Gündem

7 köylünün öldürüldüğü JİTEM soruşturması hakkında takipsizlik kararı verildi

Dosya avukatı: Cezasızlık sistemine katkı sunan bir karar; itiraz ettik

01 Temmuz 2020 11:23

Mardin Dargeçit’te yedi köylünün öldürülmesi ilişkin 6 yıl önce başlatılan soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı verildi. Karara tepki gösteren avukat Erdal Kuzu, “Savcı, olay yerinde keşif yapmayarak, köye operasyona giden hiçbir görevlinin ifadesini almayarak cezasızlık politikasına katkı sundu” dedi.

Mardin’in Dargeçit ilçesine bağlı Çelik köyünde 3 Temmuz 1993’te öldürülen Ahmet Kavakçıoğlu, Mehmet Kavaçıoğlu, Alaattin Acar, Fahrettin Acar, Mahmut Erol, Süleyman Erol ve Zülfer Akkurt’un yakınları, 1 Kasım 2013’te Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu.

JİTEM tarafından 90’lı yıllarda işlenen cinayetlere dair soruşturmaların başlatılması üzerine yapılan başvurunun ardından, dönemin Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Ali Tapan hakkında “Birden fazla kişiyi kasten öldürme” suçuyla soruşturma başlatıldı.

Soruşturma dosyası, özel yetkili mahkeme ve savcılıkların kaldırılması ile 2014 yılında Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.

İlçe Jandarma Komutanı Tapan’ın ifadesini alan Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti.

Tapan hakkında “FETÖ örgütü tarafından 2009 yılında Ergenekon örgütüne üye olmak, örgütte aktif olarak görev yapmak iddiaları ile soruşturma başlatıldığı” değerlendirmesinde bulunan Başsavcılık, öldürülen kişileri ise “PKK’lı milisler” olarak tanımlayıp, yakınlarının ifadelerinin soyut olduğunu savundu.

Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre köydeki hayvanların rastgele taranması ve köyün yakılmasının iddia boyutunda kaldığı ve delil olmadığını savunan savcılık, olayın yaşandığı tarihte köylülerin şikayetçi olmamalarını da gerekçe olarak gösterdi.

Savcılık kararında ‘İnsanlığa karşı suç’ kavramının Türkiye’de devreye girdiği tarihe vurgu yapan Başsavcılık, “Türk Ceza Hukuku bakımından 1 Haziran 2005 tarihinde önce işlenmiş bir fiil için hem insanlığa karşı suç oluşturduğu iddiasında bulunulamayacağını hem de zaman aşımının işlemeyeceğini savundu.  işlemeyeceğinin hukuken mümkün olmadığını” savundu.

‘Faillerin ortaya çıkarılması için işlem yapılmadı’

Başsavcılığın aldığı kararı ve gerekçelerini değerlendiren dosya avukatı Erdal Kuzu, “Başsavcılık 6 yıldır dosyanın aydınlatılması, faillerin ortaya çıkarılması ya da orada nelerin yaşandığına dair herhangi bir işlem yapmaksızın dosyayı düşürdü” dedi.

Soruşturma savcısının hiçbir şikayetçinin beyanına başvurmadığını dile getiren Kuzu, “Devlet adına hareket eden görevlilerin yargılandığı bütün dosyalarda olduğu gibi yine bir cezasızlık zırhlı ile karşı karşıya kaldık” diye konuştu.

“Savcı, olay yerinde keşif yapmayarak, köye operasyona giden hiçbir görevlinin ifadesini almayarak, bu cezasızlık politikasına katkı sundu. Yıllardır bir metot haline gelen cezasızlık politikasının yeni örneklerinden bir tanesidir. 7 sivil köylünün öldürülmesi nereden bakarsanız bakın soruşturma savcısı tarafından adil ve etkin bir şekilde soruşturulması gereken bir olaydır.”

Cinayetlerin işlendiği Çelik köyünün Ilısu Barajı’nın suları altında kaldığını da anımsatan Kuzu, savcının köyün sular altında kalacağını bilmesine delil toplamadığını ve öldürülen yurttaşların mezarlarını açtırmadığını ifade etti.

Kuzu, kovuşturmaya yer yok kararına ilişkin Midyat Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulunduklarını, olayın insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında olması gerektiğini ve bu nedenle zaman aşımına uğrayamayacağını söyledi