Tarihi yaklaşık 99 milyon yıl öncesie dayanan reçine fosilleri küçük sürüngenlerin o dönemlerdeki çeşitliliğine dair ışık tuttuğu belirtildi. Reçine içinde korunmuş en eski kertenkele ataları incelenirken moleküler çeşitlenmelerin kalibrasyon noktalarının, başlangıç zamanlarının, orijinlerinin ve evrimsel olarak sürüngen çeşitliliğin takip edilmesine dair bilgilerin elde edileceği tahmin ediliyor.
Bilim Fili'nden Baran Bozdağ'ın "99 Milyon Yıllık Reçine Fosilleri, Kertenkele Çeşitliliğine Işık Tutuyor" başlıklı çevirisi şöyle:
Orta-Kretase dönemine ait olan ve yaşları yaklaşık olarak 99 milyon yıl olan reçine fosilleri üzerinde yapılan incelemeler, tropik küçük sürüngenlerin o dönemdeki çeşitliliklerine ışık tutuyor. Modern tropik ormanlar pullu (skuamat) canlıların devasa çeşitliliğine ev sahipliği yapmaktadır.
Ne var ki, böyle çevrelerde ve yaşam alanlarında fosilleşme süreci pek de yaygın değildir ve geçmişten beri devam eden tüm bu çeşitliliğe rağmen çok az kalıntı bulunabilmektedir. Bu sebepten dolayı da Mezozoik periyottaki kertenkele topluluklarına dair çok az şey bilinmektedir.
Bahsi geçen koşullar içinde, Science Advances‘de yayımlanan araştırma büyük bir önem taşıyor ve reçine içinde korunmuş olan en eski kertenkele ataları topluluklarını inceliyor. Araştırma, yine bu canlı türleri üzerinden, bugüne çok az kalıntısı ulaşmış olan orta-Kretase dönemi paleotropiği ve çeşitliliği üzerine de yeni bakış açılarının geliştirilmesini sağlıyor.
Myanmar’da Albiyan-Senomanyan (Albian-Cenomanian) dönemi sınırından -yaklaşık 99 milyon yıl önce- kalan 12 örnekte, detayları ile korunmuş yumuşak doku ve kemiksi yapılar tespit edildi. Yüksek çözünürlüklü x-ışını tomografisi kullanan araştırmacılar da, hem yaşayan hem de soyu tükenmiş olan kertenkele türleri arasında detaylı biçimde karşılaştırma şansını yakaladı.
Bu haliyle sıra dışı sayılabilecek düzeyde korunmuş olan örnekler üzerinden Gekkota ve Bukalemun köklerini de içinde bulunan grupların varlığı güvenle tespit edildi ve yayımlandı. Bu denli yüksek detaylı korunmuş olan osteolojik ve yumuşak doku karakterleri, burada bulunan türlerin filogenetik yerlerini daha iyi belirlemeyi sağlayacaktır. Gerçekleştirilecek olan daha ileri çalışmalar ile de, moleküler çeşitlenmelerin kalibrasyon noktalarının, başlangıç zamanlarının, orijinlerinin ve evrimsel olarak sürüngen çeşitliliğin takip edilmesi daha kolaylaşacaktır.