daki göçmen karşıtlığının, islamofobia'nın  Avrupa demokrasisini yıprattığı da görülmektedir. Bu krizlerin Türkiye ile iş birliği çerisinde yürütülmesi Avrupa demokrasisinin korunması açısından da kıymetlidir.

Bir diğer beklentimiz de vize serbestisinin hayata geçmesidir, diğer unsurlarla birlikte tek dosya olarak ele alınmasıdır. Türkiye'nin kazanımlarının geride bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.

Türkiye-Avrupa arasındaki duraklayan ilişkiler göç meselesiyle birlikte ivme kazanmıştır. Yaşananlarla birlikte görülmüştür ki Türkiye Avrupa ülkesidir, Avrupa Birliği üyesi olmasa da güçlü 5 ülkeden biridir.

Bu krizden yola çıkarak ortaya çıkan ivmeyi, büyük resmi doğru okumak gerekir. Bununla birlikte Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin hız kesmeden devam etmesi gerekiyor. Ve Türkiye'nin taleplerinin, Avrupa Birliği ülkeleri tarafından hakkaniyetle değerlendirilmesi gerekir.