Gündem
BBC Türkçe

9 Mart'a ertelenen Cumhuriyet gazetesi davasında tahliye yok

Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, muhabir Ahmet Şık ve muhasebeci Emre İper'in tutukluluklarının sürmesine karar verildi. Mahkeme "güvenlik ve düzen bakımından" 9 Mart'taki bir sonraki duruşmanın Silivri Adliyesi'nde ya

29 Nisan 2018 20:30

Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının yargılandığı davada ara karar açıklandı.

Mahkeme tutuklu sanıklar Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, muhabir Ahmet Şık ve muhasebeci Emre İper'in tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Bir sonraki duruşmanın da 9 Mart 2018'de "güvenlik ve düzen bakımından" Silivri Adliyesi'nde yapılması kararlaştırıldı.

Bugünkü duruşmada önce Cumhuriyet gazetesinin eski çalışanlarından Doğan Satmış tanık olarak ifade verdi.

Satmış, "Ben burada yargılanan gazetecilerin FETÖ bağlantısıyla ilgili bir şey söylemedim. FETÖ bağlantıları olduğuna da inanmıyorum. Cumhuriyet zaten FETÖ'ye karşı mücadele eden bir gazetedir. Ayrıca gazeteciliğin bu şekilde ağır cezalarda yargılanması Türkiye'nin imajı açısından da olumsuz yansıyor" dedi.

Ahmet Şık'ın savunması ise Mahkeme Heyeti Başkanı Abdurrahman Dağ tarafından kesildi.

Dağ, Şık'ın savunmasının siyasi olmaması gerektiğini söyledi.

Ahmet Şık ise "Dosya siyasi linç olduğu için tabii ki içinde siyasi değerlendirmeler de olacak" diye yanıt verdi.

Şık'ın "Kendilerinden olmayanları, kendi gibi olmayanları suçluyorlar. AKP'nin en güçlü silahı medya oldu" sözleri sonrası Dağ, "Bakın bu savunma değil. Gidin milletvekili olun" dedi.

Ahmet Şık itirazı üzerine salondan çıkarılırken Mahkeme Heyeti Başkanı Dağ'a "Umarım siz kendiniz gibi mahkemelerde yargılanmazsınız" dedi.

Dağ ise Şık'ı "bariz bir şekilde yargılamanın düzenini bozmakla" suçladı.

Sanık avukatlarından Bahri Belen, Ahmet Şık'ın savunmasına izin verilmemesi nedeniyle reddi hakim talebinde bulundu. Talep reddedildi.

Bir diğer avukat Duygun Yarsuvat da, davanın siyasi bir dava olduğunu ve adil yargılama için tutukluluğa gerek olmadığını söyledi.

Murat Sabuncu, Ahmet Şık'ın savunmasına izin verilmemesi nedeniyle kendisinin de savunma yapmayacağını söyledi:

"15 aydır tutukluyum. Bir savunma hazırlamıştım ve okuyacaktım. Ama arkadaşım savunmasını yapamayacak, o yüzden ben de yapmayacağım. Ahmet'in 12. değil 24. ayı. O şimdi FETÖ kaçağı olan Zekeriya Öz yüzünden de yatmıştı. Ben savunma yapmak istemiyorum, arkadaşım aşağıda tek başına duruyor. Ben de onun yanına inmek istiyorum."

Akın Atalay da savunma yapmadı, kararının gerekçesini şöyle açıkladı:

"Ben de gelişen yargı sürecine ve tanıklık beyanına ilişkin görüşlerimi erteliyorum. Bir an önce aşağıda yalnız bekleyen arkadaşımın yanına gitmek istiyorum. Ama siz tutukluluk konusunda karar vereceksiniz bir şey söylemek istiyorum.

"Sizin heyetiniz, bundan 10 gün önce Silivri Cezaevi Duruşma Salonunda 5 gün üst üste bir yargılama yaptı. Reina katliamı sanığının davası. Siz de sanığın ilk hedefinin Cumhuriyet gazetesi olduğunu iddianameden okumuşsunuzdur. Bizleri bombayı Cumhuriyet gazetesine atmaktan son anda vazgeçenlerle 30 metre ötede yatırıyorsunuz."

Tüm bu gelişmeler sonrası, mahkeme heyeti savcının talebini yerinde buldu ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Kararın açıklanmasının ardından Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Ahmet Şık'ın savunma hakkı çok açık bir şekilde engellendi.

Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ise "Görülen o ki Mart ayına atılan bu Cumhuriyet duruşması sanıksız olarak görülecek. Çünkü büyük ihtimal tek tip kıyafet uygulamalarını getirecekler. Ziyaretçi yasakları verecekler. Tek bir gazeteci tutuklu kalmayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Yenilmeyeceğiz buna eminiz" diye konuştu.

Öte yandan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından yapılan açıklamada, Ahmet Şık'ın mahkeme salonundan çıkarılmasına tepki gösterildi ve "Gazetecilerin savunma hakkı sınırlandırılamaz" denildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadeler de yer aldı:

"Yargıcın Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu karşısındaki konumu nedeniyle sanık savunmasına başlamadan önce savunmanın sınırlarını çizmesi ve belirtmesi adil yargılanma ilkesinin ihlalidir. Yargıçlar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 204. Maddesine göre sanığın savunmasını kısıtlayamaz.

"Ahmet Şık'ın savunmasına siyasi iktidarı eleştirerek başlamasından bağımsız yargının rahatsızlık duyması kabul edilemez. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak Cumhuriyet davasında tutuklu yargılanan gazetecilerle, bütün tutuklu gazetecilere adil yargılanma hakkı istiyoruz."

"PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir oldukları" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 31 Ekim 2016'da gözaltına alınan Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Musa Kart, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Turhan Günay, Bülent Utku, Önder Çelik ve Hakan Kara, 4 Kasım 2016'da tutuklandı.

Hakkında yakalama kararı çıkarılan Akın Atalay da, Almanya dönüşü sonrası çıkarıldığı mahkemece 12 Kasım 2016'da cezaevine gönderildi.

Ahmet Şık, 31 Aralık 2016'da sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlarda "FETÖ propagandası yaptığı" iddiasıyla tutuklandı.

Karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Bülent Utku ve Önder Çelik, vakfın Danışma Kurulu Üyesi Avukat Mustafa Kemal Güngör, Okur Temsilcisi Güray Öz, köşe yazarı Hakan Kara ve Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay 29 Temmuz'da sona eren ilk duruşmada, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel ise davanın 24 Eylül'de görülen üçüncü duruşmasında tahliye edildi.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ile Genel Yayın Yönetmeni Aydın Engin ve yazarlardan Hikmet Çetinkaya da tutuksuz yargılananlar arasında.

Almanya'da bulunan Can Dündar ve ABD'de yaşayan İlhan Tanır hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı.

"Jeansbiri" adlı twitter hesabının sahibi olduğu iddia edilen ve darbe girişimi soruşturmaları kapsamında tutuklanan Ahmet Kemal Aydoğdu'nun davası Cumhuriyet gazetesi davasıyla birleştirilmişti.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir