Gündem

6 yıllık Odatv davasında tüm sanıklar beraat etti

Ahmet Şık: Bu mafya iktidarı, bu terörün organize olmuş hali hak ettiği sonu bulacak

12 Nisan 2017 13:57

18. Ağır Ceza Mahkemesi Odatv davasında yargılanan 13. sanık hakkında beraat kararı verdi. Gazeteciler Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Ayhan Bozkurt, Ahmet Şık, Nedim Şener, Müyesser Yıldız, Doğan Yurdakul, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Yalçın Küçük, İklim Bayraktar ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın yargılandığı Oda TV davasında tüm sanıklar beraat etti. Ayrıca mahkeme, ilk duruşması 22 Kasım 2011'de görülen Odatv davasıyla ilgili "kumpas kuranlar" hakkında suç duyurusunda bulunulması kararını verdi.  Mahkeme kararında, sanıkların tutukluluk ve gözaltı süreçleri nedeniyle tazminat davası açma haklarının olduğuna hatırlatıldı.

Gazeteci Ahmet Şık karar sonrasında döndü ve "Bu karar Cumhuriyet iddianamesini yazan ve kabul eden savcılara ve hakimlere ders olsun. Biz çocuklarımızın gülüşlerini gerçek kılacağımız bir hayatı çıkaracağız. Bu mafya iktidarı, bu terörün organize olmuş hali hak ettiği sonu bulacak. Kaçınılmaz olanı yaşayacak! " dedi. Şık’ın bu sözleri üzerine duruşma salonunda “Ahmet çıkacak yine yazacak” sloganları atıldı. Bunun üzerine Jandarma müdahale etti. Salonda kısa süreli gerginlik yaşandı.

Kaşif Kozinoğlu cezaevinde vefat etmişti 

Davanın sanıklarından MİT Dış Operasyonlar Dairesi eski başkanı Kaşif Kozinoğlu hakkında, “Ergenekon silahlı terör örgütüne yardım etmekle örgüt üyesi kapsamında olduğu, niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri temin ettiği, yasaklanan bilgileri temin ettiği" iddiasıyla 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapsi isteniyordu. Kozinoğlu, dava süreci devam ederken 13 Kasım 2011’de tutuklu bulunduğu Silivri ceza evinde vefat etmişti. Kozinoğlu’nun hayatını kaybetmesi üzerine, hakkındaki davanın, TCK’nın "Sanığın veya hükümlünün ölümü"nü düzenleyen 64. maddesi uyarınca 2012 yılında düşürülmesine hükmedilmişti. 

İddianamede davanın tek şikayetçisi olan ve şu anda “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklu bulunan gazeteci Nazlı Ilıcak, dava sürecinde şikayetinden vazgeçmişti. 

Duruşma öncesi adliye önünde, bu dava nedeniyle 6 Mart 2011’de tutuklanan, bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra 12 Mart 2012’de tahliye edilen, beş yılın ardından bu kez “FETÖ ve PKK propagandası yaptığı" iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın arkadaşları bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.

Çizen: Zeynep Özatalay

"Dün olduğu gibi bugün de adalet istiyoruz"

'Dışarıdaki Gazeteciler' imzasıyla Ertuğrul Mavioğlu tarafından okunan, bütün gazeteciler için özgürlüğün talep edildiği basın metni şu şekilde:

"Oda TV Davası'nda bugün karar günü. Bir hukuk garabeti, bir kumpas, bir pusu bugün sona eriyor.

"En başından beri biz adalet istedik. 2400 yıl önce yaşamış Diyojen'den mülhem elimizde fenerle eylem Yapıp "gerçeklerin aydınlatılmasını istiyoruz" dedik.

"Odatv kumpasında gözaltına alınırken Ahmet şık, ‘dokunan yanar’ demiş, biz de tutuklu gazeteci arkadaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için yansak da dokunacağız' demiştik.

