Gündem
BBC Türkçe

7 Kasım 2016 İngiltere Basın Özeti

ABD'deki başkanlık seçimine bir gün kala İngiliz gazetelerinin birinci sayfalarına başkanlık yarışına ilişkin haberler damgasını vurdu.

07 Kasım 2016 11:32

ABD'deki başkanlık seçimine bir gün kala İngiliz gazetelerinin birinci sayfalarına başkanlık yarışına ilişkin haberler damgasını vurdu.

suç unsuru bulunmadığına dair açıklaması

"Houdini Hillary kafesten kurtuldu" manşetiyle çıkan Daily Mail gazetesi, seçime kısa süre kala suçlamalardan kurtulan Clinton'ı ünlü sihirbaz Houdini'ye benzetti.

Guardian gazetesi FBI'ın açıklamasının Clinton'ın kampanyasına itki sağladığını manşetine taşırken Independent ise açıklamanın oyların dörtte birinden fazlası kullanıldıktan sonra geldiğine dikkat çekti.

Daily Telegraph gazetesi de "Seçime saatler kala Clinton e-postalar konusunda FBI tarafından aklandı" manşetiyle çıktı.

ABD'deki başkanlık seçimini birinci sayfasına taşıyan bir diğer gazete olan Financial Times, Clinton'ın rakibi Cumhuriyetçi Donald Trump'ın beyaz işçi sınıfının oylarını almaya çalıştığını yazdı.

Gazetelerde seçime dair anketler de yer aldı. Guardian'daki ankette Clinton'ın oyların çoğunluğunu alacağı öngörülürken Financial Times'daki ankette Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğun Cumhuriyetçilerde olacağı, Senato'daki çoğunluğu kimin kazanacağının ise belli olmadığı yer aldı.

The Times gazetesi, ABD'deki seçim öncesi finans kuruluşlarının alarma geçtiği, özellikle de Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump'ın yarışı önde götürmesi durumunda seçim gecesi piyasalarda yaşanabilecek çalkantılara hazırlanmaya çalıştığını yazdı. James Dean ve Harry Wilson imzalı haberde seçimi Trump'ın kazanmasının hisselerde kayıplara yol açıp altın fiyatlarını artırabileceği, Clinton'ın zaferininse piyasaları rahatlatacağı öngörüldü.

İş dünyasının seçime hazırlığını yazan bir diğer gazete olan Financial Times'da Barney Jopson imzasıyla yayınlanan makalede iş dünyasının iki adaydan da mutlu olmadığını ancak Clinton'ın "kötünün iyisi" olarak görüldüğü ifadeleri yer aldı.

FBI'ın açıklamasını sürmanşette yayınlayan The Times'ın manşetinde ise Brexit tartışmaları vardı. Times, İngiltere Başbakanı Theresa May'in İngiltere'nin AB'den ayrılmasını hızlandırmak için parlamentoda izleyebileceği farklı yolları incelediği manşetinde, parlamentodaki AB yanlısı çoğunluğu ikna etmenin zor olabileceğini yazdı.

Brexit tartışmaları diğer gazetelerin de iç sayfalarında yer aldı. Telegraph gazetesi, İngiltere Sağlık Bakanı'nın Brexit'in parlamento engeline takılması durumunda ülkede bir erken seçim gerçekleşebileceği sözlerine yer verirken Independent, Brexit referandumu sonrasında İngiliz Sterlini'nin değer kaybetmesi nedeniyle ülkedeki ürünlerin fiyatlarının artmaya devam edeceğini yazdı.

Chris Green imzasıyla yayınlanan haberde Unilever ürünlerinde gerçekleşen fiyat artışının ardından cipslerin de fiyatlarının artacağı yer aldı.

Aynı gazeteden Will Worley'nin haberinde ise İngiltere'nin Avrupa Parlamentosu'ndaki vekillerinin avro ile maaş aldığı, Brexit referandumunun ardından İngiliz Sterlini'nin değer kaybetmesi nedeniyle maaşlarının Sterlin bazında aylık 990 Sterlin arttığına dikkat çekildi.

Daily Mail'ın tüketici editörü Sean Poulter da ülkedeki ürünlerin fiyatlarında yüzde 10 ile yüzde 50 arasında fiyat artışları yaşandığını yazdı.

Gazetelerin dış haberler sayfalarına ise Pazar günü başlayan Rakka operasyonu damgasını vurdu.

Financial Times Rakka operasyonuna geniş yer ayırırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Pazar günü yaptığı açıklamaları "Erdoğan: Avrupa Kürtlere yardım ederek terörizmle suç ortaklığı yapıyor" başlığıyla sayfasına taşıdı.

The Times'ın dış haberler sayfasının manşetinde ise Richar Spencer'ın "Rakka muharebesi IŞİD'e karşı ikinci cepheyi açtı" başlıklı yazısı yer aldı.

Guardian'ın diplomasi editörü Patrick Wintour'un "Rakka operasyonu başlarken ABD Ankara'nın desteğini arıyor" başlıklı makalesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kürtlerin operasyondaki rolünü kısıtlamaya çalıştığı vurgulandı.

Türkiye'yle ilgili bir diğer haber de Guardian'ın Pazartesi ekinin manşetindeydi. "Troll ordusu: Dijital ordular çevrimiçi savaşıyor" manşetiyle çıkan ekte Çin, Rusya, İsrail, Ukrayna, Birleşik Krallık, Kuzey Kore, Güney Kore ve Türkiye'nin siber savaş ve çevrimiçi propaganda araçları anlatıldı. Leo Benedictus'un yazdığı makalede Türkiye'yle ilgili şu ifadeler yer aldı:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan 2013'teki Gezi protestolarında bir ders aldı. Maalesef bu ders, Türklerin daha özgürce yaşaması gerektiğine dair bir ders değil, sosyal medyayı kontrol etmesi gerektiğiydi.

"Bir AKP yetkilisi Wall Street Journal'a partinin yaz sonuna kadar 6 bin kişiyi sosyal medyada çalışmak üzere işe aldığını açıklamıştı.

"AKP'nin yeni gönüllü ordusu fazla coşkulu çıktı. En küçük eleştiriler bile sosyal medyada garip suçlamalarla karşılaştı. Örneğin gazeteci Emre Kızılkaya hükümetin bir rehine eylemindeki tavrını eleştirince Siyonizmle suçlandı."

Makalede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Twitter'a erişimi engellediği anlatılırken iktidarın kontrolündeki sosyal medya hesaplarının favori konuları olarak "Kürtlere, Rusya'ya, Araplara ve İsrail'e karşı çıkmak" gösterildi.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir