İngiltere basının bir numaralı gündemi ABD'de bugün gerçekleşecek olan başkanlık seçimi. Hillary Clinton ve Donald Trump arasında geçecek olan yarış, pek çok gazetenin manşetindeydi.
Independent gazetesi "Amerika oy kullanırken dünya nefesini tuttu" manşetiyle çıktı. Seçime 8 sayfa ayıran gazete Clinton'ın anketlerde önde olduğu belirtirken Trump'ın, anketlerin Brexit referandumunda olduğu gibi yanılacağına yönelik sözlerine yer verdi.
"Anketlerde Clinton'ın az farkla önde olması piyasaları yükseltti" manşetiyle çıkan Financial Times, seçime 5 sayfa ayırdı.
ABD'deki bazı eyaletler sandıkta başkanlık oylamasının yanı sıra çeşitli referandumlar da düzenliyor. Financial Times, 5 eyalette halk oylamasına sunulacak esrar kullanımının yasallaşmasının 5 eyalette de kabul edilmesinin beklendiğini yazdı.
The Times gazetesi kadınların ve İspanyolca konuşan toplumun oy kullanma oranının rekor düzeyde arttığını, bunun Clinton'a avantaj sağladığını manşetine taşıdı. Başkanlığının son gününü yaşayan Barack Obama'ya da iki sayfa ayıran gazete, Obama'nın başarılı olduğu 5 alanın ekonomi, Obamacare adı verilen sağlık reformu, Bin Ladin'in öldürülmesi, İran'la varılan nükleer anlaşma ve Küba açılımı olduğunu yazdı. Gazeteye göre Obama'nın 5 başarısızlığı ise Libya müdahalesi, silah denetimi, Suriye'de Esad'ın çiğnediği 'kırmızı çizgi' olan kimyasal silah kullanımı, 2013'te hükümetin 2 hafta boyunca borçlanamaması nedeniyle yaşanılan kriz ve yine Obamacare oldu.
Birinci sayfasında yalnızca ABD'deki başkanlık seçimine ayıran Guardian gazetesi ise iç sayfalarında Hindistan ve Pakistan arasında Keşmir nedeniyle tekrardan başlayan çatışmalara 3 sayfa ayırdı. Mirza Waheed, "Bu dünyanın ilk kitlesel körlüğü mü" başlıklı makalede Kemir'de Hindistan güvenlik güçlerinin sivillere karşı kullandığı yüz binlerce metal saçma nedeniyle yüzlerce kişinin kör kaldığını yazdı.
ABD'deki seçimi manşet yapmayan az sayıda gazeteden Telegraph, emniyet içindeki bir gizli kaynağa dayanarak İngiltere'deki savcılıkların Asya kökenlilerin tepkisini çekmekten korktukları için "töre suçları" ve zorla evlendirme gibi konularda harekete geçemediğini yazdı.
İngiltere gündeminin başka bir maddesi de Başbakan Theresa May'in Hindistan ziyaretiydi. Gazeteler, May'in Hindistan ziyaretinde iş dünyasından vizelerin kolaylaştırılması için gelen taleplere İngiltere'de yasalara aykırı şekilde bulunan Hindistanlıların ülkelerine gönderilmesi koşuluyla destek verebileceğini söylediğini aktardı.
Times gazetesi dış haber sayfalarında Kanada ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşması CETA'nın Hollanda'da düzenlenme ihtimali bulunan bir referandumla suya düşebileceğini, Almanya'nın Münih kentinde sığınmacılar için yapılan bir barınma evi ve kentteki sakinlerin arasına Berlin Duvarı'ndan daha büyük bir duvar yapıldığını ve Mısır'da orta sınıfın gıda yardımlarına muhtaç hale geldiğini yazdı.
Gazetelerin dış haberler sayfalarında Irak'taki gelişmeler de yer aldı.
Independent'ın Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, Irak'taki Katolik Süryanilerle görüştüğü haberinde ülkedeki Hıristiyanların IŞİD gittikten sonra bile güvende olmayacağını söyledi.
Financial Times'ın Kuzey Irak'ta bulunan muhabiri Erika Solomon'un "Kuzey Irak IŞİD'den sonra da karışıklık riski taşıyor" başlıklı makalesinde bölgedeki Türkiye destekli Ninova Muhafızları üzerinden Türkiye - Irak ilişkileri ele alındı.
Gazete, Ocak ayında yaptırımların kaldırılmasından sonra Çin ve Fransa'nın İran'a yapmayı planladığı ilk büyük petrol yatırımlarına da geniş yer ayırdı.
Financial Times'ın dış haberler sayfasında Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politikalarının analizi de yer aldı. Mehul Srivastava imzalı ve "Erdoğan siyasi temizlikle gücü elinde topluyor" başlıklı makalede şu ifadeler yer aldı:
"Bin 100 odalı sarayından Türkiye'yi kararnamelerle yöneten Recep Tayyip Erdoğan halihazırda Türkiye'nin en güçlü adamı. Ama gözünü diktiği bir hedefi daha var: Mevcut anayasa ile mümkün olmayan bir başkanlık rejimi.
"Erdoğan geçen bu yoldaki son engeli de ortadan kaldırmak için, kendisini başkan yapmamaya söz vermiş HDP'ye yeni baskılar uyguladı.
"Eğer yeni anayasa kabul edilirse başkanın yetkileri ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten daha heybetli olacak.
"Türkler liderleriyle aynı fikirde olmasa da düşüncelerini açıklamaktan korkuyor. Erdoğan'ın eski müttefiklerinden biri 'Kimse ona karşı bir söz söylemeye cesaret edemiyor' diyor, 'Eğer adımı yazarsanız yarın hapse girerim'.
"Analistler Türkiye'nin yeni anayasa taslağının Ocak ayında hazırlanmasını ve ardından referandum gerçekleşmesini bekliyor."
Gazetelerde yer alan bir diğer konu ise rüzgar pervanelerinin yarasalar üzerindeki etkisiydi. Son araştırmalarda rüzgar pervaneleri nedeniyle yılda 80 bin yarasanın öldüğünün ortaya çıkmasını yazan Financial Times ve Telegraph, biliminsanlarının "Yarasaları korumak için pervaneleri gece kapatın" çağrısına yer verdi.