"14 Şubat 2011'de Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Yalçın'ın gözaltına alınmasıyla fiilen başlayan davada, 12 Aralık'ta Yalçın Küçük Hanefi Avcı'nın tahliye edilmesiyle tutuklu sanık kalmadı. Bu arada Kaşif Kozinoğlu, daha mahkeme karşısına çıkamadan hakkını arayamadan cezaevinde öldü.

"Soruşturma savcıları yurt dışına kaçtı"

"Soruşturma savcıları Zekeriya Öz ve Cihan Kansız yurt dışına kaçtı, davanın görüldüğü Özel Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkeme başkanlarından Resul Çakır firari, Mehmet Ekinci ise 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası tutuklandı. Soruşturmada telefon dinleme kararı, tutuklama kararı veren hakimler ile duruşma savcılarının bir bölümü de ya tutuklu ya firari.

"Bizim için daha gözaltılar başladığı gün durum, zaten berraktı. Çünkü sorgulamalarda yöneltilen sorular da iddianameye konan bilgi, belge ve notlar da gazetecilik faaliyetleriydi. O nedenle yargılananlar Ahmet, Nedim, Soner, Müyesser, Barış'lar değil; gazetecilikti. Sanık sandalyesinde basın ve ifade özgürlüğü vardı.

"Bugün davanın geldiği noktada aldanmadığımızı ve aldatmadığımızı gösteriyor. Muhtemelen bugün 6 yılı aşkın süredir devam eden Oda TV davası beraat ile sonuçlanacak. Böylelikle bazı kitapların bombalardan daha tesirli olmadığı da mahkeme kararıyla tescilli hale gelecek.

"Ahmet Şık Oda TV'den beraat etse de..."

"Ancak bu suçlamaya muhatap olan Ahmet Şık, Oda TV davasından beraat etse de Cumhuriyet davasından halen tutuklu. Cumhuriyet iddianamesine bakıldığında suçlamalara konu olan deliller, Ahmet Şık'ın yapmış olduğu haberler.

“Yalnız Ahmet Şık değil yönetici, yazar ve avukat 19 Cumhuriyetçi silahlı terör örgütlerine yardım etmekle suçlanıyor. Dünün savcıları Oda TV’de Ergenekon ile bağ kurma çabasındayken bugünün savcıları FETÖ, PKK, DHKP-C ile gazeteciler arasında örgüt ilişkisi arıyor.

“Unutulmamalı ki 150’ye yakın gazetecinin cezaevinde olduğu bir ülkenin ne denli demokratik bir ülke, ne kadar hukuk devleti olduğu tartışmaya açıktır. Biz dün olduğu gibi bugün de adaleti, basın ve ifade özgürlüğünün serbest olmasını, gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz."

Duruşma salonunda dakika dakika yaşanlar 

13.35 Mahkeme tüm sanıklar için beraat kaararını açıkladı

11.48 Mahkeme kararı açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.

11.42 Nedim Şener: “Son sözüm Hrant için adalet için. Benim bu davaya iliştirilmem Hrant Dink cinayetindeki sorumluları açığa çıkarmamdandır. Benim yaptığım yazdıklarımla kamuoyunu uyarmaktı. Bu davada yargılananların yazdıkları okunsaydı Türkiye bu günleri yaşamazdı. Bu davada Akın Atalay avukattı, Kadri Gürsel bizi savunurdu. Şimdi onları içeri attılar. Bu dava bize çok şey kattı çok şey götürdü. Bu davadaki sanıkların haklarının teslim edilmesini istiyorum. Hrant için adalet için diyorum.” Coşkun Musluk savunmalarını tekrar ettiğini söyledi, beraatını istedi. Doğan Yurdakul adına avukatı Celal Ülgen söz aldı. Ülgen, “Sayın mahkemeden aklanma kararının ardından bu suçu işleyenler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum.” dedi. Müyesser Yıldız adına avukatı Tugay Topbaş söz aldı. Savunmaları tekrar ettiklerini söyledi ve beraat istedi. Mümtaz İdil'in avukatı Tugay Topbaş, İdil’in beraatını istedi. İklim Kaleli’nin avukatı Refik Ali Uçarcı savunmaları tekrar etti ve müvekkilinin beraatını istedi.

