Politika

AB Bakanı Dedeoğlu: AB’den bir komiser yardımcısı "Mülteci krizinde ilerleyin, raporu yumuşatalım" dedi!

"AB İlerleme Raporu ağır, üzüyor, ama yol gösterici"

12 Kasım 2015 10:15

AB Komisyonu’nun yayınladığı Türkiye’nin İlerleme Raporu’nu değerlendiren AB Bakanı Beril Dedeoğlu, “Evet, rapor ağır, üzüyor, ama yol gösterici” dedi. Bakan görüşmelerde AB’den bir komiser yardımcısının mülteci krizinde ilerleme karşılığında raporun yumuşatılmasını gündeme getirdiğini anlattı.

AB Bakanı Beril Dedeoğlu, AB’nin hazırladığı İlerleme Raporu’nu değerlendirirken, “Rapordaki eleştirilerin, Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir kırılma noktasına işaret ettiğini düşünüyorum. Olumlu anlamda. Evet, ağır. Evet, bazı şeyleri insan okurken üzülüyor, bunları duymak istemiyorsunuz. Bir kısmının gerçekten abartılı olduğunu, hangi niyetle yazıldığını görmek çok zor değil. Sonuçta daha iyi bir ülkede yaşamak istiyoruz. Orada da satır aralarında bunun yöntemleri var” yorumunu yaptı.

Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'in de bulunduğu bir grup gazeteci ile AB İlerleme Raporu hakkındaki görüşlerini paylaşan Dedeoğlu, şu tespitlerde bulundu:

“Görüşmelerde biz göç konusu, fasıllarla cebelleşiyorduk. İlerleme Raporu gündemimizde yoktu. Yemekte, bir komiserin yardımcısı mıydı hatırlamıyorum. Komisyondan genç birisi ilerleme raporunun göç konusuna denkleştirme girişiminde bulundu. ‘Göç meselesini halledersek şu İlerleme Raporu’nun içini yumuşatır mıyız’ gibi bir şey söylendi. Ben bir anda nasıl bir çıkış yaptıysam, diplomat olmamanın avantajını kullandım herhalde. ‘Yayınlayın kim korkar, yani ‘Neysek oyuz’ tavrına bir girdim. Sayın Komiser bana ‘Siz galiba sert bir hocaydınız’ dedi. O bir daha asla gündeme gelmedi onun da altını çizmek isterim.

 

"Lobi yapıldığı izlenimine kapıldım"

 

‘Raporu hazırlarken siz neye bakıyorsunuz?’ dedim. İşte ‘Siz neyi tartışıyorsanız biz de onu tartışıyoruz’ dedi. ‘Peki hiç parlamentoya komisyona gelip gidenler olmuyor mu size bilgi vermek için’ dedim. ‘Bu sene çok oldu’ dediler. Kimler gitti, onu sormadım. Ama ‘Epey bir gelen giden oldu bize bilgi vermeye hevesli...’ (‘Yani Atlantik ötesinden falan mı?’ sorusu üzerine) O kadarını sormadım. Ben lobi yapıldığı izlenimine kapıldım. Ancak bu tür faaliyetler yapılıyor ise Tükiye’nin de kendisine bakıp o alanı kendisinin ya da başka kurumların niye doldurmadığını da düşünmesi gerekir. ‘Vay böyle yaptılar’ demenin bir anlamı yok. ‘Biz niye yapmadık’ demek daha yararlı.

 

ABARTILI HAKSIZ ELEŞTİRİLER VAR

Abartılı ve Türkiye’nin şevkini kıracak, haketmediği eleştiriler var. ‘Bu kadar da değil artık’ dediğim yerler olduğunu itiraf etmem gerekir. Hakim ve savcıların yerlerinin çok fazla değişmesiyle ilgili bir paragraf vardı. ‘Hakikaten o kadar çok değişiklik bu kadar kısa zamanda yapıldı mı’ dedim. Arkadaşlar bir tablo çıkardılar. 2012-2013’te çıkan kararname sayısı ve yer değiştirme oranı şimdikinin iki katı. ‘O dönemin raporuna girmiş mi’ bu dedim. Girmemiş.”


Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu (sağdan ikinci) Avrupa'daki sığınmacı krizi için "AB-Türkiye Ortak Eylem Planı" görüşmeleri çerçevesinde Türkiye'de bulunan AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans (soldan ikinci) ile bir araya geldi. Görüşmeye Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Beril Dedeoğlu (solda) ve AB Komisyonu'nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn da (sağda) katıldı.

 

"Reformlara devam, dediler"

 

Reforma dönün çağrısı: Johannes Hahn’ın parlamentoda yaptığı konuşmadan memnuniyet duydum doğrusu. Şunu kastetti, ‘Bu ortamdan bir an önce çıkılıp reformların devam etmesini istiyoruz.’ Bu bir ölçüde 2013-2014’te başlatılan reformların devam etmesi anlamına geliyor. Rapordan anladığım; seçim dönemleri, şiddet terör derken donmuş Türkiye bir altı ay. Rapor diyor ki ‘Bunu tekrar 2012-2013 sürecinden hızlandırarak devam edin.’

Şiddetten çıkmanın yolu: (AB’nin çözüm süreci çağrısı) İyi niyetli bir girişim olarak görüyorum. ’Türkiye’nin böyle bir sorunu var. Konuşarak çözmeniz tavsiye olunur’ denildiğini düşünüyorum. Olacağının da o olması gerektiği kanaatindeyim. Şiddet ortamından çıkmanın yolu diyalog süreçleri.