11.30 Hanefi Avcı son sözlerinde, “Mahkemenizden tüm sanıkların beraatını ve kumpas kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını diliyorum” dedi.

11.23 Yalçın Küçük son sözlerinde şunları söyledi: Ben bu salonda 1 numara olmakla yargılanıyorum. Beni Ergenekon’da tutuklayıp bu davada tahliye ettiler.  PKK’y yönetmekle, Ergenekon’u yönetmekle, Odatv’yi yönetmekle suçladılar. Ben buradan beraat edersem, 2 davadan beraat edeceğim. Biri Odatv diğeri Ergenekon. Benim için tüm mahkemeler tek mahkemeydi. Biri tutarsa diğeri bırakıyordu. Benim de arkadaşlarımın da tutuklanmasında da bırakılmasında da hukuk yoktur. Anayasa mahkemesini sulh ceza mahkemesi gibi kullandılar.  Siyasi dengeler nedeniyle bizi bıraktılar. Çok sıkıştılar. Obama’nın elinde bir imkan vardı. Fethullah Gülen vardı. Fethullah’ın elinde de AYM vardı. Onlar önce vekil arkadaşlarımızı sonra bizi (Ergenekon davasını kastediyor) bıraktılar. Girmemiz ne kadar hukuksuzsa çıkışımız da öyledir. Ahmet Şık'a sordum "içerde bana ihtiyacın var mı" dedim. "Yok" dedi.

11.21 Sanık Sait Çakır son olarak beraatini istedi.

11.20 Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu son sözlerinde şunları söyledi: “6 yıl önce bu davada sanık olmak ülkenin lanetlisi olmak yazıları kitapları yasaklanmak demekti. 6 yıl sonra yozlaşmış iktidarlardan devlet içindeki çetelerden bağlantısız olmak anlamına geliyor. Bu davada hakim ya da savcı olmaktansa sanık olmayı tercih ediyorum, mutluyum. Biz yazgımızı kendimiz yazdık. Hakimler de yazgılarını kararlarıyla yazar. Önce salona sonra memlekete kararınız hayırlı olsun”

11.17 Gazeteci yazar Soner Yalçın son sözlerinde beraatini istedi ve kumpasçıların yargılanmasını istedi.  Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan son sözlerinde "Bu salonda kumpaşçıların yargılanmasını istiyorum" dedi.

11.13 Ahmet Şık: Girişteki adalet heykelin terazisinde bir tarafında adalet şeref diğerinde adaletsizlik ve şerefsizlik var. Ve maalesef bu yargı mensupları için bu terazinin kefesindeki kötülük daha ağır oluyor.

11.12 Ahmet Şık: Aslında söyleyecek çok söz var. Ama aklımdan geçenleri söylersem yeni bir dava olacak. Hakkımızda yeni iddianame yazan iktidarın tetikçiliğini yapanları kastediyorum. Bu Adliye sarayı adaletin mezarı oldu.

11.10 Ahmet Şık, Odatv Davası'na ilişkin son sözlerini söylüyor.

11.07 Yoklama bitti. Sanıklardan son sözler alınacak.

11.01 Yoklama yapıldı. Sanıklardan Doğan Yurdakul, Müyesser Yıldız, Mümtaz İdil ve İklim Bayraktar duruşmaya katılmadı.

10.57 Tutuklu gazeteci Ahmet Şık getirildi.

10.55 Sanıklar duruşma salonuna alındı.

Oda TV davasının kronolojisi

Avukat Hüseyin Ersöz, Oda TV davasının altı yıllık kronolojisini Oda TV’ye şöyle özetlemişti:

14 Şubat 2011: Gazeteciler Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Ayhan Bozkurt’un evleri, Zekeriya Öz'ün talimatıyla sabahın çok erken saatlerinde basıldı. Odatv Haber Merkezi arandı. 4 isim de gözaltına alındı.

18 Şubat 2011: Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu kapatılan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği tarafından tutuklandı.

03 Mart 2011: Gazeteciler Müyesser Yıldız, Doğan Yurdakul, Mümtaz İdil, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Nedim Şener, Ahmet Şık ve İklim Bayraktar’ın evlerinde arama yapıldı; gözaltı işlemleri gerçekleştirildi.  

06 Mart 2011: Müyesser Yıldız, Doğan Yurdakul, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Nedim Şener ve Ahmet Şık kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği Kararıyla tutuklandı.

10 Mart 2011: MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu, Afganistan'dan dönüşü sonrasında İstanbul Kapatılan 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı.

14 Mart 2011: “Devrimci Karargah” Soruşturmasında tutuklu bulunan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Odatv Soruşturması kapsamında da tutuklandı.

23 Mart 2011: Zekeriya Öz’ün talebiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimi Mehmet Karababa, “İmamın Ordusu” isimli kitap taslağını gerekçe göstererek tüm kopyalarının toplatılmasına ve bu amaçla Türkiye'nin her yerinde arama yapılmasına karar verdi.

29 Mart 2011: Zekeriya Öz Oda TV Soruşturmasından alınarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği görevine getirildi. Soruşturmada Savcı Cihan Kansız görevlendirildi.

09 Eylül 2011: 14 sanık hakkında hazırlanan 26 Ağustos tarihli iddianame kapatılan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Davanın tek Müştekisi Nazlı Ilıcak’tı.

13 Kasım 2011: Kaşif Kozinoğlu cezaevinde hayatını kaybetti.

22 Kasım 2011: İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Oda TV Davasının ilk duruşması görüldü.

22 Şubat 2012: Doğan Yurdakul sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edildi.

12 Mart 2012: Nedim Şener, Ahmet Şık, Coşkun Musluk ve Sait Çakır'ın tahliyesine karar verildi.

18 Haziran 2012: Müyesser Yıldız'ın tahliyesine karar verildi.

24 Ağustos 2012: TÜBİTAK Raporu hazırlandı. Raporda, suç konusu dokümanların sanıklara ait bilgisayarlarda hiç açılmadığı tespiti yapıldı.

14 Eylül 2012: Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun tahliyesine karar verildi.

12 Kasım 2012: İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi TÜBİTAK Raporunda yazan lehe tespitler karşısında ek rapor talep etti. Ek rapor talebi sonrasında TÜBİTAK çalışanı bilirkişiler hazırladıkları raporu Mahkemeye sundu.

27 Aralık 2012: Soner Yalçın'ın tahliyesine karar verildi.

12 Aralık 2013: Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük'ün tahliyesine karar verildi.

Mart 2014: 6526 Sayılı Yasayla İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi kapatıldı ve dosya İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne devredildi. Bu tarihe kadar 20 celse duruşma yapıldı.

08 Temmuz 2014: AİHM, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın İfade Hürriyeti ve Özgürlük Haklarının ihlal edildiğine karar verdi.

30 Ocak 2015: Oda TV Davasının İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşması yapıldı.

Ağustos - Kasım 2015: Oda TV Soruşturmasını yürüten Savcılar Zekeriya Öz ve Cihan Kansız yurt dışına kaçtı.

12 Haziran 2015, 18 Kasım 2015 ve 17 Şubat 2016: İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Oda TV Davası'nda 2, 3 ve 4. celse duruşmaları yapıldı.

14 Mart 2016: Mahkeme tarafından bilirkişi olarak görevlendirilen Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri hazırladıkları raporda, suçlamalara konu delillerin sahte olduğu tespitinde bulundular.

13 Nisan 2016: Mahkeme son mütalaasını hazırlaması için Savcıya süre verdi.

16 Temmuz 2016: Özel Yetkili Mahkemedeki yargılamada görev yapan Hakimler Mehmet Ekinci, Resul Çakır, Hikmet Şen ve Bülent Kınay hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Bir kısmı tutuklanırken diğerler kaçak durumunda bulunuyor.

21 Eylül 2016: Savcı geçici görevle atandığından mütalaasını sunamayacağını bildirdi ve duruşma 24 Ekim tarihine ertelendi.